12 yıl önce elele kolkola bu yolda birlikte yürüdüler!..
Gün oldu devran döndü (araya kara kedi veya ayakkabı kutuları girdi bilinmez), geçen yıl 17-25 Aralık soruşturmalarıyla yeni bir süreç yaşanmaya başlandı. Bu süreçte hükumet ve cemaat birbirine nahoş kelimeler sarf etti. Bugünler de Hükumet-Cemaat kavgası hızından bir şey kaybetmezken, samimi müslümanlar rencide edilip, masum insanlara eziyetse devam ediyor.
17 Aralık Operasyonunun yıldönümünde malumunuz 14 Aralık’ta Zaman Gazetesi’ne bir operasyon düzenledi. Tevafuk mudur bilinmez tamda mecliste 4 bakan hakkında soruşturma dosyalarının görüşüleceği günlere denk gelmesi, kimi AKP'li Bakan ve Milletvekili yakınlarının KPSS'ye girmeden nasıl memur yapıldığını isim isim ortaya koyan 85 kişilik VİP torpil listesinin ortaya çıktığı bir zamanda, Zaman'a düzenlenen operasyonun zamanlaması manidar.
11 yıl boyunca her adımda beraber iken ne olduysa birden bire hükumet üyeleri ''Cemaat bizi kandırdı'' demeye başladı. Halbuki Gülen hakkında hükümet yetkililerinin düzmüş oldukları methiyeleri buraya yazmış olsak pek çok yazı dizisi çıkar. Açıkçası hem 'Dünya Lideri'yim diyecek hem de 11 yıl boyunca kandırılmış olacaksınız hiç inandırıcı gelmiyor...
Her ne kadar AKP 17-25 Aralık operasyonlarını 'hükümete darbe girişimi' diye lanse etse de, aynı şekilde Ergenekon ve Balyoz operasyonları için de bu ifadeler kullanılmıştı. Lakin sonrasında bunun bir kumpas olduğunu yine AKP yetkilileri kendileri ifade ediyor.
'Reel Politik' adına AKP'nin dün söylediğinin bugün aksini yapmasını millet kanıksamış olabilir de, Milli Görüşçüler asla unutmaz.
Cemaat ise, İslam Davasında Milli Görüşü daima radikallikle suçladı. Daha yumuşak söylemler, bir takım tavizler verilmesi, birileriyle diyaloğa geçilmesi vs. söylemler ile başarılı olunulacağını iddia ettiler. Peki şimdi ne oldu?
Devlet düzeninde ne değişti? (başörtüsü serbestisi diyecekler olursa eğer, hatırlatmada yarar var. Önceki hiç bir yasada yokken başörtüsü bir talimatname ile polis, asker, hakime, savcı hanımlara resmen yasak edilmiştir bilginize...)
Müslümanlara bugünde başka türlü bir zulüm devam etmiyor mu?
Yeni çıkan o kadar yasa var ki bir gün sıradan bir Müslümanın bile canını yakmaya yeter.
Rüşvet, yolsuzluk, zina, faiz, domuz, eşcinsellik vb büyük günahlar AB Uyum Yasaları ile meşrulaştırılmadı mı?
Bunların vebalini kim verecek?
Demek ki neymiş taviz vermekle de olmuyormuş!
Sistem bazılarının istediği gibi hatta daha evla şekilde aynen devam ediyor!
Devlet kademelerinde masonlar, dönmeler, ocular, bucular, şucular yine cirit atmıyor mu?
Cemaat’in şapkasını önüne koyup iyi düşünmesi lazım. 50 yıldır çeşitli partileri desteklediler ve desteklerini çekerken hep destekledikleri partilerin kendilerini yanılttıklarını söylediler.
Allah aşkına söyler misiniz ne zaman Milli Görüşü desteklediniz de sizi yanılttı?
Erbakan Hoca: "Siyonizm öyle ustadır ki, kim ben mi, ben hiç Siyonizm'e hizmet eder miyim şarkısını söylettirerek, kendi ordusunda işbirlikçilere askeri talim yaptırır. Hizmet etmiyorum zannedersin, halbuki hizmet eden ordunun içindesin, haberin yok. Siyonizm seni kullanıyor" sözünü hatırlatmada fayda var.
Kaldı ki Erbakan Hoca AKP'nin nasıl ve kimler tarafından kurdurulduğunu yıllarca anlattı durdu. Ne yazık ki o zaman kimse kulak asmadı şimdilerde AKP'nin bir proje partisi olduğu hakkında itiraflar da gelmeye başladı.
Abdurrahman Dilipak AK Parti’nin bir proje olarak ABD, İngiltere ve İsrail tarafından kurulduğunu, kuruluşuna destek veren güçlerin, şu üç şeyi talep ettiğini söyledi: ''1. Biz sizi iktidara taşıyalım. 2. Size iktidarda sorun çıkaracakları opere edelim. 3. Size gerekli finansal destekleri getirelim.'' AK Parti’den istenenler de şunlardı: “a. İsrail’in güvenliğini artıracaksınız, önündeki engelleri kaldıracaksınız. b. Büyük Ortadoğu Projesi yani sınırların değişmesi. c. İslam’ın yeniden yorumlanmasında bize yardımcı olacaksınız.''
Hakîkaten bugün maalesef toplumda İslamı yeninden yorumlayan bir (Protestan Müslüman) tipi oluşturuldu.
Velhasıl AKP-Cemaat kavgasını kim kazanır bilinmez, fakat kaybedenin Millet olduğu aşikar.
Selam ve dua ile...