Büyük tehlike var!

Son 1 hafta içindeki toplu intihar haberleri; toplumu derinden yaraladı. Kesin nedeni bilinmese de, intihar eden kişilerin ciddi maddi sıkıntı çektiği söylendi.

Olayların ardından medyanın ise bu haberleri veriş biçiminin intiharı özendirici nitelikle olmaması gerektiği vurgusu yapıldı. Toplumda artan şiddet, saldırganlık, intihar ve cinayet olaylarındaki artış, ne yazık ki gözlerden kaçmıyor. Türkiye'nin farklı noktalarından çeşitli gerekçeler öne sürülerek, acı intihar haberleri geliyor. Maddi sıkıntıların, sosyal bunalımların, depresif davranışların, toplumsal değerlerin yozlaşmasının intihar eğilimi olan insanlardaki kendine zarar verme duygusunu daha fazla tetiklediği ortaya çıkıyor. Uzmanlar, son 1 hafta içindeki iki intihar olayını toplumsal bir derdin oluşuna ve acıların biriktiğine işaret ediyor. Yine uzmanlar, bu intihar olaylarının sadece maddi kaygılardan olmadığını, ülkenin toplumsal bir çözülme içinde olduğunu da dile getiriyor. İntihar nedenleri arasında depresyonun ise en fazla görülen durumlardan biri olduğuna işaret ediliyor. Yine uzmanlar, intihar haberlerinin de fazla verilmemesi gerektiğini söyleyerek bu haberlerin de intihar eğilimi olanlar açısından teşvik edici olabileceğini aktarıyor.

TOPLUM SAĞLIĞINDA DERİN YARA AÇIYOR

Yaşanan intihar olaylarının “izlenme” ve “okunma” kaygısıyla meşrulaştırılarak servis edilmesi, gerek kişi psikolojisinde gereksede toplum sağlığında derin yaralar açıyor. Bu tarz haberlerin ölümü son çare gösteren yayınları, yeni infiallere sebebiyet veriyor. Televizyon dizileri, filmler ve haber programları ise cinayetleri ve şiddeti sıradanmış gibi vermeye ve şiddet olaylarını meşrulaştırmaya devam ediyor. Özellikle son günlerdeki intihar olaylarının reyting ve okunma kaygısı için haber sitelerinde ve televizyon haber programlarında ballandırılarak anlatılması, bu tarz yeni olayların yaşanmasına sebebiyet verebiliyor.

İNTİHAR HABERLERİ YAPMAYIN ÇAĞRISI

Uzmanlar, haberlerin veriş tarzı yönüyle uyarılarda bulunurken, psikologlarda ekonomik ve sosyal sorunların yaşandığı bu dönemlerde kitle iletişim araçları tarafından servis edilen haberlerin doğrudan kişi psikolojisine etki ettiğini belirterek, “İntihar olayları hakkında, haber çerçevesini aşan, okuru etki altında bırakan, ölümü son çare gibi sunan yayın yapılmamalı, intihar olayının ayrıntılarından ve uygulanan yöntemin tarifinden kaçınılmalı, olayı gösteren fotoğraf yayımlanmamalıdır” diyor. Ayrıca uzmanlar, intihar haberleri yapmaya devam edildiği sürece bu haberlerin arkasının geleceğini dile getirerek, bu tarz olayların haber yapılmaması hususunda medya kuruluşlarına çağrıda bulunuyor.

İNSAN PSİKOLOJİSİ VE TOPLUMSAL FAYDA GÖZ ARDI EDİLMEMELİ

Görsel ve yazılı medyanın intihar haberlerini verirken, izleyici ve okuyucular üzerinde olumsuz bir etki bıraktığını her defasında dile getiren Psikolog Halil İbrahim Ertabak, özellikle dizilerin ve filmlerin şiddeti sıradanmış gibi verebilmesini anlamlandırılmayacak bir konu olduğunu söyledi. Toplumun psikolojik huzurunun reyting ve okunma kaygısından daha önemli olduğunun altını çizen Ertabak, toplumsal gidişatın bu tarz yayınlarla felakete sürüklendiğini aktardı. Medya sektörünün insan zihnini nasıl ve ne tekniklerle denetimi altına aldığına şahitlik edildiğini belirten Ertabak, daha sonra şunları söyledi: “İntihar haberlerinin veriliş tarzı, hassasiyet gerektirir. Sonuç itibariyle medya, büyük bir güçtür. İnsanlar, gerek televizyon gerekse gazete yayınlardan olumlu veya olumsuz etkilenebilir. Reyting ve okunma kaygısı, medya kuruluşlarını insanların psikolojisini, verilecek haberin toplum üzerindeki etkisini devre dışı bırakarak haber ve yayın yapmaya sevk etmemelidir. Günümüzde maalesef kamuoyu yararı, medyada göz ardı edilmiştir. Olumsuzluklar iyice gün yüzüne çıkarılmıştır. Medyanın sürekli verdiği bu olumsuzluklardan vatandaşımız da ciddi şekilde nasibini almıştır. Hassasiyet gerekli. İnsan psikolojisini ve toplumsal yapıyı haber verirken ihmal etmemeliyiz.”

2 GÜNDE 8 KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ

Son 1 hafta içinde İstanbul'da ve Antalya'da iki acıklı intihar olayı yaşandı. Önce İstanbul Fatih'te aynı evde yaşayan 4 kardeş siyanür içerek kendini zehirledi ve hayatına kastetti. İntihara gerekçe olarak ise ailenin borçlu olduğu ve maddi sıkıntı çektiği gösterildi. Aradan geçen 1 günün ardından benzer bir olay da Antalya'da yaşandı. : Antalya'da yaşayan Şimşek ailesinin 2'si çocuk 4 üyesi evinde ölü bulundu. Bu ölümlerde siyanür şüphesi üzerinde duruldu. Baba Selim Şimşek'in bıraktığı mektup ise ailenin geçim sıkıntısı çektiğini işaret etti. Mektupta: “Herkesten özür diliyorum ama artık yapacak bir şeyim yok. Hayatımıza son veriyoruz” ifadeleri yer aldı.

İDRİS BAKAN

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri