Türk Telekom, konuşulmadan alınan sabit ücret uygulamasından vazgeçerek önümüzdeki ocak ayından itibaren yeni bir uygulama başlatacakmış. Bu yersiz ve haksız uygulama, gerçekten vatandaşın ağrına gidiyordu? Şikâyetler ayyuka çıkmıştı. Açılan davalar da netice vermeyince, pek çok abone bu yüzden telefonunu iptal ettirdi. Sanıyoruz iptaller devam ediyor.
Günümüzde evinde sabit telefon bulundurmayan insan sayısı hızla artıyor. Ödenen ücretten ziyade, uygulamadaki haksızlık insanların ağrına gidiyordu. Cep telefonlarındaki yaygın kullanım, konuşma ücretlerindeki düşüşler bilhassa ev telefonlarındaki ihtiyacı asgari seviyeye indirmeye başladı. Bu durum karşısında Türk Telekom’un daha fazla direnmesi mümkün değildi.
Doğru olan da tepki çeken bu uygulamadan vazgeçmekti. Bakalım nasıl bir uygulama gelecek?
“Biz Yer Altındakilerle Birlikte Sayılırız”
Medya haberlerine göre, son seçmen listelerinde seçmen sayısında altı milyonluk bir fazlalık varmış. Yıllar önce ölenler bile seçmen listelerinde yer almış. Siyasi partilerin son günlerde üzerinde durduğu önemli konulardan birisi bu.
Diğer bir habere göre de 80 bin kişi, kabirde emekli maaşı almaya devam ediyormuş. Bu da devlete ayda, 40 milyon YTL.’ye mal oluyormuş.
Bizce bu iki olayda da bir gariplik yok.(!) Yahya Kemal Beyatlı bundan seksen yıl kadar önce, elçi bulunduğu ülkede Türkiye’de yapılan seçim sonuçları ile ilgili olarak, yüksek bir rakam verince, itiraz edenler olmuş. Ama şairimiz verdiği rakamdan dönmemiş ve “Biz yer altındakilerle birlikte sayılırız” deyivermiş. Demek ki günümüzde de, yer altındakilerin bazıları yer üstündekilerle birlikte oy kullanmaya, bir kısmı da emekli maaşlarını kabirlerinde almaya devam ediyormuş.
Şaka bir tarafa demek ki devleti hortumlayan, soyup soğana çeviren sadece çeteler değil. Eline fırsat geçen bu işi yapıyor. Bütün bunlar insan unsurunun bozulduğunu gösteriyor.
Millî manevî değerlerin zayıflaması, helâl-haram duygusunun kaybolması bu neticeyi intaç ediyor.
Sadece vurgun ve soygun mu? Çocuklar anne ve babalarının canına kıyıyor. İnsanlar tavuk boğazlar gibi insan öldürüyor. Gasp ve tecavüzlerin bir türlü önü alınamıyor. Çifte kilitler, yırtıcı köpekler evleri soyulmaktan koruyamıyor. Son bir habere göre de, Türkiye’de mevcut 384 cezaevinde yer kalmamış. Bütün bunların ifade ettiği bir şey yok mu?
Tedbir düşünen var mı acaba?
Doğru olan da tepki çeken bu uygulamadan vazgeçmekti. Bakalım nasıl bir uygulama gelecek?
“Biz Yer Altındakilerle Birlikte Sayılırız”
Medya haberlerine göre, son seçmen listelerinde seçmen sayısında altı milyonluk bir fazlalık varmış. Yıllar önce ölenler bile seçmen listelerinde yer almış. Siyasi partilerin son günlerde üzerinde durduğu önemli konulardan birisi bu.
Diğer bir habere göre de 80 bin kişi, kabirde emekli maaşı almaya devam ediyormuş. Bu da devlete ayda, 40 milyon YTL.’ye mal oluyormuş.
Bizce bu iki olayda da bir gariplik yok.(!) Yahya Kemal Beyatlı bundan seksen yıl kadar önce, elçi bulunduğu ülkede Türkiye’de yapılan seçim sonuçları ile ilgili olarak, yüksek bir rakam verince, itiraz edenler olmuş. Ama şairimiz verdiği rakamdan dönmemiş ve “Biz yer altındakilerle birlikte sayılırız” deyivermiş. Demek ki günümüzde de, yer altındakilerin bazıları yer üstündekilerle birlikte oy kullanmaya, bir kısmı da emekli maaşlarını kabirlerinde almaya devam ediyormuş.
Şaka bir tarafa demek ki devleti hortumlayan, soyup soğana çeviren sadece çeteler değil. Eline fırsat geçen bu işi yapıyor. Bütün bunlar insan unsurunun bozulduğunu gösteriyor.
Millî manevî değerlerin zayıflaması, helâl-haram duygusunun kaybolması bu neticeyi intaç ediyor.
Sadece vurgun ve soygun mu? Çocuklar anne ve babalarının canına kıyıyor. İnsanlar tavuk boğazlar gibi insan öldürüyor. Gasp ve tecavüzlerin bir türlü önü alınamıyor. Çifte kilitler, yırtıcı köpekler evleri soyulmaktan koruyamıyor. Son bir habere göre de, Türkiye’de mevcut 384 cezaevinde yer kalmamış. Bütün bunların ifade ettiği bir şey yok mu?
Tedbir düşünen var mı acaba?