Bizleri özenle yaratan Rabb’imizin insanlara lütfettiği nimet ve imkanların kaybedilmesi hâlinde telâfisi mümkündür ancak insana bahşedilen ömür takviminin bir daha geri gelmesi imkansızdır. Maalesef yaşayan herkes aldığı nefesi tekrar kullanma hakkına sâhip değildir. Bu hususta mâzeret kabul edilemez. Dünyâda Hakk’a tâbi olmayanlar yapıp ettiklerinden dolayı hesap vereceklerdir. Hz. Allah yüce Kur’ân’ında buyuruyor ki: “Onlardan birine ölüm gelince: ‘Rabbim! Beni geri çevir, belki, yapmadan bıraktığımı tamamlar, iyi iş işlerim’, der. Hayır; bu söylediği sâdece kendi lafıdır. Tekrar diriltilecekleri güne kadar arkalarında geriye dönmekten onları alıkoyan bir engel vardır.”(Mü’minun, 99-100) Âyetler hiçbir yoruma açık olmayacak şekilde gâyet nettir. İnsanlar o büyük mahşer gününde; ‘Ya Rabb’i! Boşta bulundum, unuttum, yanıldım, gaflete daldım, ne olur bana bir şans daha ver’ diyemezler. Zira oradaki pişmanlıkların kişiye bir faydası yoktur iş burada pişman olmaktır.
Allah Teâlâ bu Berat günü ve gecesinde; herkes için süresi belli olan ömür günlerinin pişmanlıkla neticelenmemesi adına önümüzdeki sene programımızı, isteklerimizi ve düşüncelerimizi soruyor. İsteklerimizi katına alıp değerlendirmek ve bizleri memnun etmek istiyor. Dolayısıyla Şaban ayının 15.gecesinden bir sene sonraki ayni geceye kadar kullarının hayat programını yâni kaderini yazıyor bu mübârek gecede. Önümüzdeki bu yeni senede kim ölecek kim doğacak, kim evlenecek, kimler Hacca gidecek??? Berat gününü yalnızca affedilip bağışlanacağımız bir gece olarak görmeyelim. Ayni zamanda Berat gecesi bu sene içinde olmasını istediğimiz dilek ve temennilerimizin Cenâbı Hakk’a arz edildiği bir gecedir
Yanı sıra bu gece âdeta insanın kendisiyle, ‘Bir Hesaplaşma Gecesi.’dir. Berat gecesi sanki, ‘Dünya Dosyan Nasıl?’ sorusunun sorgulandığı ve neticeye bağlandığı bir gecedir. Yine Berat gecesi mahşeri, insanın dünyasına taşıma gecesidir. Evet dostlar, bu gece müminin bir mahşer ürpertisi yaşaması lâzım. Ve bu gece müminin Yüce Rabb’e takdim edeceği kendi ‘dünya dosyası’ için kafa yorması gereklidir. Namazlar, oruçlar, zekatlar, günahlar, haddi aşan tavırlar neler neler…
İşte bir hesaplaşma basamağı önümüzde, ‘çık basamakları’ diyor Rabb’imiz ‘gel huzûruma’ diyerek çağırıyor bu Berat gecesinde. Âdeta; ‘Bak yaşıyorsun hâlâ eksilerini artı yapma, yanlışlıklarından kurtulma, günahlarından pişman olma imkanın var.’ Deniyor bize. O halde davranalım dostlar! Peki, ne yapalım?
İşte gerekli bilgiler:
Berat sözcüğünün aslına uygun olarak ‘zorluklardan kurtulma’ hâlini yaşamalı. Zira bu gece sıfat ve özellikleriyle Kur’an’da geçen bir mübârek gecedir: “… Kur’ân’ın indirildiği bir mübârek gecede her hikmetli iş, katımızdan bir buyrukla o gecede hükmedilir…” (Duhan, 2) Elmalılı Hamdi Yazır bu âyetin tefsirinde şu önemli bilgileri veriyor:
1-Her hikmetli iş bu gecede tefrik (ayırd etmek) edilir: Bundan maksad kulların rızık, ecel gibi işlerinin levh-ı mahfuzdan yazılı olarak alınması ile ilgili meleklere tevdi edilmesidir. Rızık ile ilgili nüsha Mikâil (a.s)’a, harp-darp-zelzele-güneş tutulması ve yıldırım gibi tabii olayların bilgilerini ihtiva eden nüsha Cebrâil (a.s)’a, insanların amelleriyle ilgili nüsha İsrâfil (a.s) denilen büyük meleğe, musîbet ve ölümle ilgili nüsha’da Azrâil (a.s)’a tevdi edilir.
2-Bu gecede ibâdetin faziletli olması: Allah Rasûlu buyurur ki; Her kim bu gece yüz rekat namaz kılarsa Allah Teâlâ ona yüz melek gönderir. Bu meleklerin otuz tânesi onu cennetle müjdeler, otuz tânesi cehennem azâbından kurtulacağına dâir teminat verir. Otuz tânesi de ondan dünyevî âfetleri def eder. Geriye kalan on tânesi de şeytanın hile ve tuzaklarını savuşturur.
3-Berat gecesi ilâhi rahmet iner: Allah Rasûlu bu konuda buyuruyorlar ki; ‘Allah Teâlâ bu gece ümmetimden Benü kelb kabilesinin koyunlarının kılları sayısınca kişiye rahmet eder.’ (Tirmîzî, Savm 39) Benü kelb, koyunlarının çokluğuyla ünlü bir kabiledir. Onların kıllarının sayısınca ifâdesi çokluğu anlatmaktadır.
4-Mağfiretin herkesi kuşatması: Allah Rasûlu; ‘Allah Teâlâ bu gecede kendisine şirk koşmayan bütün Müslümanlara mağfiret eder. Ancak kehânet ve büyü işleriyle uğraşanlar, içki ve zinâda ısrar eden, ana-babasını incitenler müstesna. Onlar tevbe etmedikçe mağfirete mazhar olamazlar.’
5-Rasûlullâh’a şefaat hakkının verilmesi: Rivâyete göre Allah Rasûlu Şaban ayının 13.gecesi Hz. Allah’dan ümmeti adına şefaat niyaz etti. Şefaat hakkının üçte biri verildi. 14.gecesi niyaz etti üçte ikisi verildi. 15.gecesi de niyaz edince son üçte biri verildi. Ancak devenin kaçışı gibi Hz. Allah’dan kaçanlar bu şefaat hakkından mahrum olacaklardır. (Hak Dili Kur’an Dili, Elmalılı Hamdi Yazır, İst, 1971, V1 c. S.4293-4294)
Abdulkadir Geylânî Hz.’Gunye li’t-tâlibi’l-Hak’ isimli eserinde; Allah Teâlâ, Şaban ayının 15.gecesinde mahlûkâtın durumlarına bakar. O gece her kimi temiz bulursa ertesi seneye kadar temizliğini devam ettirir. Bu gecede Allah Teâlâ kullarına bakar, mümin olanları bağışlar, kâfir olanlara mühlet verir. Kin ve hased ehli olanları bu durumdan kurtuluncaya kadar kendi hallerine bırakır.’(el-Gunye, I.c, s.191-192) buyuruyor.
Bizler de Müslümanlar olarak gündüzünden oruçlu bulunarak, ibâdetlerin feyzinden istifâde etmiş temizlenmiş bir vaziyette Berat günümüzü ve gecemizi değerlendirelim inşaALLAH. Dünyâdayken ahret Berâtımızı alabilmek niyâzıyla…