Teknik direktörlerin de hata yapabileceğini dile getiren Bulak, “Tabi ki insanların, kaybettiğinde yalnız kalması normaldir. Siz kuruyorsunuz, siz seçiyorsunuz, siz taktik veriyorsunuz. Onun için teknik direktörü göndermek en kolay yoldur. Çünkü futbolcu transferinin dönemleri vardır, ancak her zaman bir teknik direktörle anlaşabilirsiniz. 25 kişilik kadro bozulamayacağına göre, teknik direktörü gönderip yenisini alabilirsiniz” dedi.
“Biz teknik direktörler kaybettiğimiz zaman çekilmesini, rehabilitasyon dönemine girmeyi bilmeliyiz” diyen Bulak, şöyle devam etti: “Türkiye’de 15 bin teknik direktör, 150 profesyonel takım var. Teknik direktörlerin bir sosyal güvencesi yok. Sosyal güvenceye sahip olmak için tabela asacaksınız, bir büronuz olacak. Birçok arkadaşımız sigortalı. Şartları çok iyi olan 25-30 teknik direktör hariç, diğer arkadaşlarımız para kazanmıyor. Hakikaten çok sıkıntı çeken arkadaşlarımız var. Bir çatı altında toplanmanın onlara çok faydası olacak ama bu yakın zaman içinde başarılacak gibi gözükmüyor. Kendi aramızda bir antrenör evi yaptık. Ankara’ya gelen arkadaşlarımızın konaklayabilecekleri, işini takip edebilecekleri bir yuvaları var. Bunun dışında elimizden bir şey gelmiyor.”
SAYISAL VERİLERLE TÜRKİYE VE AVRUPA’DA FUTBOL
Türkiye’de futbol kulüpleri ve futboldan gelir sağlayanların sayısının, Türkiye’ye yakın nüfusa sahip ülkelere oranla çok düşük olduğunu dile getiren Bulak, ülkede futbol tesislerinin yeterli olmadığını savunarak, şöyle devam etti:
“Türkiye’de 15 bin takım, 15 bin antrenör, 250 bin futbolcu var ve nüfusumuz yaklaşık 75 milyon. Buna karşılık 80 milyon nüfuslu Almanya’da 6.5 milyon futbolcu, yaklaşık 185 bin takım var. İki ülkenin de nüfusları birbirine yakın olmasına rağmen onlar da 6.5 milyon, bizde 250 bin futbolcu var. İngiltere’de de 80 milyona yakın nüfus, 6 milyon futbolcu var. Genç nüfusumuz fazla, ancak gençlerimizi futbola yönlendirememişiz. Futbol takımı kurarak Türkiye’de işsizliği önleyebiliriz. Yani 6 milyon futbolcumuz olduğu zaman 4 kişilik bir aile sayarsak 24 milyon kişi yapar. Türkiye’de 10 milyon işsiz var. Bir baba genelde 4 kişiye bakmıyor mu? Bir çocuk da futbol oynasa 4 kişilik bir aileye çok rahat bakar. Bu imkanı vermek, Türkiye’de futbol sahalarını geliştirmek, çoğaltmak lazım. Şehirlerin dışına futbol sahaları yaparak çocukları futbolun içerisine çekemeyiz. Sahalar çocukların ayağına gitmeli.”
Gelişmiş ülkelerde ilköğretim okullarında çocuk ve gençlere spor yapmaları için uygun zaman boşluğu bırakıldığına dikkati çeken Bulak, Türkiye’de köy ve kentlerde gençlerin spora yönlendirilmesi gerektiğini belirtti.
AMATÖRLERİN İMKANLARINI GELİŞTİRMEMİZ LAZIM
Bulak, Türkiye’de sporun yaygınlaşması ve çocuklarla gençlerin spora yönlendirilmesinin ülkenin geleceğini olumlu etkileyeceğini kaydetti. Amatör kulüplerde mücadele eden gençlere daha fazla değer verilmesi gerektiğine işaret eden Bulak, şunları söyledi: “Amatörlerin imkanlarını geliştirmemiz lazım. Çünkü bugün bir amatör sporcunun lisans bedeli aşağı yukarı 450 liradır. Amatörler malzemeye daha çok bedel ödüyor. Profesyonel takımlar sponsor firmalar tarafından giydirilir ama bir amatör oyuncuya 150 lira bedelle verilir. Bunu yönetici karşılar. Forma böyle, eşofman böyle... Sağlıklı gençler yetiştirmeyi, hapse, kötü yola düşmemelerini istiyorsak, gençliğimiz için yapmak zorunda olduğumuz görevler var. Gençlerimizi spor alışkanlığıyla beraber sahalara, salonlara çekemezsek, yarın onlara hapishanelerde ya da hastanelerde hizmet vermek zorunda kalacağız. Böyle olursa hem daha masraflı olacaklar hem de sağlıksız gençler olacaklar.” Dünyada futbol sektörünün bütçesinin 200 milyar avro olduğunu dile getiren Bulak, “Türkiye bunun sadece 1-1.5 milyon avroluk bölümünden faydalanabiliyor. Bir özel firma Brezilya Milli Takımı’na 1-1.5 milyar dolar destek veriyor. Bu para o ülkede gençlere, kulüplere ve fiziki şartların gelişimine aktarılıyor” diye konuştu.
SPOR TOTO SÜPER LİG’DE TAKIMLARIN YABANCI SAYISI
Bulak, Spor Toto Süper Lig’deki yabancı oyuncu oynatabilme hakkının alt yapılardan yetişen gençlerin önünü tıkadığını öne sürdü. Bu ligde yabancı sayısının en fazla 3 olduğu yıllarda kulüplerin borç miktarının şimdiki duruma göre daha az olduğuna dikkati çeken Bulak, şunları kaydetti: “Bana göre, 3 yabancı ile sınırlandırmayı getireceksiniz, yabancı kaleciye yasak koyacaksınız, Türkiye’ye yabancı hoca getirmeyeceksiniz. Ancak biz ulusal takımın başına dahi yabancı hoca getiriyoruz, kendi insanımızı reddediyoruz. Yabancıya çok değer veriyoruz. Kendi insanımıza değer vermeliyiz. Brezilya’nın 10-12 bin civarında oyuncusu yurt dışında top koşturuyor. Bizim yurt dışında 4-5 oyuncumuz var. Brezilya’nın 400’e yakın hocası yurt dışında çalışıyor. Bu paralar o ülkeye gidiyor. Onlar da bu paralarla futbol okulları kurmuşlar. Orada tekrar kendi gençlerini yetiştirip tekrar dünyaya yayıyorlar. Biz çok yetenekli gençlere sahip bir ülkeyiz. Bunları yapabiliriz ama şu anda bunu unutmuş durumdayız.”