Bir sezon boyunca verilen emekler mücadeleler, dökülen terler gözyaşları, yaşanan heyecanlar gerginlikler, beraberlikler mağlubiyetler, istifalar katılımlar ve daha neler neler…
Ligde ilk devre büyük umut veren ancak ikinci yarıda birçok sıkıntıları bir arada yaşayan buna rağmen mücadelesini asla yitirmeyen yeşil beyazlı sevdamız KONYASPOR hüzünlü bir şekilde veda ettiği SÜPER LİG’e tekrar GELDİ’m dedi. Dahası YEŞİL BEYAZLI SEVDAMIZ ŞAMPİYON oldu. Ancak bu şampiyonluk öyle anlatılacak öyle yazılacak öyle konuşulacak bir şampiyonluk değil. Çünkü bu şampiyonluk çeşitli ve önemli sıkıntıların yaşandığı bir süreçten geçen ancak yılmayan bir mücadelenin başarısıdır. Çünkü bu şampiyonluk geçtiğimiz haftadan itibaren başlayan ve 3 maçtan oluşan bir DAĞ’ın KÜL oluşunun göstergesidir. Çünkü bu şampiyonluk Adanaspor ile başlayan Karşıya maçıyla devam eden bir coşku tufanının Altay maçıyla volkan gibi patlamasıdır. Daha önce Süper lige çıktığı 2002-2003 sezonunda yaşanan heyecan coşku elbette ki küçümsenmez ama bu şampiyonluk yoktan var olmak benzetmesine uygun bir başarıdır.
Çünkü Pazar günü Olimpiyat stadında sahada mücadele eden 11 aslanın, yedek kulübesinde kendi parçalayan Doğan’ın, tribünlerde ve ekran karşısında hop oturup hop kalkan yüreklerin dışında DUALAR vardı. O dualar ki 1-0’dan 2-1’e getiren inanılmaz başarının belirleyicisi oldu. İnanın öyle bir DUA seli hissedildi ki bu anlatılmaz. Gözlerin görmesinin mümkün olmayacağı ancak yüreklerin hissettiği Duaları, sahaya yansıtmada vesile olan Ziya hocanın kritik ve stratejik değişikliği ise bizlerin gördüğü tek gerçek oldu.
Bilindiği gibi 1993-1994 sezonundan bu yana 5. kez Süper Lig'e yükselmek için play-off oynayan ve başarıyı beşincide yakalayan yeşil beyazlılar, 2000-2001 sezonunda play-off ilk turunda Altay'a penaltı atışları sonucunda 4-3 yenilerek elenmişti. Temsilcimiz, 1993-1994'te yarı finalde Antalyaspor'a 3-2, 1996-1997'de de çeyrek finalde Adanaspor'a 3-0 yenilmekten kurtulamamıştı.1999-2000 sezonunda çeyrek finalde Ankaraspor'u 3-1 yenen yeşil beyazlılar, yarı finalde Diyarbakıspor'a penaltı atışları sonucunda 8-7 yenilmişti.
Ancak 2008-2009 sezonunda Kocaelispor ve Hacettepe ile birlikte Bank Asya 1. Lig'e düşen Konyaspor, diğer iki ekibin TFF 2. Lig'e düştüğü bu sezonda Turkcell Süper Lig'e yükselmeyi başararak Ligde son beş sezonda 2008-2009'da Manisaspor ve Kasımpaşa, 2007-2008'de Antalyaspor, 2005-2006'da Sakaryaspor’un, ardından bir sezon sonra tekrar Süper Lig'e yükselen takım olmuş oldu.
