Bütçe açığı, trafik cezaları ile kapanır mı?

Recep Çınar

Ülkenin gidişatı sahiden iyi değil...

Anlayacağınız vaziyet kötü!
Amerikalı bir papaz, 80 milyonluk ülkeyi karıştırdı...
Başka bir deyişle de mahvetti!
Ekonomi yerlerde sürünüyor...
Zamlar ardı ardına geliyor...
Cumhuriyet tarihinde böyle bir olay yaşandı mı?
Bilemiyorum.
xxx
İnsanlar sıkıntılı...
“İnsanlar” derken, durumu iyi olanlardan ya da doların yükselmesinden, servetlerini ikiye katlayanlardan bahsetmiyorum...
Yani emeklilerden, dar gelirlilerden, asgari ücretlilerden bahsediyorum...
Değilse, durumu iyi olanlardan bana ne?
Onların tuzu kuru!
xxx
Dedim ya ülkenin durumu vahim...
Dış borçlar da cabası...
“Bütçe” deseniz, şinanay yavrum şinanay...
Dolayısıyla zamlar kaçınılmaz oluyor...
Yapacak bişey yok, katlanacağız...
İster seve seve, ister seve seve!
xxx
Ekonomimiz bu zamlarla da düzelmez...
Vatandaşın boğazından kesseniz ne olur, kesmeseniz ne olur?
Yetmez, eldeki avuçtakini de verse olmaz...
Memurlar, emekliler, asgari ücretliler birer ay maaş almasalar, ekonomu düzelir mi?
Sanmıyorum...
Delik büyük, yama küçük.
xxx
Bütçe açığı nasıl kapanır?
Ekonomist değilim...
Bilemem...
Bildiğim tek şey; gariban vatandaşın  durumunun iyi olmadığıdır...
Cep kanseri olmuşlar!
xxx
TRAFİK CEZALARI
Yukarıda “bütçe açığı” dedik ya, tam yerine geldik...
Trafik cezaları...
Bütçe açığının kapanmasına buradan başlanacak...
Ehliyet ve plakasız mı yola çıktın?
Unuttum munuttum yok...
Al sana 1002 TL...
Makas mı attın ya da ters yolda mısın?
Al sana da 1002 TL...
Emniyet şeridini ihlal etme, abartılı egzoz kullanma, çakar kullanma, sol şeridi sürekli işgal etme ve buna benzer bir çok ihlalin cezası da 1002 TL...
Ama en ağır cezalar “spin” atan ya da “drift” yapanlara...
Yani, aracı kendi etrafında döndürenlere...
Kaç para mı?
Sıkı durun...
Tam tamına 5010 TL...
60 günde trafikten men...
Bir daha da aynı naneyi yemesinler...
Çalışma izni ve ruhsat almadan  yolcu taşıyanlara da aynı tarife...
Vay ben duymadım, vay ben görmedim yok...
Aman abim, canım abim de yok...
Tabi ki, “sen beni tanıyor musun?” gibi, üst perdeden atma da yok...
5010'u seve seve bayılacaksın...
5010'u ödememenin B planı yok...
Bayılacak, sonra da ayılacaksın!
Bu kadar basit.
xxx
Devlet bir sürü ceza makbuzu bastırdı...
Hem de cilt cilt...
Bunlar bitecek...
Bitmeden eve gitmek yok...
Onun için, şehirdeki bütün mobese kamera görüntüleri didik didik taranacak...
Görevli memurlar, Erman Toroğlu gibi görüntüleri bir ileri, bir geri sardırıp, infazı yapacaklar...
Kaçış yok anlayacağınız...
Bence dikkatli ve duyarlı olmakta yarar var.
xxx
Yazımızı, trafik cezalarını en iyi anlatan bir fıkra ile bağlayalım.
Okuldan yeni mezun olmuş genç bir trafik polisi görev yerine yeni atanmıştır. Aylardan da mubarek Ramazan. Karakol amiri, yeni tayin olmuş memuruna bir cilt makbuz verir ve “bu bir cilt makbuzu bitirmeden karakola gelme” der. Ne desin  yeni memur, emir büyük yerden. “emredersin amirim” der ve şehrin en işlek caddesine gider. Gelene ceza, gidene ceza. Bu arada da vakit daralır, insanların  eli ayağı çekilir, ancak yeni memurun elinde bir tek makbuz kalır. Ceza keseceği kimse de kalmamıştır. Cezayı kesemezse de karakola girmesi yasak. Tam böyle çaresizce düşünürken, karşıdan ihtiyar, eli yüzü nurlu bir hacı emmi bisikleti ile evine gitmektedir. Bizim yeni memur sevinir ve “durrrrr” diyerek ihtiyar emmiyi nefeslendirir.  Sonra da sorar “nereden geliyon, nereye gidiyon?” diye sorar emmiye. Ne desin hacı emmi, “önde horozum,   arkada tavuğum evime gidiyorum kuzum” der. Trafik polisinin gözleri faltaşı gibi açılır , “vayyyyy demek ki bir bisiklete 3 kişi biniyorsunuz haaa, al sana ceza” der ve makbuzu hacı emninin eline tutuşturur.
xxx
Anlayacağınız  Meclis'te kabul edilen mini torba kanun teklifine göre, trafikte hata yaparsanız hatırı sayılır cezalar ödeyeceksiniz...
“Bütçe açığı bu cezalarlar mı kapanacak?” dediğinizi duyar gibi oldum...
Bilemem...
Ancak, “damlaya damlaya göl olur” diye bir atasözümüz olduğunu da unutmayın.