“Bozkır’da Ay Işığı” film oluyor

BOZKIRDA AY IŞIĞI HÜZÜN DOLUBozkır Belediye Meclis Üyesi Gazeteci Yazar Filiz Kılınçelin yaşanmış bir hayattan esinlenerek kaleme aldığı Bozkırda Ay Işığı isimli romanının filmi çekiliyor.

 Genç yaşına rağmen kaleme aldığı kitabı ile bir anda Bozkır’ın gururu olan Filiz Kılınçel, kitabının böylesine ilgi görmesinden mutlu olduğunu söyledi. Kılınçel, kitabında kendi anneannesinin yaşadığı zorlukları ve Anadolu kadının dayanılması zor çilelerini anlattığını ifade ederek, “Tamamen yaşanmış bir hayatın anlatıldığı kitabım yayınevince Sedat Simavi Vakfı tarafından düzenlenen yarışmada aday gösterildi. Yarışmanın sonuçları Aralık ayı sonunda belli olacak. Kitabın böylesine anlamlı bir yarışmada aday gösterilmesinin ardından bu kez Bozkırlılar Derneğinin katkıları ile ‘Bozkır’da Ay Işığı’nın filmi çekiliyor.
YAŞANTISINA BİREBİR TANIK OLDUM
Kılınçel, kitabının tanıtımı konusunda açıklama yaparak, yeniden o günlere döndüğünü ifade ederek, “Bozkır’da Ay Işığı yaşanmış bir hayatı yani Hürü Ebe’nin hayatını anlatıyor. Hürü Ebe yaylada yaşamış, ömrünü çocuklarına adamış, bunun yanı sıra her türlü zorluğu yaşamış bir Anadolu kadını. Yazdıklarımın bir bölümüne birebir tanık olurken büyük bölümünü anneannemden dinledim. 35 yıllık yaşantımın 30 yılını birlikte geçirdik. Anneannemin anlattıkları ve çektiği sıkıntılar bana bu kitabı yazdırdı. Önceleri kitap yazma gibi bir düşüncem yoktu. Sadece günlük veya bir makale gibi kaleme alıyordum düşüncelerimi. Ancak Bozkırlılar Derneği Başkanı Burhan Yılmaz hocamın katkıları ve cesareti ile yazmaya başladım. Birkaç yazıyı cesaretsizce yazdım. Çünkü içimde beğenilmez endişesinin yanı sıra kendime güvensizlik korkusu vardı” dedi.
ANADOLU İNSANININ ÇİLELİ YAŞAMI
Kılınçel, bu çalışması ile Bozkır’da büyük bir ilgi gördüğünü de dile getirerek, “Ben bu çalışmam ile Anadolu insanının yaşadığı gerçek hayatı anlattım. Kitabımda hiçbir zaman abartıya veya olmayan bir yaşantıyı gösterme gibi bir hata yapmadım. Sonunda ortaya güzel bir eser çıktı. Bu kitabım ile yüzlerce olumlu eleştiri aldım. Anneannem ile yaşadığım günleri düşündüğüm zaman gözlerim bir kez daha dolar. Öte yandan hikayede adı geçen kişilerin yaşantısı ile bu günkü yaşantıyı kıyaslamak bile mümkün değil. O günkü kadınların yaşadığı sıkıntılar, kıtlık, bir göz odada yaşam, çocuklar yetişiyor ve bin bir türlü sıkıntılar içerisinde yaşanıyor. Ama büyük bir sabır ile karşılanıyor tüm yaşananlar. Anneannemin yaşadığı sıkıntıları kimseye söylememe, her türlü çileye, baskıya boyun eğmesi bugün hiç kimsenin yapamayacağı bir durum. Bunun nedenlerinin başında anneannemin babasının köyün en sevilen hocalarından olması, babasından sürekli olarak sabır öğrenmesi idi. Hayatta sabır ve dayanma huyundan başka hiçbir şey bilmeyen, Bozkır’ın dışında hiçbir yere gitmeyen, tüm ömrünü sadece köy ve yaylada geçiren bir insandı anneannem. Tutunacağı tek dal ise namazları ve duası.
ANADOLU KADININ SABRI ÖRNEK OLDU
O insanların yaşadıklarını birebir yansıtmak mümkün değil. Ben kendimi düşünüyorum, acaba o insanların yaşadığı sıkıntının binde birini yaşasak herhalde çok kötü sonuçlar oluşurdu. Çünkü bu şartlarda bu gün en ufak bir ekonomi sıkıntı yaşadığımız zaman bile, boşanmalar, bunalımlar, sıkıntılar her şeyi yaşıyoruz. Ama o insanlarda ne depresyon ne bunalım hiçbir şey yok. Çünkü bir tek şeye güveniyorlar tevekkül ediyorlar ve tevekküle sığınıyorlardı’ diyerek Anadolu kadının sabrının herkese örnek olmasını istedi.
Kitapta kendisini en çok etkileyen bölümünün anneannesinin ölümünü anlatan bölüm olduğunu söyleyen Kılınçel, “Anneannem 95 yaşında vefat etti, 30 yılını birlikte geçirdik sürekli bizimle kalırdı. Ve ben hayatımda onun gibi insan bulamam. Ben onun gibi olamam. Damadının veya oğlunun evinde mutfaktan hiçbir şey alamayan, utanan çekinen bir insan yaylaya gittiği zaman bir başka oluyor. Orası onun her şeyi. Evde iken her yeri ağrıyor ama yaylaya gider gitmez her türlü dertlerinden kurtuluyor. Birde yaylanın temiz havası her türlü hastalığını gideriyor. Anıları var, temiz hava var çünkü hayatının en güzel günleri yaylada geçiyor.
BOZKIR İÇİN AYRI BİR
ÖNEM TAŞIYOR
Bozkır’da Ay Işığı kitabımdan çok güzel teklifler aldım. Kitabım Sedat Simavi Vakfı’nın düzenlediği yarışmada aday gösterildi. Konya’dan katılan tek kitap benim kitabım. Duyduğum zaman çok şaşırdım. Bu kadar önemli bir olay beklemiyordum. Katılmak bile çok güzel bir duygu. Bu kitap sayesinde kendime öz güvenim geldi. Şimdi ise kitabımın filminin çekilmesi gündeme geldi. Bozkırlılar Derneği’nin girişimleri ve Bozkırlı hemşerilerimizin destekleri ile  ‘Bozkır’da Ay Işığı’ film oluyor. Bu benim için olduğu kadar Bozkır içinde önemli bir duygu. Bana bu konuda destek olan herkese teşekkürlerimi sunuyorum” diye konuştu.
ALİ SAİT ÖGE

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Merhaba Şehir Haberleri