Pazar günü Olimpiyat stadına girdiğimde ilk dikkatimi çeken yeşil beyazlı taraftarların karşımızdaki tribünün alt kısıma değil, üst kısıma alınması Altay taraftarının ise alt kısıma yerleştirilmiş olması oldu. Bu bana stratejik bir hareket olarak geldi. Bunun yanı sıra saha anonsunda yeşil beyazlı taraftarlara yönelik anonslarla birlikte gol anonslarındaki farklılıklarda dikkatimizden kaçmadı. Yani bir takım ve taraftarı ancak bu kadar sindirilir değerlendirmesini yaparken devre arasında görüşlerini ifade eden ve asla Konyaspor’a şans vermeyen Ulusal medya temsilcileri değerlendirmemizi perçinlemiş oldu. Yayıncı kuruluşun maç boyunca Altay taraftarından kat be kat fazla olan yeşil beyazlı muhteşem taraftarı ekrana yansıtmaması ise ekranları başında maçı takip eden dostlarımızın bize olan aktarımı oldu. Olimpiyat stadında o kadar olumsuz etkeni görerek yaşayan birisi olarak taraftarımızın ekrana yansıtılmamasını normal olarak değerlendiriyorum. Ancak yeşil beyazlı onbir ve onbinler gerekli yerlere gerekli mesajı fazlasıyla vermiştir. Ligi Anadolu’dan YEŞİL-BEYAZ’a boyayan önce Bursaspor daha sonra Konyaspor olunca böyle yanlılıklar ve taraflıklar açıkca olacaktır. Ama tüm bunlara rağmen bir gerçek var ki o da Konaspor’un şampiyonluğudur. Emeği geçen herkese, gecesini gündüze katanlara, gözyaşı dökenlere, dualarını esirgemeyenlere, Konyaspor’u BİR TAKIM olarak değil BİR BÜTÜN olarak görenlere ve teşekkürü hak ettiğini düşünenlere çok teşekkürler.. Ancak şunu da belirtmeliyim ki karşılaşmayı izlemek için Konya’nın yanı sıra İstanbul ve civar illerden gelen taraftarlara ayrıca teşekkür edilmesi gerekiyor. Çünkü bunu gerçekten hak edenlerin başında geliyorlar.
Konyaspor’un şampiyonluk hikayesini satır satır yazmak elbette maziyi gözlerde canlandıracaktır, ancak bunun yerine ileriki günlerde Konyaspor’un geleceği ile alakalı neler yapılması gerek bunun konuşulması eminim ki çok daha faydalı olacaktır.
Çünkü artık Konyaspor lige çıkıp inen sonra tekrar çıkan takım değil Lig’de kalıcı olan kök salan bir takım olmalıdır. Ancak gün şampiyonluğu yaşama günüdür. Tüm Konya’ya ve yüreği Konyaspor ile çarpanlara hayırlı olsun.
Ligde ilk devre büyük umut veren ancak ikinci yarıda birçok sıkıntıları bir arada yaşayan buna rağmen mücadelesini asla yitirmeyen yeşil beyazlı sevdamız KONYASPOR hüzünlü bir şekilde veda ettiği SÜPER LİG’e tekrar GELDİ’m dedi. Dahası YEŞİL BEYAZLI SEVDAMIZ ŞAMPİYON oldu. Ancak bu şampiyonluk öyle anlatılacak öyle yazılacak öyle konuşulacak bir şampiyonluk değil. Çünkü bu şampiyonluk çeşitli ve önemli sıkıntıların yaşandığı bir süreçten geçen ancak yılmayan bir mücadelenin başarısıdır. Çünkü bu şampiyonluk geçtiğimiz haftadan itibaren başlayan ve 3 maçtan oluşan bir DAĞ’ın KÜL oluşunun göstergesidir. Çünkü bu şampiyonluk Adanaspor ile başlayan Karşıya maçıyla devam eden bir coşku tufanının Altay maçıyla volkan gibi patlamasıdır. Daha önce Süper lige çıktığı 2002-2003 sezonunda yaşanan heyecan coşku elbette ki küçümsenmez ama bu şampiyonluk yoktan var olmak benzetmesine uygun bir başarıdır.
Çünkü Pazar günü Olimpiyat stadında sahada mücadele eden 11 aslanın, yedek kulübesinde kendi parçalayan Doğan’ın, tribünlerde ve ekran karşısında hop oturup hop kalkan yüreklerin dışında DUALAR vardı. O dualar ki 1-0’dan 2-1’e getiren inanılmaz başarının belirleyicisi oldu. İnanın öyle bir DUA seli hissedildi ki bu anlatılmaz. Gözlerin görmesinin mümkün olmayacağı ancak yüreklerin hissettiği Duaları, sahaya yansıtmada vesile olan Ziya hocanın kritik ve stratejik değişikliği ise bizlerin gördüğü tek gerçek oldu.
