Güzel bir Regâib gecesinin ardından bugün itibârıyla üç ayların ilk Cumâsındayız. Efendim öncelikle Çarşamba günü başlayan üç aylarımızı, dün idrak ettiğimiz Regâb gecenizi ve de bugünkü Cuma bayramınızı mübârek ediyoruz. Rabb’im bu güzel günleri tüm İslam âleminin hayrına vesile kılsın inşaALLAH. Ayni zamanda Müslümanların uyanmasına, şuurlanmasına vesile olsun diyerek başlayalım bugünkü yazımıza.
Müslümanların mânevî baharı mübârek üç ayların kutlu iklimine bu senede ulaştık çok şükür. Sene boyu madde ve dünya bizi öyle bunaltıyor, daraltıyor ki, iyi ki bir arınma mevsimi üç aylarımız var. Günahlarla kararan yüreklerin aklanacağı bir mübârek zemin iyi ki var. Ne mutlu bize! Yine içimiz sevinç dolu. Acaba bu sene müminler için, bu toparlanma zemininden ben nasıl istifâde edeceğim? Diyoruz. Belki de bu sene, Yüce ve Aziz olan Rabb’imizin hoşuna gidecek, O’nu râzı edecek küçücük de olsa bir amelimin cenneti kazanmama vesile olabileceği hayâli bile beni heyecanlandırmaya yetiyor. Sevgili dostlar, bu ayda hiçbir ameli basit görmemeli, hayırda yarışmalı.
Müslümanlar için tartışmasız tek önder ve tek rehber Peygamber aleyhisselam mübârek üç aylara girerken; ‘Allâh’ım Receb’i ve Şâbân’ı hayırlı kıl ve bizi Ramazan’a ulaştır.’ diye dua ederlerdi. (İbni Hanbel, Müsned, 1/2559) Bilindiği üzere; üç aylar Receb, Şaban ve Ramazan aylarından oluşuyor. Biz bu hususlarda hep yazdık hatırlatmak bâbından, yine yazacağız. Receb, bizi yaratan Cenâbı Hakk’ın ayı Şaban sevgili Peygamberimiz aleyhissalâtu vesselâm’ın ayı, Ramazan ise, müminlerin ayıdır. İşte bir güzel mevsime girdik, hepimize mübârek ola. Lâyıkıyla değerlendirmeyi Rabb’imiz nasip eyleye inşaALLAH.
Bizim için tek kıstas, Rasûlullah ve O’nun getirdiği ölçülerdir, dedik. O Receb ayını Mevlâsına büyük bir tâzim ile geçirir, nahif yüreciği, hep Hak için atsın isterdi âdeta. Bu güzel ayda, çokça oruç tutardı. Hatta ilk üç gün tutmanın sevaplarına dâir hadisi şerifleri vardır. Ayın başında, ortasında ve sonunda üç gün tutarak tüm ayı oruçlu geçirmiş gibi sevap kazanabileceğimize âit sözleri vardır. (Bunları kaynaklarıyla daha önce yazmıştık.) Bizler de yapabildiğimiz kadarıyla belki de, pazartesi-Perşembe günleri olmak üzere, böylesi sevaplara iştirak edebiliriz. Hakikaten oruç insanın nefsi isteklerini kırmak adına muhteşem bir terbiye metodu, siz siz olun pazartesi-Perşembe oruçlarını hep tutun. Bu arada tutarsak, hem mübârek günlerin mânevî ortamından hisselenmiş, hem de Ramazan’a hazırlanmış oluruz.
Diğer yandan böylesi ilâhî faziletleri bol olan ay ve günde fakir fukaralara, ihtiyaçlılara da göz kulak olmak gerek. Yanımızda-yöremizde çok var böyleleri. İslam coğrafyasının gözü yaşlı mazlumları, bizi bekliyor. Yanlarına gidemesek bile şimdi imkanlar bol… Felâket bölgelerine giden yardım kuruluşlarımız çok. Her biri ayrı koldan mazlumların elinden tutmaya çalışıyorlar. Rabb’im onlardan râzı ve hoşnut olsun. Meselâ İdlib’de soğuktan donarak ölmemek için çocuklar dahi yürütülüyormuş. Yine donmamak için ne eşyaları varsa yakarak ısınıyorlarmış. Destek olalım. Elimizdeki telefonlarla dahi SMS’lerle bu hayır işlerini başarabiliriz. Kullanmadığımız fazla kalın giysileri ihtiyaçlılara gönderebiliriz. Veya on tane kız çocuğu, on da erkek çocuğu kazağı yeni olarak alıp tasadduk edebiliriz. Biilhassa içinde bulunduğumuz şu mübârek ayda çok sevap. Bütün bunlar bize ahret sermâyesi olacaktır. Dünyâda peşinden koştuğumuz hiçbir maddi şeyin geçerli olmadığı, dehşetengiz manzaraların yaşanacağı bir hesap günü bizi bekliyor. Hiç kimsenin kaçamayacağı o korkunç günde, size destek olacak amellere sarılmak daha akıl kârı değil mi?
İşte dîni hayâtımızı gözden geçireceğimiz bir kutsi iklimdeyiz. Namaz kılmayanlar namaza başlayabilir. Tesettürü olmayanlar, Allâhu Teâlâ’nın bu kesin emrini /Ahzab, 59 / Nur; 31) yerine getirmeyi düşünebilir. Tesettürü olanlar kıyâfetini sorgulayabilir, ‘Benim tesettürüm tam İslâmî hükümlere uyuyor mu?’ diye. Veya kişi, ben ne kadar hayır yapıyorum? Zekâtımı veriyor muyum? En son zekatımı ne zaman verdim. Yâhut pek çok belâyı def eden sadaka veriyor muyum? Haydi davranalım dostlar. İçimize üç aylar ile bir bahar neş’esi getirelim. Gönüller şen ola, ibâdetler bolca ola, Cumânız ve üç aylarınız mübârek ola.