Bu isim hem Gazze'yi hem Türkiye'yi karıştıracak

Birleşik Arap Emirlikleri Hükümeti'ne danışmanlık yapan eski El Fetih örgütü yöneticilerinden Muhammed Dahlan'ın yasadışı yollardan Türkiye'ye girerek hükümete karşı muhalif bir oluşum örgütleme girişiminde bulunduğu iddia edildi.

İnsani Yardım Vakfı İHH Başkanı Bülent Yıldırım bundan 10 gün önce yaptığı açıklamada Dahlan'ı kast ederek gizlive Türkiye'ye geldiğini ve bazı isimlerle görüşme yapıp para dağıttığını, bu ismin Mısır'da yaşananları organize eden kişilerden biri olduüunu ifade etmiş ve uyanık olunması çağrısında bulunmuştu.

Bugün Star Gazetesi'nde yer alan bir habere göre Mısır'dan yayın yapan www.middleeastmonitor.com sitesinde yer alan iddiaya göre Dahlan, Türkiye'de bazı gençlik grupları ile bir araya gelerek, AK Parti hükümetine karşı bir ‘hareket' kurma girişiminde bulundu. İddiaya göre Dahlan'ın hedefi Mısır'ın seçilmiş ilk cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin darbeyle devrilmesine yol açan süreçte sokak eylemleri organize eden ‘Tamarod Haraketi' benzeri muhalefet hareketi başlatmak. Site, Filistinli güvenilir istihbarat kaynaklarına dayandırdığı haberinde Dahlan'ın Türkiye'ye girişi ve görüşmeleri de bazı eski El Fetih yöneticileri tarafından sağlandı.

Amaç Gazze'yi sıkıştırmak
İddiaya göre Dahlan, Türkiye'de bazı Türk ve Kürt gençlik grupları ile biraraya gelerek Başbakan Erdoğan hükümetine karşı Tamarod benzeri muhalefet hareketi başlatarak AK Parti hükümetini sıkıştırmayı hedefliyor. Habere göre BAE hükümeti özellikle Türkiye'nen büyük destek verdiği Gazze Hükümetin'i de böylece abluka altına alarak buradaki yönetimi de sıkıştırmayı planladığı belirtiliyor.

Gazze'de Temerrüt benzeri yapılar ve eylemler organize ediliyor

Mahmud Abbas’ın yönettiği Fetih örgütünün Gazze’deki siyasi liderlerinin ileri gelenlerinden İbrahim Ebu’n-Neca geçtiğimiz günlerde bu bölgedeki taraftarlarını Hamas yönetimine karşı “Gazze’deki hükümetin iktidarına son vermek için temerrüt devrimi” adını verdiği bir eylem başlatmaya çağırdı. Denemesini yapmak amacıyla da bir program düzenlediler. Şimdi yoğun bir şekilde yalan ve iftiralarla Filistin’deki İslâmi direnişi yıpratmaya çalışıyorlar. Mısır cuntasının Gazze’nin bütün can damarlarını kesmesi ve zorunlu ihtiyaç maddelerinin girmesini bile engellemesi sebebiyle halkın maruz kalacağı krizi de iyi istismar edebileceklerini düşünüyorlar. Çünkü bölgeye yakıt naklinin engellenmesi sebebiyle benzin ve mazot sıkıntıları başlamış durumda. Belediyelerin altyapı hizmetleri için başlattığı projeler ve asfaltlama çalışmaları büyük ölçüde durdu. İnsanlar hastalarını artık Mısır tarafına geçiremedikleri için işgalcilerin Erez sınır kapısından, 1948’de işgal edilmiş bölgedeki hastanelere götürmek zorunda kalıyorlar. O durumda hastaların refakatçileriyle birlikte “şüpheli” diye tutuklanması tehlikesiyle karşı karşıyalar


DAHLAN KİMDİR
Muhammed Dahlan 29.09.1961 tarihinde Hanyunus’da fakir bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Şimdi ise yüzbinlerce dolarlık villaların ve 5 yıldızlı büyük otellerin sahibi. Gazze’de yaşayan büyük-küçük herkes onun son birkaç yılda Filistin’deki en zenginler listesine girmesinin hikayesini çok iyi biliyorlar. ‘Dolar babası’ olarak tanınan Dahlan nasıl oldu da bir anda milyarder oldu?

Eğitim hayatı boyunca iyi bir not aldığı görülmeyen Dahlan, derslerine önem vermediği gibi arkadaşları ile olan sosyal ilişkilerini de ihmal ettiği onu küçüklüğünden beri tanıyan herkes tarafından biliniyor.

Dahlan, üniversite hayatına kadar da herhangi bir hareket içerisinde aktif görev almamış, siyasi bir kimliğe girmemiştir.

Dahlan, Gazze’nin kurtuluşuna kadar, adamlarının sürekli saldırılar düzenleyerek milyon dolarlarca zarar verdiği, Gazze’deki İslam Üniversitesinde okudu. Üniversitede iken çoğu zaman Müslüman öğrenciler ile tartışmaya giren Dahlan, Müslümanlarla olan kavgasına okuldayken başlamıştı. El-Fetih hareketine de işte bu sıralarda ilk adımını attı.

