Türkiye haftasonu tarihinin en önemli seçimlerinden birine gidecek.
Darbe girişiminin ardından fazlaca dillendirilen başkanlık sistemi için artık son virajdayız.
Halk, en doğru kararı verecektir, bundan hiç şüphemiz yok elbette.
Kimsenin de olmasın…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da bu yorucu maratonun Konya durağında halkla buluşacak.
Artık seçimler öncesi Cuma günü mitingin Konya’da yapılması Ak Parti’nin geleneği haline geldi.
Belki geçmişten gelen alışkanlığın devamı belki de Türkiye’nin nabzını Konya’nın belirlediği yönündeki algının tezahürü…
Ancak şu bir gerçek ki, parti için Yenikapı’dan sonra en büyük gövde gösterisi Konya’da yapılıyor.
* * *
Referandum sürecine şöyle bir baktığımızda ise siyasilerin, genel seçimlerdeki kadar kırıcı cümleler kurmadığını söyleyebiliriz.
Son döneme girilene kadar oldukça seviyeli seyretti süreç.
Muhalefet, güçlü bir argüman geliştiremese de “Tek Adamlık” üzerinden kampanyasını sürdürmeyi tercih ederken, başkanlık sisteminin destekçileri Ak Parti ve MHP ise mevcut sistemin ülkenin ayağına pranga vurduğundan ve istikrarı olumsuz etkilediğinden dem vurdu.
Kampanya sürecinde dikkatimizi çeken en önemli unsurlardan biri de hayır kampanyasında CHP’nin parti ismini hiç ön plana çıkarmamasıydı.
Parti araçlarında, reklamlarla, sosyal medyada yürütülen çalışmalarda parti ismini hiç görmedik dersek yeridir.
CHP’nin muhafazakâr kesimdeki antipatisini bu şekilde lehe çevirmeyi planladıkları apaçık ortadaydı.
Ama tüm bu planlı çalışmanın tüm fiyaskosunu Konya Milletvekili Hüsnü Bozkurt, bulunduğu ortamın da gazıyla yaptığı konuşmada ortaya çıkardı.
Aklıma kurbağa ile akrebin hikâyesi geldi.
Ne kadar gizlersen gizle, cibilliyetin seni bir şekilde ele veriyor.
* * *
CHP Konya Milletvekili Hüsnü Bozkurt, referandumda evet çıkarsa Samsun’dan İzmir’e kadar bir kürüme operasyonuna kalkışacaklarını söyledi.
Sanki Kurtuluş Savaşı’nda başka bir millet mücadele vermiş de şimdikiler sonradan gelmiş gibi..
İşte CHP’nin topluma bakışının bir tezahürüdür bu.
Halk bir şeye karar veremez… Onlar bilmez.. Onlar anlamaz.. Onları gütmemiz gerekir.. Onlar çok çabuk kandırılırlar… vb.
Bu listeyi uzatmak daha da mümkün.
Şimdi halkçılık oynuyorlar ama kapalı kapılar ardından halka bakış açıları bu halen.
Ve bu hastalıklı yapıdan kurtulmadıkları sürece, halkın büyük çoğunluğunun gözündeki “güvenilmez” imajlarını asla düzeltemeyecekler.
Hüsnü Bozkurt’un “Emperyalistleri denize dökeceğiz” diye lafı eğip bükmesi de işte bu sebepten dolayı halk kanadında “alıcı” bulmadı.
* * *
Yazımızın son bölümünü 172. Yılını kutlayan kahraman Polis Teşkilatımıza ayırmak istiyorum.
15 Temmuz gecesi ülkenin bekası için kahramanca çarpışan, şehit olan, gazi olan polislerimize, bağrından binlerce Fethi Sekin’leri çıkaran bu teşkilata bugün minnetimizi fazlasıyla göstermeliyiz.
Görev uğruna çoluğundan çocuğundan ayrı kalan, tatil yapmayan, yıllık izin kullanmayan, gecesi gündüzüne karışan tüm polislerimizi İl Emniyet Müdürümüz Şükrü Yaman nezdinde kutluyorum.
* * *
Haftaya görüşmek üzere..