Heraklitos, ''Aynı nehirlere girenlerin üzerinden, farklı sular akar.'' sözünü değişimin ve akışın sürekliliğini vurgulamak, hiç bir şeyin aynı olmadığı, her şeyin zamanla değişeceği yine hiç bir şeyin eskisi gibi kalmayacağına dikkat çekmek için söylemiş.
A. Joseph Toynbee toplumların döngüsel süreçlerden geçerek doğup, gelişip, yıkılacağı görüşünü savunmuş, uygarlıkların birbirine dönüşerek ya da birbiri içine geçerek yeni biçimlere değişemezler, her uygarlık başkasından kesin sınırlarla ayrılabilmelidir demiştir. Toynbee yine ''Bir uygarlık değişirse artık kendisi olamaz başka bir uygarlık ortaya çıkar'' diyordu.
Biruni de tüm milletler için yükseliş ve düşüş sürecinin döngüsel olduğu görüşündedir.
İbni Haldun'a göre ''Her şey bir sona, her son yeni bir başlangıca gider.''
İbni Haldun dairesel bir döngü tarih anlayışını benimsiyor ve devleti tarif ederken Tavırlar (Aşamalar) Nazariyesi'nde devletin beş aşamadan geçtiğini bildiriyor.
1. Kuruluş ve zafer aşaması.
2. Gücün şahsileşmesi dönemi.
3. İmar dönemi.
4. Sulh ve istikrar dönemi.
5. Çözülme ve yok oluş dönemi.
İbni Haldun imar dönemini devletin en yetkin dönemi görür ve aynı zamanda düşüşün başladığı dönem olarak ifade etmiş.
Tarihte hiç bir şey eski haliyle kalmadığı gibi her şeyin bir başlangıcı bir de sonu olduğu yönü var.
İslam coğrafyası buhranlı bir dönemden daha geçiyor. Müslüman toprakları Batı tarafından işgal altında, zulüm her yanda... oluk oluk Müslüman kanı akıyor.
Tarih boyunca hep öncü medeniyet olmamız hasebiyle yine bir beklenti hakim. Osmanlı gelerek bu işgale, bu zulme son verecek beklentisi geçmişimizde Osmanlı'nın tüm dünyaya nizam sağlamasından kaynaklanmakta. Dolayısıyla kurtuluşun Türkiye'nin liderliğinde olacağı düşünülmekte.
Bir kere şunu ifade edelim Osmanlı gelmeyecek!..
Selçukluların yıkılış aşamasında yepyeni bir devlet doğmuş ve Osmanlılar Selçuklular’dan daha büyük daha da gelişmiş bir medeniyet kurmuşlardır.
Nasıl ki Osmanlı İmparatorluğu Selçuklu Devleti değildi ise Türkiye Cumhuriyeti de Devlet-i Ali Osmanlı değil.
Osmanlı Devleti doğdu, gelişti ve yıkıldı. Osmanlı’nın yerine kurulan Türkiye Cumhuriyeti sonrasında İmparatorluğun mirasını redd-i miras ile prematüre bir doğum gerçekleşmiştir maalesef.
Büyük medeniyet olmak geçmişine sahip çıkarak illa ki ileriye dönük olmakla olur. Ne tamamen geçmişte yaşayarak, nede geçmişi tamamen silmekle olur.
Kuru beklentilerle, oturduğunuz yerden üç-beş dizi yapmakla da yeni bir medeniyet kurul(a)maz.
Batıyı taklit etmekle hele hiç bir medeniyet kurulmaz.
Hamasi nutuklar atmakla, kahramanlık türküleri söylemekle, marş ve slogan atmakla yine yeni bir medeniyet kurulduğu tarih boyunca görülmemiştir.
Selçuklular ve Osmanlı bulunduğu dönemde dönemin ihtiyacına göre yön belirlediler. Geçmişi silen bir devlette olmadılar.
Farklı farklı devletler olmalarına karşın gaye ve hedef hep aynı idi: İ'LAY-I KELİMETULLAH! (Allah adını yüceltmek, İslam’ı hakim kılma, cihat)
Dünyaya hak ve adalet ölçüsünde nizam ve intizam verdiler.
Yeniden o şanlı günlere gitme gibi bir şansımız yok tarihte bu mümkün değil. Lakin yeniden şanlı zaferler kazanmak, dünyaya adalet, hak-nizam getirmek mümkün. Buda ancak dönemi iyi kavramakla olur.
Peygamber Efendimiz (sav): ''Düşmanın silahıyla silahlanın.'' diye buyurmuş
Bugün ne yazık ki düşman en gelişmiş silahlarla İslam ülkelerini işgal ediyor.
Tüm Müslüman coğrafyası sömürü altında, asıl işgalse Müslüman dimağlarda.
Yıllarca ''Bizden bi'şey'' olmaz diye hakim bir kanı yerleştirilmiş zihinlere maalesef. Oysa ilk önce bu sakat zihniyeti yıkmak lazım.
Selçuklu ve Osmanlı dönemin en gelişmiş silah ve diğer teknolojilerini kullanmış, o dönemin Batı devletleri teknoloji vd. gelişmeleri Müslüman İlim Adamlarından, Osmanlı'dan ve diğer Müslüman devletlerden almıştır.
Ne zaman ki kendi siyasi, askeri, ekonomi, sanayi, tarım politikanızı, sağlık sisteminizi, bilgi ve teknolojinizi vb. millileştirirsiniz işte o zaman bu döngü gerçekleşir... yeniden büyük bir medeniyet kurulabilir.
Bu büyük medeniyet Selçuklular olmayacak, Osmanlı da olmayacak...
Yeniden büyük bir medeniyet kurmak içinse 'Adil Bir Düzen' lazım.
Selam ve dua ile...