Bu maçı kim verdi?

Recep Çınar

Önce ilk yarı...
5. dakikada Çağdaş Atan'ın arıza yapıp oyunu terketmesi Konyaspor adına önemli bir avantajdı...
Çünkü, tecrübeli, saha içinde takımını yönlendirebilecek bir futbol aklına sahip bir oyuncu...
Akhisar'ın bir diğer önemli eksiği ise kaleci Oğuz'un yokluğuydu...
Oğuz'un yokluğunda ise  Evren'in kalede olması Konyapor'un ekmeğine yağ sürdü...
Borek'in attığı golde boşa çıkması  bunun en basit göstergesiydi...
Zamanlama hatası bizim işimize yaradı...
Kartal, ilk golü 20. dakikada ilk korner atışında buldu...
Sadece golü bulmakla kalmadı Konyaspor, önemli pozisyonlarda buldu, skoru artırma adına...
Ne yazık ki, bu önemli pozisyonlardan yararlanamadı...
“Bu yarıda Konyaspor kalecisi İtandje'ye top gelmedi” dersek abartmamış oluruz...
İtanjde 43. dakikada yere yattı, 45'te de havadan gelen bir topu yumruklarıyla uzaklaştırdı...
Bunun anlamı şu; Kalecisine top gelmeyen, oyunu tutan, rakibine üstünlüğünü kabul ettiren Konyaspor, ama ürettiği önemli pozisyonlardan ikinci golü bulamayan da aynı Konyaspor...
“Bu yarıda Akhisar kötüydü, ondan dolayı Konyaspor iyi göründü” gibi diyenler olacaktır...
Ama öyle değildi...
Bu yarıda sahanın her yerinde olan, top yapan, pozisyon üreten, maçı daha çok isteyen bir Konyaspor gerçeğini saklayamayız...
Uğur Tütüneker'in kadro seçimi tartışılabilir...
Ancak tartışılmayan bir gerçek var ise Konyaspor  dün oynanan maçta iki karakterli bir takım olduğunu bir defa daha ortaya koydu...
Akhisar takımında ilk yarıda ortalarda görünmeyen Buruno-Niasse ikilisi, ikinci yarıda sahne alınca Konyaspor'un birinci bölgesinde adete cirit attılar...
İlk 45'ten sonra maçın bittiğini düşünme yanlışının bedeli ağır oldu...
Bir de Uğur Hoca'nın Akhisar'daki  Bruno ve Niyaz gibi becerili oyuncuların varlığını bilmesine rağmen, savunmayı nerede ise altı pasın içinde kurmaya çalışması, ya işi bilmezlik ya da bile bile ladestir...
Üstelik kaleciniz de yan top ya da yüksek top konusunda defoluysa...
İlk 45'te uyuyan bir Akhisar'ı ancak bir “uyandırma servisi” kendine getirebilirdi ve öyle de oldu...
Tolga ile başlayan, Erdinç ve İtandje ile devam eden hatalar zinciri Akhisar'ı uyandırdı ve evsahibi takım 62'de eşitliği sağladı Bruno ile 79'da da Niasse ile öne geçti...
Dedim ya ancak bir “dürtme” bir “cimcik”leme kendine getirebilirdi Akhisarlıları, o işi de ilginçtir ki, akrep gibi kendini sokarak zehirleyen Konyaspor sağ kanat oyuncuları yaptı...
Özellikle de Tolga'ya zerre kadar yardıma gelmeyen Ömer Ali...
Seyredin maçı tekrar görürsünüz ne demek istediğimi...
Ve Uğur Tütüneker  kulübeden bir kez başını çıkarıp bu Ömer Ali'yi uyarmadı...
Hadi diyelim ki, Tütüneker dün formsuzdu veya Ömer Ali'nin savunmaya gelmesini göremedi...
Peki bu durumlarda devreye girmesi gereken yardımcılara ne demeli?
Onlarda mı göremedi mi Akhisar'ın soldan bindirmelerini, Tolga'nın acziyetini, Ömler Ali'nin savunmaya yardımını?
Bir akıl tutulması yaşandı Akhisar maçının ikinci 45'inde...
Hocasından yardımcısına ve saha içindeki tecrübeli oyuncularına kadar...
İkinci 45'de maçı vermenin temel sorunu kulübenin uyku halinde olmasıydı bence...
Yazık...
Oraya kadar giden taraftara yazık...
Ve...
Tütüneker maçtan sonra “ikinci yarıda pas yapamadık, rakip oyunu kontrolü altına aldı” demiş...
Kusura bakmasın Uğur Hoca, oyunu kontrol altına almadı Akhisarlılar, siz verdiniz...
Maçın ikinci yarısı senin önünde oynandı...
Akhisar, Ömer Ali ile Tolga'nın bulunduğu bölgeyi yolgeçen hanına çevirirken, görebilseydin, önlem alabilseydin, oyunu kontrol altına alan Akhisar değil, Konyaspor olurdu...
Maçın tekrarını izlersen bana hak vereceksin.