Bilindiği gibi 1993-1994 sezonundan bu yana 5. kez Süper Lig'e yükselmek için play-off oynayan ve başarıyı beşincide yakalayan yeşil beyazlılar, 2000-2001 sezonunda play-off ilk turunda Altay'a penaltı atışları sonucunda 4-3 yenilerek elenmişti. Temsilcimiz, 1993-1994'te yarı finalde Antalyaspor'a 3-2, 1996-1997'de de çeyrek finalde Adanaspor'a 3-0 yenilmekten kurtulamamıştı.1999-2000 sezonunda çeyrek finalde Ankaraspor'u 3-1 yenen yeşil beyazlılar, yarı finalde Diyarbakıspor'a penaltı atışları sonucunda 8-7 yenilmişti.
Ancak 2008-2009 sezonunda Kocaelispor ve Hacettepe ile birlikte Bank Asya 1. Lig'e düşen Konyaspor, diğer iki ekibin TFF 2. Lig'e düştüğü bu sezonda Turkcell Süper Lig'e yükselmeyi başararak Ligde son beş sezonda 2008-2009'da Manisaspor ve Kasımpaşa, 2007-2008'de Antalyaspor, 2005-2006'da Sakaryaspor’un, ardından bir sezon sonra tekrar Süper Lig'e yükselen takım olmuş oldu.
Pazar günü Olimpiyat stadına girdiğimde ilk dikkatimi çeken yeşil beyazlı taraftarların karşımızdaki tribünün alt kısıma değil, üst kısıma alınması Altay taraftarının ise alt kısıma yerleştirilmiş olması oldu. Bu bana stratejik bir hareket olarak geldi. Bunun yanı sıra saha anonsunda yeşil beyazlı taraftarlara yönelik anonslarla birlikte gol anonslarındaki farklılıklarda dikkatimizden kaçmadı. Yani bir takım ve taraftarı ancak bu kadar sindirilir değerlendirmesini yaparken devre arasında görüşlerini ifade eden ve asla Konyaspor’a şans vermeyen Ulusal medya temsilcileri değerlendirmemizi perçinlemiş oldu. Yayıncı kuruluşun maç boyunca Altay taraftarından kat be kat fazla olan yeşil beyazlı muhteşem taraftarı ekrana yansıtmaması ise ekranları başında maçı takip eden dostlarımızın bize olan aktarımı oldu. Olimpiyat stadında o kadar olumsuz etkeni görerek yaşayan birisi olarak taraftarımızın ekrana yansıtılmamasını normal olarak değerlendiriyorum. Ancak yeşil beyazlı onbir ve onbinler gerekli yerlere gerekli mesajı fazlasıyla vermiştir. Ligi Anadolu’dan YEŞİL-BEYAZ’a boyayan önce Bursaspor daha sonra Konyaspor olunca böyle yanlılıklar ve taraflıklar açıkca olacaktır. Ama tüm bunlara rağmen bir gerçek var ki o da Konaspor’un şampiyonluğudur. Emeği geçen herkese, gecesini gündüze katanlara, gözyaşı dökenlere, dualarını esirgemeyenlere, Konyaspor’u BİR TAKIM olarak değil BİR BÜTÜN olarak görenlere ve teşekkürü hak ettiğini düşünenlere çok teşekkürler.. Ancak şunu da belirtmeliyim ki karşılaşmayı izlemek için Konya’nın yanı sıra İstanbul ve civar illerden gelen taraftarlara ayrıca teşekkür edilmesi gerekiyor. Çünkü bunu gerçekten hak edenlerin başında geliyorlar.
Konyaspor’un şampiyonluk hikayesini satır satır yazmak elbette maziyi gözlerde canlandıracaktır, ancak bunun yerine ileriki günlerde Konyaspor’un geleceği ile alakalı neler yapılması gerek bunun konuşulması eminim ki çok daha faydalı olacaktır.
Çünkü artık Konyaspor lige çıkıp inen sonra tekrar çıkan takım değil Lig’de kalıcı olan kök salan bir takım olmalıdır. Ancak gün şampiyonluğu yaşama günüdür. Tüm Konya’ya ve yüreği Konyaspor ile çarpanlara hayırlı olsun.