Bu kadar zengin bir ülke değiliz!

Eğitim Bir-Sen 2 No'lu Şube Başkanı Şenol Metin, "İlçelerde fakültelerin kontenjan sayısı 40, kayıt yaptıran öğrenci sayısı ise 3. Binalar boş, öğretim görevlisi sayısı fazla. Türkiye, bu kadar zengin bir ülke değil" dedi

Eğitim sisteminin günden güne yok olduğu Türkiye'de, öğrencilerin her şehirde yaygınlaşan üniversitelere ve bu üniversiteler de verilen eğitimlere de güveni azaldı. YKS, sonuçları bu gerçeği bir kez daha gün yüzüne çıkardı. 128 bin kontenjan bu yıl boş kaldı. Plansız bir şekilde her yıl haddinden fazla üniversitelere öğrenci alımının yapılması, Hukuk ve Mühendislik Fakülteleri başta olmak üzere; çoğu fakültelerinin itibarının zedelenmesi, yüksek öğretimdeki işsizlik sayısının, genel işsizlik sayısının iki katı olması kontenjanların boş kalmasına sebebiyet verdi. Öğrenciler, artık üniversite okumanın ekstra bir avantajının olmadığını düşünüyor. Ayrıca ilçelerde yaygınlaştırılan yüksekokullarda da  kontenjanlar doldurulamıyor. Ekonomik sıkıntıların zirve yaptığı  bu günlerde ilçelerde bulunan yüksekokullardaki israfların da önüne geçilmesi talep ediliyor.



MYO'LAR GÖZDEN GEÇİRİLMELİ

Türkiye'deki işsizlik oranının yüzde 10-11 civarında olduğunu hatırlatan Eğitim Bir-Sen Konya 2 No'lu Şube Başkanı Şenol Metin, yüksek öğretimdeki işsizliğin ise yüzde 20'nin üzerinde yer aldığını aktardı. Lise mezunlarının, üniversite mezunlarına göre daha fazla iş bulduğunu kaydeden Başkan Metin, üniversite programlarının yeniden masaya yatırılması gerektiğini de dile getirdi. Önlisans programlarının çok daha büyük sıkıntılar ile boğuştuğunu ifade eden Metin, "Geçen yıla göre önlisans kontenjanları 80 bin civarında düşürüldü. Bu adımdaki amaç, boş kontenjanların düşürülmesiydi. Buna rağmen 40 bin kişi yerleşmedi. Öğrenciler, 'Bu eğitim sisteminde okumak istemiyorum' dedi. Çumra Tıbbı Aromatik Bitkiler'in 25 kontenjanı var. 14 yerleşme hakkı var. Hadim Büro Yönetimi'nin 40 kontenjanı var. Yerleşen öğrenci sayısı 23. Taban puanı bile oluşmamış. Kadınhanı Yerel Yönetimlerin 40 kontenjanı var, yerleşen öğrenci sayısı 4. 4 kişi için sınıf açılacak, hoca görevlendirilecek. Karapınar Yerel Yönetimlerin 35 kontenjanı var, yerleşen öğrenci sayısı 3. Bakın, kayıtta da bir kısım öğrenci yerleşmekten vazgeçecek. Kulu'da Tış Ticaret için 15 kontenjan açılmış, 8 öğrenci kayıt hakkı kazanmış. Eskiden bu kontenjanlar, 40'lı, 50'li sayılarda olurdu. Sarayönü Tohumculuk Teknolojisi kontenjanı 30, 10 kişi kayıt hakkı kazanmış. Ilgın'da 300 kapasiteli bir yurdumuz var. Yanında Meslek Yüksekokulu'na ait güzel bir bina var. Yüksekokula ait kontenjan 20. Geçen yıl ise 9'du. Koskoca binada, onlarca hoca eğitim veriyor. Yazık günah. Türkiye, bu kadar zengin bir ülke değil. Oturup da 'Ben bölüm açayım' denilmemelidir. Yüksekokullar bunun yanı sıra yük gibi görülmemelidir. İlçelere üniversitelerin büyük önem vermesi gerekir. Ara elemanların yetişmesi yüksekokullardan geçer. Şehrin karar vericileri bir araya gelmelidir. Bir, analiz yapılmalıdır. Sorun öğrencilerde değil. Programların dizaynı gözden geçirilmelidir.  

ERTELENMİŞ GİZLİ İŞSİZLİK ÜRETİLMEMELİDİR

"Merkezdeki programlarda çok büyük sorunlar yok. Sağlık Hizmetleri ile ilgili alanlarda hiç boş kontenjan kalmadı. Öğrencilerin sağlık alanlarını tercih etmesinin sebebi, üniversiteyi bitirdikten sonra iş garantilerinin bulunmasıdır" diyen Metin, konuşmasını daha sonra şöyle sürdürdü:  "Üniversiteler, programların sonunda öğrencilerine iş verme potansiyeline sahip olmalıdır. Yüksek öğretimde acilen piyasa hangi nitelikte öğrenci istiyor sorusu üzerine araştırma yapılmalıdır. Bazı şeyler için geç kalınmış olabilir fakat her şeyin hala çözümü var. Ertelenmiş gizli işsizlik üretmenin bir mantığı yok. Tekrar hatırlatmak istiyorum. 20 öğrencimizin eğitim göreceği fakültede 16 hoca görev yapıyor. En iyi eğitim verilen alan Tıp Fakültesi'dir. Tıp Fakülteleri'nde bile 8-9 öğrenciye 1 hoca düşerken, ilçelerde neredeyse 1'e bir seviyesinde. Buna rağmen öğrenci gelmiyor. Kusur öğrencide değil. İlçelerde tercih edilmediği halde yeni yeni programlar açılıyor. Bir programın hayata geçirilebilmesi için en az 3 hocaya ihtiyaç var. İş gücü analizine dayanmadığı için binada amaçsız oluyor, sistem de. Hocalar, tüm bunlara rağmen maaşını alıyor. Binada boşa elektrik ve su faturası ödeniyor. Yerleştirme sisteminde oynama yapılarak, çözüm üretilemez. Taban sıralamaları geriye çekilerek, sorunların üstesinden gelinemez. Eğitime rahatça ulaşabilme güzel bir gelişmedir. İş gücü analizi yapılmazsa üniversitelerin bu kadar çok sayıda yaygınlaşması da bir anlam ifade etmez. İhtiyaçlara göre programlar dizayn edilmeli. 2017'de üniversitelerin kontenjanı 910 bindi. 2018 yılında 840 bine düşürdüler. Yerleşen öğrenci sayısı da 14 bin arttı. 'Kontenjanlarımız doluyor' deyip, lütfen kendimizi aldatmayalım. Günü kurtarmaya yönelik çözümler üretilmemelidir."

EMRE ÖZGÜL

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Eğitim Haberleri