Dahlan’ın yetişmesinde ve yıldızının parlamasında Han Yunus’daki İsrail istihbaratından sorumlu olan Ebu Rami vardır. Şehid Dr. Abdulaziz Rantisi’nin hayatı okunduğu zaman bir çok yerde Ebu Rami ismine rastlamaktayız. Ebu Rami, Rantisi ile çok mücadele etmiş ve hayatına Siyonist rejimden önce defalarca göz dikmiş bir fitneci.

Sürgün ve Cezaevi Süreci Bugünlere Hazırlıktı

Dahlan, 1981-86 yılları arasında belirli dönemlerde İsrail hapishanelerinde kalmıştır. Ancak konuşmalarında “ben 10 yıl hapiste kaldım” dediği gözden kaçmamaktadır. Dahlan, Zekeriyya Aga’nın üst düzey bir göreve getirilmesi hususunda Arafat’a itiraz etmişti. Arafat “Kimin adına konuşuyorsun” deyince “İsrail zindanlarında kaldığım 10 yılın adına konuşuyorum” demiştir. Dahlan’ın resmi web sitesinde ise 5 yıl İsrail hapishanelerinde kaldığı edilmektedir. Dahlan’ın hapis hayatı, karizmasına çok şeyler kattı. Hızlı yükselişinde Siyonist hapishanelere girmesi etkili olmuştur. El-Fetih liderlerinden Cibril Racub’a göre ise Dahlan İsrail hapishanelerinde 3 yıldan fazla kalmamıştır. Dahlan her ne kadar, anlaşmalarından önce İsrail hapishanelerinde esir hayatı yaşamış olsa da Siyonistler tarafından herhangi bir baskı görmemiştir.

Dahlan 1987 yılında Filistin’den sürgün edildi. Dahlan’ın sürgüne gönderilmesi ise, şöhretini daha da arttırdı ve el Fatih’in öncüleri arasında yer edindi. Önce Amman’a sonra da aynı sene Kahire’ye gitti. Bir sene sonra Bağdat’a gitti. Dahlan, özgeçmişini anlattığı resmi web sitesinde, sürgün döneminde gittiği Libya ve Tunus’tan hiç bahsetmemektedir. Kanaatimizce Dahlan, Tunus’ta yaptığı faaliyetleri gizleme ihtiyacı hissetmektedir. Çünkü Tunus, Dahlan’ın işbirlikçi hayatında yükselişi için çok önemli bir devredir. Dahlan, bir müddet Libya’da kaldıktan sonra Cibril Racub ile beraber Tunus’a gitti. Tunus’ta her ikisini de Arafat karşıladı. Bu dönemde Arafat ile Dahlan’ın arası son derece iyi olduğu biliniyor. Dahlan, siyasi ve askeri eğitimini Tunus’da almıştır. CIA çalışanlarından Vatalia Bruner, Dahlan’ın el-Fetih ile CIA arasında aracılık yapmakta olduğun söylemişti. Dahlan 1994 yılında Filistin’e dönmüştür.

Dahlan’ın hapis ve sürgün hayatı, onu halk arasında kahramanlaştırmak için uygulanmış bir plandır. Çünkü sürgün kararını ilan eden Siyonist askerler Gazze’nin farklı noktalarında “Ey Dahlan dışarı!” diye sürgününün reklamını bizzat kendileri yaptı, halbuki sürgün edilen diğer liderler için böyle bir şey söz konusu olmamıştı.

Şan, Şöhret ve Makam

1997 yılında İsrail gazetesi Haaretz, Dahlan’ın İsrail ve uluslararası bankalardaki servetini 53 milyon dolar olarak açıklamıştı. Dahlan bu büyük servete 3 yıl gibi kısa bir sürede ulaşmıştı. İsrail ile varılan anlaşma gereği, İsrail’in sınırlardan aldığı vergi gelirlerinin%60’ını Filistin Özerk Yönetimi’ne vermesi gerekmektedir. 1997 yılında özerk yönetimdeki bazı yetkililer aylık 250 bin dolar olan vergi gelirinin Muhammed Dahlan’ın hesabına aktarılmasını istediler. Dahlan’ın içinde bulunduğu bu ihanetler zinciri bununla da sınırlı değil. Fakir bir ailenin çocuğu olan Dahlan, Gazze’nin en güzel noktalarından 600 bin dolarlık bir villa satın almıştı. Önce bu reddeden Dahlan, daha sonra ev için 400 bin dolar verdiğini açıkladı.

İngiltere’deki dünyanın en köklü üniversitelerinden birisi olan Canbridge Üniversitesine İngilizce öğrenimi için gitti. Üç uzmandan İngilizce eğitimi alan Dahlan, şehirdeki en lüks otellerde kaldı.. Bütün bu masrafların kimler tarafından karşılandığı yine tüm Filistinlilerce malumdur.

