Hepsi olmasa da çoğunluğu Suriyeli...
Hemen hemen her köşe başında ya da araçların mecburiyetten durdukları sinyalizasyon ışıklarının bulunduğu kavşaklarda...
Mendil satan da var, kalem satan da...
Mendil ya da kalem kılıf, asıl işleri dilenmek ya da dilendirilmek...
Yaşları mı?
5'le 10 arası...
"11" demez...
Üstte yok, başta yok...
Bazılarında ayakkabı bile yok...
Çıplak ayakla ve buz gibi havada, vicdanlara bıçak gibi saplanıyorlar...
Konuşmuyorlar da...
Sadece işaret diliyle, ne istediklerini karşı tarafa net bir şekilde anlatıyorlar...
Göz gözesin...
Kaçırırsan gözlerini boynunu bükecek...
Bedeninde ya da ruhunda vicdan taşıyorsan, başını çevirme şansın yok...
Vereceksin...
Verirken de düşünüyorsun, "iyi mi yapıyorum, kötü mü yapıyorum" diye...
Verirsen aile onu çalıştırmaya ya da dilendirmeye devam edecek...
Vermezsen de vicdanın seni rahatsız edecek...
Böyle bir ikilemin içinde kalıyorsun...
Hele de böyle ayazın tavan yaptığı kış gününde...
"Nerelisin?" diye soruyorsun, cevap belli: Suriye...
"Okuyor musun?" diye soruyorsun, ya anlamıyor, ya da anlamak istemiyor...
Boynunu büküyor...
Derdi okumak ya da okumamak değil, aile bütçesine 3 kuruşta olsa katkıda bulunmak...
Konya'nın hemen hemen bütün caddelerinde, sokaklarında bu çocuklarla karşılaşıyoruz...
Bazen ara sokaklarda bile karşımıza çıkıyorlar...
Belki bugün sıkıntı gibi görünmüyor olabilir, ama ileride bu durumun telafisi mümkün olmayan sıkıntıları da beraberinde getireceğini unutmamak lazım!
Bu çocukları, gecenin bir yarılarına kadar sokaklarda "mendil" ya da "sakız" satma adı altında dilendirmek suç değil mi?
Bu çocukları dilendiren, aile ister Türk olsun, ister Suriyeli olsun, farketmez, bunlar cezasız kalmamalı...
Bu aileler arasında, kadınların ve erkeklerin elinden tutup, "çocuğum aç, çocuğum hasta" hikayesiyle dilenenler de cabası...
Herkes vicdan sahibi olmuyor, bu insanlara ve bu çocuklara hakaret edenler, tartaklayanlar da oluyor...
Yukarıda da altını çizdiğim gibi, sıkıntı büyük ve giderek daha da büyüyecek...
Şehri yönetenlerin bunlara "dur" demesi lazım...
Bu çocukları, hem sokaklardan, hem de kötü niyetli ailelerden kim kurtaracak?
Özelikle de, şu kış günlerinde bu çocukların evlerinden çıkmamaları için, birşeyler yapılmalı...
Benim en büyük tedirginliklerimden birisi de, bu çocukların çetelerin eline geçme endişesi...
En büyük tehlike bu...
İstanbul'da böyle bir çete ortaya çıkartılmış, emniyet güçlerinin yakın takibi sonucunda, bu çete çökertilmişti...
Allah muhafaza...
Kötü niyetli insanların, bu çocukları her türlü suça teşvik edecekleri gerçeğini de unutmamak lazım...
Duyarlı bir vatandaş olarak, endişelerimi ifade ettim...
Çünkü, meseleye at gözlüğü ile değil, geniş bir perspektiften bakıyorum.
xxx
Bu arada bir sitemim de hayvanseverlere olacak...
Sokakta yaşayan hayvanlara olan duyarlılığınızı, sokakta yaşayan bu çocuklar için de gösterirseniz, sizlerden çok şey mi istemiş oluruz?
Ben de kuşların, köpeklerin kedilerin sokaklarda aç-susuz kalmasını ya da öldürülmesini veya sakat kalmasını istemem...
Hayvanların, özellikle kış aylarında yaşayabilmeleri için bizlere ihtiyaçları var...
Eyvallah...
Ama, sokaklarda yaşayan, zorla dilendirilen, horlanan çocukların da bizlere ve sizlere ihtiyaçlarının olduğunu sakın unutmayın...
Sakın.