Meşhur bir kurbağa hikayesi var bilirsiniz.
İşte kaynar suya atılan bir kurbağa, suyun sıcaklığını hissettiği ilk anda hemen sıçrayarak o sudan çıkmanın, kaçmanın yolunu arar.
Ancak bir kurbağayı soğuk suya koyarsanız ve “kısık ateşte” ısıtmaya başlarsanız o suyu, kurbağa suyun ısındığının farkına varmayacak ve yavaş yavaş haşlanacaktır.
“Büyük Hilmi”nin en büyük hobisi olan ve en sevdiği komedi filmi olan “benzin fiyatları” artık bambaşka bir boyutta ilerliyor.
Hoş yurtdışına bakıldığı zaman hakikaten ucuz yakıt kullanıyoruz. Ancak bu mandırası olup sütü “ucuza denk getiriyorum” demek gibi bir şey.
Bir de şu var, bizim gibi ülkelerdeki enflasyonun en temel sebeplerinden biridir yakıt. Çünkü her yere etkisi vardır. Market reyonlarından tutun üretime, tarıma, sanayiye. Aklınıza neresi gelirse, hangi sektör olursa olsun, bir yerinden ilintilidir yakıta.
Bu süreci öngördüğüm için değil, ancak biraz daha iyisini alabilmek adına arabasını bayramdan önce satanlardanım. Ama gidişata bakıyorum da, almamak daha mı hayırlı olacak, bilemiyorum. Hani derdik ya eskiden, “Benim arabam 50 kuruş yakıyor ama bu bile fazla yaa!” diye. Şimdi 2₺ yakan araçlara gözü gibi bakıyor sahipleri.
Çiftçilerle konuşuyorum, icara verenler musmutlu, ekmeye çalışanlar & kalkanlar ise kan ağlıyor. Çünkü yakıt fiyatları otomatik olarak çarpı iki olmuş vaziyette.
E pek tabii bu da ürünlere yansıyacak.
Buğdayın alış fiyatı artacak.
Un zamlanacak.
Akabinde ekmek.
Normal hayatta domino oynamak gibi resmen. Ne zaman hangi taraftan bir taş gelecek, bilemiyoruz. Her an tetikte bekliyoruz.
Artık eskisi gibi plan yapan da yok zaten.
“Allah bugünümüzü aratmasın!” diye bir duamız vardı ya hani. Ben pek anlamazdım, neden böyle bir duaya ihtiyacımız olduğunu.
İnsan alıştığı lükslerinden kolay kolay vazgeçemiyor.
Her yıl ailecek tatile çıkan bir aileyi düşünün. Geçtiğimiz yıl ayırdığı bütçe ile bu yıl bir gün ancak kalıyor desek yeridir. E haliyle birçok lüksünden vazgeçmek zorunda kalıyor. Bu da gerginliğe sebep oluyor.
Araştırmaları lazım bu “domino taşı etkisi”ni sosyologlarımızın.
“Büyük Hilmi”nin en sevdiği film türü olan komediyi izlerken…