Djalma, Hasan Kabze ve Gekas, ayaklarındaki pranganın çözülmesi ile birlikte daha atletik bir takım oldu Torku Konyaspor...
Eskişehir maçında başlayan, Fenerbahçe maçında devam eden, Sivasspor maçında da bu futbol mantalitesini tescilleyen yeşil-beyazlı takımın rakip kaleye inişi ve etkisi kolaylaştı artık...
Bu oyunculara ortadan Hleb ile Borek'i, kenarlardan Tolga ile Ergün Teber'i de eklediğiniz zaman, rakipler için Torku Konyaspor'un nasıl sinir bozucu ve aksiyonlu bir takım olduğu görülebilir...
Hal böyle olunca, popüler, diri, sonuca gidebilen, ligreki konumu ile saygıyı hak eden Carlos'un talebelerinin ne kadar aciz kaldıklarını gördük pazar günü oynanan maçta...
Teknik faullere başvurdular bu nedenle...
Arazi fitesine takmış Torku Konyaspor'u, dahası Djalma'yı, Hasan Kabze'yi ve Gekas'ı durdurabilmek için...
Sivasspor maçında heyecan verdi bizimkiler...
Adrenalin yükselttiler...
Hop oturtup hop kaldırttılar...
Kendileri de, tiribünlere gelenler de, televizyondan izleyenler de keyif aldılar futboldan...
Tribünlerin de eşlik ettiği coşku, sahaya iyi yansıyınca son yılların en kaliteli topunu oynayan Torku Konyaspor'u izlemiş olduk...
Daha önce de söylemiştim, yine söyleyeceğim...
Ne Hleb, ne Vukoviç, ne şu, ne bu...
İkinci yarının en iyi takviyesi Djalma...
Bunu da sanırım son 3 maçta ispatladı...
Açık konuşmak gerekirse, futbol onunla bir başka anlam kazandı...
Tabi ki Torku Konyaspor'da...
Hem estetik oyuncu eksiltmeleri, hem pasları, hem de yaratıcı oyuncu tipinin önemli temsilcilerinden birisi olduğunu gösterirken...
Örneğin attığı gol...
Gol öncesi rakibi kovalaması, rahatsız etmesi, rakipten topu çalması, sıfıra yakın bir yerden topa vuruşu ve o vuruşun gol oluşu film gibiydi...
Ve bu gol, Türkiye'de maçı izleyen, futbol yazan, futbol konuşan insanlar tarafından takdir ediliyorsa, öyle burun kıvırılacak bir durum değildir Djalma'nın durumu...
Aferin ona...
Onu takıma kazandıranlara da...
90. dakikada bile rakip yarıalanda, kırmızı görmüş boğa gibi saldırgan bir görüntü sergileyen Djalma, Sivasspor maçının özetiydi aslında...
xxx
Torku Konyaspor'un maça iyi başlaması, posizyonlar üretmesi, goller kaçırması, özellikle ilk dakikalarda Sivas kalesinde yaşanan karambol Djalma'nın golünün müjdecisi gibiydi...
Djalma'nın takipçiliği, inatçılığı ile Kartal 6. dakikada öne geçerken, Sivas pabucun pahalı olduğunu anladığında iş işten geçmiş ve 25. dakikada Hasan Kabze skoru 2-0'a taşımıştı...
Topa daha çok sahip olan, oyunu geniş alana yayabilen Torku Konyaspor, hem iyi futbol oynayarak, hem de iyi mücadele ederek, bu ligin en sükseli takımınını sollamış oldu ve bundan sonraki rakiplerine de gözdağı verdi...
Konya'ya hiçbir takım “3 puan çantada keklik” diyerek gelemeyecek...
Maçın büyük bir bölümünde bireysellikten uzak, disiplinli, yardımlaşmanın da iyi düzeyde olduğu bir performans gösteren Torku Konyaspor, iyi iş çıkardı açıkçası...
Kazanma arzusu yüksek kapatiseni bilerek sahaya yayılan Mesut Bakkal'ın talebelerinin bu görüntüsü en az 3-0'lık sonuç kadar önemliydi...
Torku Konyaspor, Sivasspor önünde dengeli, oturaklı ve kontrollü oynayarak 3 puanı bileğinin hakkıyla kazandı...
Sivaslılar da söylediler zaten...
“Torku Konyaspor bu galibiyeti hak etti” diye...
xxx
Ve...
Yiğidi öldürdük, ama hakkını verelim...
Carlos...
Dünya yıldızı olmak böyle bir şey olsa gerek...
Maç içinde ne hakeme, ne rakibe, ne rakip seyirciye olumsuz tek bir hareketi olmadı..
Maçtan sonra ise hem kendi oyuncularını, hem de Konyaspor'lu oyuncuları tek tek kutladı, ellerini sıktı, başlarını okşadı...
Hakemleri de tabi ki...
Helal olsun...
Boşuna Carlos, boşuna dünya yıldızı olunmuyor..