Borçlar nasıl çevriliyor

Nevzat Laleli

2016 yılı ekonomik raporu

 

Türkiye borçlarını, yeni borçlar alarak çeviriyor. Devletimiz vadesi gelen borçları, yeni borçlar alarak ödemektedir. Yani borcu borçla kapatmaya çalışmaktadır. Borcu borç alarak ödediği için devletimizin borcu, her yıl, hatta her ay artmaktadır.

Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı tarafından 30 Kasım 2016’da yayınlanan “İç Borçlanma Stratejisi” başlıklı yazıda 2016 yılı Aralık ayı ile 2017 yılı Ocak ve Şubat aylarına ait “İç Borç Ödemeleri” ile “Hazine Finansman Programı” ve bu aylara ait “İç Borç İhraç Takvimi” verilmiştir. Bu veriler 3’er aylık olarak her ayın sonunda Hazine Müsteşarlığı tarafından yayınlanmaktadır.

Bu yayından alınan Ocak 2017’ye ait veriler aşağıdaki gibidir:

İç borç ödemeleri incelendiğinde, Ocak 2017’de Toplam 11 milyar 389 milyon TL iç borç ödemesi yapılacağı görülmektedir. Hazine Finansman Programı incelendiğinde de Ocak 2017’de 11.4 milyar TL’si iç borç, 1.5 milyar TL’si de dış borç olmak üzere toplam 12.9 milyar TL ödeme yapılacağı görülmektedir.

12.9 milyar TL’lik borç ödemesi için 11.3 milyar TL yeniden borç alınacağı programlanmıştır. Geri kalan 1.6 milyar TL’lik kısım ise özelleştirme gelirleri, 2-B satışları ve borçlanma dışı kaynaklardan karşılanacaktır. Yoksa devletin vergi gelirleri arttı da borçların 1.6 milyar TL’lik kısmı vergi gelirleri ile ödeniyor değildir.

Borçların ödenmesi için Ocak 2017’de hangi tarihlerde ihaleye çıkılacağı da Ocak Ayı İhraç Takvimi başlığı altında verilmiştir. Biz diyoruz ki, “borcu borçla ödeme” günü kurtarma politikasıdır. Bu yüce milletin borçla yaşamaktan kurtarılması gerekir. “Borcu borçla ödeme” ancak günü kurtarma politikasıdır. Bu yüce milletin borçla yaşamaktan kurtarılması gerekir.

Ülkeleri çökertmenin en önemli yollarından birinin borçlar olduğu asla unutulmamalıdır. Şurası bilinmelidir ki, İrlanda’da Yunanistan’da, İtalya’da ve İspanya’da yaşanan ekonomik krizlerin temelinde borçlar vardır. Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşünde Borçlar önemli bir faktördür. Borçların ille de kamu borcu olması da şart değildir. Bankaların borçları, holdinglerin borçları veya şirketlerin borçları hatta şahısların borçları da ülke ekonomisini krize sokar. Zira ekonomik olaylar bir bütündür. Bir zincirin halkaları gibi birbirine bağlıdır. Zincirin bir halkası koparsa o zincir işlev görmez.

Bu ülkede; Devlet borçludur, Özel Sektör (Şirketler, Holdingler), borçludur ve fertler borçludur.  Türkiye’de devlet borçlarının olduğu gibi, özel sektörün dış borçlarının da sürekli arttığını rakamları ile açıklamaya çalıştık. Şu hususun da bilinmesi gerekir ki, özel sektör kuruluşları yurt içinde çeşitli bankalara borçlu oldukları gibi, kendi aralarında da bir birlerine borçludur. Özel sektörün protesto edilen senetlerinin sayısı ve senetlerin TL olarak tutarı da oldukça yüksektir.

VATANDAŞ BORÇLUDUR

Türkiye Bankalar Birliği verilerine göre Eylül 2015’de 283 milyar 562 milyon TL olan Tüketici Kredileri ve Konut Kredileri miktarı 1 yıl sonra, Eylül 2016’da 302 milyar 256 milyon TL’ye yükselmiştir. Kredi kartlarının kullanımı da hızla artmaktadır. 2014’de halkımızın kullandığı kredi kartı sayısı 57.007.000 iken bu sayı 1 yıl sonra yani 2015’de 58.215.000’e yükselmiştir.

Benzer şekilde konut kredilerinin kullanımı da çok hızlı artmaktadır. 2013 yılında alınan konut kredileri stoku 101 milyar 322 milyon iken 2014 yılında bu değer 115 milyar 015 milyona, Eylül 2015’de de 132 milyar 620 milyon TL’ye yükselmiştir. Vatandaş aldığı konut kredisini veya taşıt kredisini ya da kredi kartı borcunu ödeyemezse sadece kendisi krize girmiyor, krediyi aldığı bankalar da krize giriyor. Bankalar krize girince ülke ekonomisi krize giriyor. Hatırlanacağı gibi, 2008’de ABD’de yaşanan kriz bu şekilde olmuştu.

Bu borçlandırma politikası bilinçli bir şekilde oluşturuluyor. Emperyalist ülkeler gelişmekte olan ülkeleri ve geri kalmış ülkeleri kendi emirlerine itiraz etmemeleri için borçlandırırlar. Ülkeleri yöneten idareciler de halkın demokratik tepkisini ortadan kaldırmak, o ülkede yaşayan insanların hükümetin hatalı icraatlarına karşı koymalarını, diğer bir ifade ile sandıkta diğer partilere oy vermelerini önlemek için halkı borçlandırırlar.

Borçlanan halk da “Aman istikrar bozulmasın, eğer istikrar bozulursa ekonomik durumum bu günkünden çok daha kötü olur, borçlarımı ödeyemem” düşüncesiyle mevcut iktidara oy verir. Ama unutulmamalıdır ki bu politikalar 1 veya 2, belki 3 seçim dönemi için geçerli olabilir ama ilanihaye (sonsuza kadar) olmaz. Gün gelir bu ekonomik çark tıkanır, dönmez. Borçlar taşınamaz hale gelir. Tıpkı Yunanistan’da olduğu gibi.

İktidarı uyarıyoruz. IMF politikalarını terk edin, rant ekonomisinden üretim ekonomisine geçin ve milletimizi ekonomik sıkıntılara sokmayın.

Kaynak; Prof. Dr. Latif Öztek ve TUIK

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.