Rahmet ve mağfiretin coştuğu bir üç aylar gufran ikliminde, Habîbullah Muhammed Mustafa aleyhissalâtu vesselâm’ın ayı olan Şaban ayının ilk yarısındayız. Eğer nasipse bu gece muhteşem bir geceye erişeceğiz efendim. Hepinizin ve İslam âleminin bu güzel Berat gecesini şimdiden mübârek ediyor ve en kâmil istifâdeler diliyorum. ‘Yaklaşıyor yaklaşmakta olan’ hakikatinin ardından yürüyen dünya yolcuları olarak yüce Rabb’im biz şaşkınları, gâfil biçâreleri Hakk’a uyandırsın inşaALLAH.
‘Berâet’ affa uğramak, temize çıkmak, aklanmak anlamındadır. Güzel değerlendirene emân verileceğinden bahisle ‘kurtuluşa, affa nâil oluş gecesi’ olabilmesi hasebiyle ‘berat gecesi’ olarak anılır. Bu mübârek gecede yoktan vâr edilen insanın âdeta Cenâbı Hakk’a vasıl olacağı günün sanki bir temsili yaşanır gibidir. Bu gece ‘hüküm gecesi, hesap gecesi’dir aynı zamanda. Çünkü bu seneden gelecek seneye kadar olacak ne kadar hâdise varsa onlar belirlenir bu gecede, doğacaklar, ölecekler, hacca gidecekler, rızıklar yine bu gece semâlar âleminde belirlenir. Yâni kısaca mukadderat bu gece takdir edilir. (Hülâsetü’l-Beyan tefsîri, 13.c, 2, s.5251)
Abdul Kâdir Geylânî Hazretleri Günyetüt Tâlibin isimli eserinde Berat gecesi ile ilgili şunlar kayıtlıdır; ‘Bu gece mahlûkat hakkında hüküm, kaza ve rıza gecesidir. Berat gecesi red ve kabul, ayrılık ve vuslat gecesidir. Berat gecesi ya saadet ya bedbahtlık, ya kerâmet ve paklıktır. Berat gecesinde birisi mes’ud olur diğeri mahrum olur. Birisi mükâfata diğeri zillete düşer. Birisi mükerrem diğeri yoksun, birisine ikram edilir diğeri terk olunur. Ne kadar yıkanmış kefen vardır. Halbuki, sâhibi sokakta meşguldür. Ne kadar çok kabir vardır. Halbuki sâhibi zevkü sefa ile mağrurdur. Ne kadar çok gülen, eğlenen vardır. Halbuki sâhibi ansızın helak olucudur. Ne kadar çok mükemmel binâlar vardır. Halbuki sâhibinin ölümü yaklaşmıştır. Ne kadar çok cevap ümid eden kul vardır. Halbuki onun için azap hazırlanmaktadır. Ne kadar çok beşâret (müjde) uman kul vardır. Halbuki onun için zarar ve ziyan zuhur eder. Ne kadar çok cennet isteyen kul vardır. Onun için cehennem zuhur eder. Ne kadar kavuşma arzusunda olan kul vardır. Halbuki onun için ayrılık hasıl olur. Ne kadar çok kul vardır ki bahşiş ümid eder. Halbuki onu bela karşılar. Ne kadar çok mal, mülk arzu eden vardır. Halbuki onlar için helak zuhur eder.’ Deniyor.
Yukarıdaki dehşetli uyarıları evliyaullahtan Abdul Kadir Geyânî Hazretleri yaptığına göre demek ki böylesi ehemmiyetine paha biçilemez geceyi en mükemmel şekilde ihyâya çalışmak bize kul olarak yaraşandır. Yaşanan hayat gündemi insanoğlunu öylesine meşgul ediyor ki, Müslüman ‘uydum kalabalığa’ cinsinden bırakın kulluğu insanlığa yaraşmayan işler yapabiliyor. İşte Cenâbı Hakk’ın dünyâyı tehdit eden uyarıları geliyor sonra. Biz müminler olarak Rabb’imizi gazaplandıracak işler yapmamaya gayret etmeliyiz ola ki olduysa da derhal ‘tevbe’ ve ‘istiğfâr’a yönelmeliyiz. Şimdiye kadar İslâm’ın rûhuna uymayan pek çok yanlışlıklar işlendi. Şimdi af zamânı… Duâ duâ yalvarma zamânı hatta tek kendimiz için değil hem mazlum, mağdur, biçâre Müslümanlar için hem günah işlemekte haddi aşan insanlar için çok ama çok duâlar etmeliyiz dostlar.
Allah Rasûlünün duâsı gibi duâlar edelim; ‘Yâ Rabbi! Azâbından affına sığınırım, gazâbından rızâna sığınırım. Senden yine sana sığınırım. Sana gereği gibi hamdü senâ edemem. Ben Seni Senin kendini övdüğün gibi övemem.’ (Et-Tergib ve Terhib. 2c, s.473/ Müslim, Salat 2229) Yüreğimizde, gönlümüzde istediğimiz ne varsa isteyelim bu gece. Rabb’im bizleri Kur’an ve Sünnet yolundan, sırâtı müstakîm çizgisinden ayırmasın. Bizi affedilen, râzı olunan kulların safına koysun, bizleri her dâim zikreden, fikreden, akleden, tefekkür ve tevekkül edenlerin zümresine ilhak eylesin. Sevsin, sevdirsin, iki cihan da sevindirsin. Sevdiği, râzı, beğendiği işlerle bizi uğraştırsın, malâyâniye, lüzumsuzlara daldırıp gaflete düşürmesin. Rahmet ve mağfiretine mazhar kılarak bizi sağ-sâlimen mübârek Ramazan’a eriştirsin. İnşaALLAH.
Kıymetli dostlar bu mübârek Berat gecesinde Rabb’im gönüllerimize iman kandili yaksın. Gecenin karanlığını, yüreklerdeki günah karalığını aydınlatacak bir tevbe ve istiğfar nasip etsin. Yanan bir kalp coşkusuyla Rahmeti Rahmân’ın kapısın çalarak affu niyazlarla, ibâdetü taatlarla Cenâbı Hakk’tan emân dilemeyi cümlemize lütfetsin diyerek bitirelim.
Bu gece Beratın mânâ ve maksadına erişelim inşaALLAH. Selam ve dua ile