Türkiye'de sosyal medya kullanım yaşı her geçen gün düşerken, teknoloji bağımlılığı da sürekli artıyor. Ülkede neredeyse sosyal medya hesabı olmayan vatandaş kalmadı. Sosyal medyanın aşırı kullanımıyla birlikte boşanmalar ve şiddet olayları arttı, 'mahremiyet' kavramının içi boşaltıldı, gençler arasında ahlaksız davranışlar çoğaldı. Çocuklar, tableti veya bilgisayarı olmadan vakit geçiremeyeceğini düşünür hale geldi. İnsanların gerçeklikle bağı koptu. Tüm bu gelişmelerle birlikte toplum büyük bir tehdit altına girdi.
Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bünyamin Ayhan, Merhaba Gazetesi'ne konuştu. Ayhan, sosyal medya ile birlikte Türkiye'de kişi mahremiyetinin ortadan kalktığına dikkat çekti. İnsanların özel bölgesini kamulaştırmasıyla beraber toplumun mahremiyetinin de risk altına sokulduğunun altını çizen Ayhan, “Daha sonra ise değerlerin mahremiyeti bozuluyor. İnsan bedeni ile ilgili olan şeyler mahremdir. Bedeni korumak gerekiyor. Beden pazara çıkınca artık size ait olmuyor, tüketim nesnesi haline geliyor” şeklinde konuştu.
TAKİPÇİSİ FAZLA OLANLAR KENDİNİ KANAAT ÖNDERİ SANIYOR!
Türk toplumunun okur yazar kültürü netleştiremediğini ifade eden Prof. Dr. Bünyamin Ayhan, daha sonra konuşmasını şöyle sürdürdü: “Biz, sözlülük üzerine görsel kültürü yaşıyoruz. Okur yazar kültürümüz çok zayıf. Bu sebeple sosyal medyayı doğru kullanamıyoruz. Bugün sosyal medyayı kullanmak için eğitimli olmanıza gerek yok. İlkokul mezunu da olsanız, ücra bir köyde de olsanız sosyal medya üzerinden meşhur olabilirsiniz. Oysa okur yazarlık uzun soluklu bir iştir. Bir de sosyal medya sistematik olarak bizim Türk toplumunun yapısına uygun değil. Başka bir kültürün ve tek tipleşmenin parçasıdır sosyal medya. Bu mecraların üretim tarzına vakıf değiliz. Burada ne sunarız, mecraları nasıl kullanırız konusunda bilgimiz yok. Bir insan kendini kamusal alanda ifade edemezse, kendini ifade etmek için yer ve alan arar. Sosyal medya buna çok güzel örnek. İnsanlar, 3. tavır ve davranışlarla kendini önemli görüyor. Takipçisi fazla olanlar, bir süreden sonra kendini kanaat önderi olarak görmeye başlıyor. Topluma yön vermeye çalışıyor. Bugün Türkiye'de hiçbir gazete 2 milyon satmazken, hiçbir vasfı olmadığı halde yüksek takipçisi olan sosyal medya kullanıcıları var. Sorunlar, birikerek çoğalıyor.”
SOSYAL MEDYA KULLANIMI BOŞANMALARI ARTIRIYOR!
Sosyal medyanın bireye ve topluma birçok olumsuz etkisinin olduğunu dile getiren Prof. Dr. Ayhan, “Bu mecralar, insanlar için bir kaçış alanı” dedi. Sosyal medya kullanımı ile zaman yönetiminin ortadan kalktığını, gündelik hayatın bütün planlarını alt üst ettiğini söyleyen Ayhan, ayrıca şunları kaydetti: “Bu kaçış, aynı zamanda aile içindeki bireylerden de kaçış anlamı taşıyor. Sosyal medya kullanımıyla birlikte boşanmaların arttığına da şahit oluyoruz. Bu konunun araştırmasını derinlemesine yaptık. Gençler, gerçeklikten bağını kesiyor. Hayatı, sosyal medya gerçeği gibi yorumlamaya başlıyor. Türkiye'de sosyal medya bağımlılığı da sürekli artıyor. Küçük yaşlara kadar düştü bu bağımlılık. Nasıl ki uyuşturucu madde kullanımıyla amansız mücadele ediliyorsa, bu konuda da aynısı yapılmalı. Bu konuya da gerekli hassasiyet gösterilmeli. Teknoloji bağımlılığıyla ilgili hastanelerin açılması gerekir. Çünkü biz toplum olarak bu alana bağımlıyız. İnsanların tedavi olması gerekir. Bağımlı bir birey, birçok alanda sorundur. Roblox erişim engeli getirildiği için tepki gösteren çocuklarımızın da tedavi olması şarttır. Roblox başta olmak üzere; sosyal medya platformları olması hayat olmayacak diye düşünen insanlarımızın sayısı fazla.”