Şeyh Ahmed Yasin ve Rantisi'ye Olan Düşmanlığı

Muhammed Dahlan’ın, intifadanın ölümsüz önderi Şeyh Ahmed Yasin ve Dr. Abdulaziz Rantisi hakkında bir çok olumsuz görüş ve girişimleri oldu. Hatta öyle safhaya varmış ki Siyonist liderlerine, Rantisi’ye suikast düzenleyebileceğini açıkça ilan etti. Rantisi’nin şehadetinden sonra Rantisi’nin evi ile aynı cadde üzerinde bulunan eski evine defana gitmiş ancak Rantisi’nin ailesini ziyaret etmemiş, taziyesini sunmamıştır. Bu tutumu el Fetih içerisinden de yoğun tepkiler getirdi.

2003 yılında Ürdün’deki Akabe görüşmelerinde Amerika ve Siyonistlere Hamas’ı devirme planları sunan Dahlan hakkında Bush; “Bu genç, bizi hayretler içerisinde bırakıyor” demişti. Bu görüşmelere şimdi İsrail terör rejiminin başbakan yardımcısı ve ulaştırma bakanı olan Şaul Mofez, Ariel Şaron ve Mahmud Abbas da katılmıştı. Siyonistler, Abdulaziz Rantisi, Abdullah Şami, Mahmud Zahar, İsmail Heniyye, Nafiz Azzam ve Muhammed Hindi’ye suikast düzenlenmesi teklifini ilettiklerinde Abbas çekimser kalırken, Dahlan Siyonistleri desteklemiş “Şayet siz bizi desteklerseniz, Rantisi’nin ve Şami’nin öldürüleceğini teyid ediyorum” demişti. Ayrıca Rantisi’ye karşı doğrudan ve dolaylı olarak tehditler de savurmuştur.

El Fetih İçerisinde Kirli Oyunlar

Dahlan’ın Arafat’a yakın isimlerden birisi olmasında Arafat’a karşı daima övücü sözler söylemesi de etkili olmuştur. Tunus’ta iken Arafat hakkında “Başkan, Filistinlilerin haklarına en çok bağlı olan kişidir” demekte 2002 yılında Arafat karargahında kuşatıldığı zaman da “O, Batı Şeria’da iken yerine başka bir liderin geçmesi veya bu zor şartlarda Arafat’ın eleştirilmesi hatadır” demişti. Dahlan bunları söylerken, aslında Arafat’ı tasfiye etme planlarını yürüttüğü de el Fetih kadrosu tarafından bilinmekteydi.

Arafat 2003 yılında etrafındaki şüpheli kişileri etrafından uzaklaştırma kararı aldığında bu isimler arasında Dahlan da vardı.

2004 yılında Arafat’a karşı giriştikleri operasyonda başarılı olarak, İçişleri bakanlığından sorumlu devlet bakanı oldu. Hükümeti kurmakla görevlendirilen Abbas, İçişleri bakanı olarak Dahlan’ı önermişti. Ancak bu öneri, Arafat tarafından kabul görmedi. İlişkiler gerilmek üzere ki bir ara formül ile Dahlan’ın devlet bakanı olması teklifi öner sürüldü. Arafat ise bu teklifi zoraki kabul etti.

Dahlan 2002 yılında İngiltereye gitmiş, ABD, AB ve İsrailli bir çok yetkili ile görüşmüştü. Dahlan’ın burada Ariel Şaron’un oğlu Umeri Şaron'la uzun görüşmeler yaptı. Dahlan’ın hayatını yakından takip edenler, Dahlan’ın Siyonistler ile çok yakın ilişki içerisinde olduğunu aynel yakin ve ilmel yakin bileceklerdir.

Yine Dahlan 2002 yılında Lübnan’da yaptığı bir açıklamada Rantisi’yi öldürmek için 10 adamını göndermeye hazır olduğunu açıklamıştı. Şehid Abdülaziz Rantisi de 2003’te yaralı olarak kurtulduğu suikastın tertipleyicisi olarak İsrail güçleriyle birlikte Mahmud Abbas ve Muhammed Dahlan’ın da olduğunu açıklamıştı.

Dahlan özellikle 1996 yılında Gazze’de koruyucu güvenlik birimlerinin başına getirildiği zaman Hamas hareketine mensup olanları tutuklattırmış, hapishanelerde türlü işkenceler yaptırmıştır. Hamas’ın gölgesinde çalışan hayır derneklerini kapattırmıştır. İşgalcilere karşı mücadale edenlere, Oslo’yu kabul etmeyenlere, Özerk yönetimin uygulamalarına itiraz edenlere karşı saldırılardan geri durmamıştır. Dahlan, Filistin hükümetini başarısızlığa uğratmak için Gazze’de ve Batı Şeria’da çatışmalar çıkartarak güvenlik sorununu ortaya çıkardı.

Hamas'ın Gazze'deki askeri operasyonunun ardından Filistin'i terk etmek zorunda kalmıştır. Sağlık sorunlarını bahane ederek Batı Şeria'dan ayrılan Dahlan, bazı Avrupa ülkelerinde kaldıktan sonra Kahire'ye dönmüştür. Dahlan hala Dubai'de yaşamaktadır.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Dünya Haberleri