Konya'nın turizm anlayışını değiştirmesi gerektiğini söyleyen TÜRSAB Konya Yöre Temsil Kurulu Başkanı Özdal Karahan, “Konya'ya gelen Hz. Mevlana Türbesi'ni ziyaret ediyor, etliekmek yiyor ve Mevlana Şekeri alıp dönüyorsa kimse kusura bakmasın bunun adı turizm olmaz” dedi. Anadolu Selçuklu Devletine başkentlik, farklı medeniyetlere ise yıllarca ev sahipliği yapmış Konya, her ne kadar “Turizm başkenti” olarak adlandırsa da, şehrin tarihi ve kültürel miraslarının tanıtımı yeterince yapılamıyor. Konya'daki köklü mirasların değeri yeterince bilinmiyor. Yine Konya'da gün yüzüne çıkarılan kadar, gün yüzüne bilgisizlik, tecrübesizlik ve vizyonsuzluktan dolayı çıkarılamayan mirasların da varlığına işaret ediliyor. Numan Kurtulmuş'un kendi Kültür Bakanlığı döneminde Konya'da dile getirdiği “Eğer bugün 9 bin yıllık tarihe sahip olan Çatalhöyük, başka bir ülkede olsaydı, oraya milyonlar akardı, oranın tanıtımı öyle güçlü yapılırdı” ifadesinin doğruluğu, Konya'nın tanıtım konusunda ne kadar yetersiz kaldığını bir kez daha gözler önüne seriyor. Çatalhöyük'ü, Boncuklu Hüyük'ü ile, Sillesi, Hz. Mevlana ve daha diğer alimlerinin kabirleri ve benzeri daha onlarca turistik noktası ile Konya'nın yerli ve yabancı daha fazla turistin uğrak noktası haline gelmesi gerekirken, olduğu yerde sayması yine şehrin yeniliklere ne kadar da aç kaldığını gösteriyor. Konya, daha fazla keşfedilmeyi beklerken, başta Konyalılar'ın kendi tarihi ve kültürel miraslarına sahip çıkmaması ve yaşadığı şehrin özelliğini yeterince bilmemesi, şehir adına büyük bir dezavantaj olarak görülüyor. Ne her yıl aynı formatla düzenlenen Şeb-i Arus törenleri, ne de yine her yıl aynı format ile icra edilen Mistik Müzik Festivali, şehrin turizm potansiyeline yeterince katkı sağlamıyor. Esnaf, Konya'ya gelen yerli ve yabancı turistlerin genellikle günübirlik gezileri tercih ederek, turistlerin şehre yeterince ekonomik katkı sağlamadığını düşünüyor. Konya yetkilileri ise bir turistin şehre katma değer kazandırmasından ziyade, şehre gelen turist sayısı ile övünüyor. Ayrıca lezzet konusunda da başlı başına bir turizm merkezi olmayı hakeden Konya'nın tescilli ürün olmasına rağmen, etliekmeğini başka şehirler sahiplenmeye çalışıyor. Sağlık turizmi konusunda da başlı başına bir merkez olabilecek Konya, elde bütün imkânlar bulunmasına rağmen yeterince parlatılamıyor. Kısacası Konya, “İstenilen düzeyde turizm geliri” elde etmeyi ve “tarihi ve kültürel kazanımlarının, gün yüzüne çıkarılmasını ve hak ettiği değeri görmeyi” bekliyor.
KONYA'NIN POTANSİYELİ DEĞERLENDİRİLEMİYOR!
Konya'nın gerçek turizm gücünün mevcut potansiyelinden daha fazla olduğunu ifade eden TÜRSAB Konya Yöre Temsil Kurulu Başkanı Özdal Karahan, “Bu şehir ve potansiyeli ne yazıkki yeterince tanıtılamıyor” dedi. İnanç turizmi konusunda Hz. Mevlana örneğini vererek, konuşmasını sürdüren Başkan Karahan, şunları kaydetti: “Konya'nın şuan için en gözde turizm noktası Hz. Mevlana Türbesi. Türbeyi yılda 3 milyona yakın kişi ziyaret ediyor. Ziyaretçi sıralaması bakımından Hz. Mevlana Türbesi, hep üst sıralarda olmuştur. Tabi ki bu sıralamadan gurur duyuyoruz. Fakat bir de işin başka bir boyutuna bakıyoruz. Türbeyi ziyarete gelen vatandaşlar, ayrıca bu şehre ne kazandırabiliyor? Biz, işin biraz da bu kısmındayız. Gelen turistler, Konya'nın etliekmeğinin meşhur olduğunu duyduğu için bir de etliekmek yiyorsa, yakınlarına götürmek için bir de Mevlana Şekeri alıyorsa kimse kusura bakmasın geçmiş dönemlerde söylediğim gibi yine söyleyeceğim, bu turizm değildir! Konya, yeniliklere muhtaç. Alışılagelmiş turizm anlayışından kurtulmamız gerekiyor. Bu şehir, çok derin, köklü, zengin bir şehir. Her yeri ayrı bir tarih. Turizm anlayışımızın sadece Hz. Mevlana Türbesi'nin gezdirilmesi ile sınırlı kalmaması gerekir. Konya'nın çoğu tarihi ve kültürel mirası, noktası atıl vaziyette. Potansiyelimiz yeterince değerlendirilemiyor.”
EMRE ÖZGÜL