Bonzai Kullanımı Yaygınlaşıyor Ama Çoğu Hastane De Tarama Testi Yapılmıyor

Türkiye Psikiyatri Derneği Alkol Madde Kullanım Bozuklukları Çalışma Birimi'nden Doç. Dr. Cüneyt Evren, 'Sentetik Kannabinoidler' (SK)ya da sentetik esrar türevlerinin Türkiye’de 'bonzai' adı ile bilinen, beyni etkileyen, bağımlılık yapan...

Türkiye Psikiyatri Derneği Alkol Madde Kullanım Bozuklukları Çalışma Birimi'nden Doç. Dr. Cüneyt Evren, 'Sentetik Kannabinoidler' (SK)ya da sentetik esrar türevlerinin Türkiye’de 'bonzai' adı ile bilinen, beyni etkileyen, bağımlılık yapan maddeler olmasına rağmen, hastanelerde bu maddelerle ilgili tarama testlerinin yeterince yapılmadığını öne sürdü. Evren, "Çoğu hastanede halen SK kullandığını belirterek tıbbi yardım arayışına giren kişilere herhangi bir tarama test uygulanamamakta, bu durum tanı, tedavi ve hastanın tedavi sürecini takipte tıbbi ve adli açıdan zorluk yaratmaktadır." dedi.

Türkiye'nin bağımlılık politikalarının çağın koşullarına uygun olarak oluşturulmasına ve ilgili tüm kurum ve kuruluşların sorumluluklarını ciddiyetle ele almaları gerektiğini ifade eden Doç. Dr. Evren, hastalara sağlıklı bir tedavi uygulanabilmesi için tedavi kurumlarında SK tarama testlerinin hızla yaygınlaştırılmasının elzem olduğunu dile getirdi. 'Sentetik Kannabinoidler (SK)ya da sentetik esrar türevlerinin Çin’de ve Hindistan’da laboratuvar ortamlarında toz halinde üretilerek tüm dünyaya dağıtıldığına işaret eden evren, şunları kaydetti: "Bu maddeler daha sonra çeşitli çözücüler içinde çözülmekte ve bitki karışımlarının üzerine püskürtülmekte, kurutulduktan sonra paketlenerek satışa sunulmaktadır. Çok sayıda ticari markaları ve isimleri olmakla birlikte Türkiye’de yaygın olarak kullanılan isimler 'Bonzai' ve 'Jamaika'dır. Ne yazık ki günümüzde bu madde oldukça kolay ulaşılabilir bir hale gelmiştir. Gerek yurt içinde gerek yurt dışında internet siparişi yoluyla çok kolay ulaşılabildiği dikkat çekmektedir. Bu siteler kapatılsada yeni siteler vasıtasıyla dağıtımı yapılabilmektedir. Ayrıca satışa sunulan paketler üzerinde paketin içeriği hakkında bilgi verilmemekte ya da yanlış bilgiler yer almaktadır."

ÖNLEM SONRADAN ALINDI, TARAMA TESTİ YAPILMIYOR

SK’lerin ilk ortaya çıktıklarında henüz yasal düzenlemelere tabi olmadıklarından ve maddenin vücutta parçalanması sonucunda oluşan son ürünleri saptamaya yönelik olarak her zaman yapılan tarama testlerinde saptanamadığından kısa sürede yaygınlaştığını anlatan Doç. Dr. Cüneyt Evren, "Bu maddeler öncelikle ilk piyasaya çıktıklarında yanlış tanıtıldıkları ve denetlenmedikleri için bağımlılık yapmayan keyif vericileri denemek isteyen ya da yeni bir madde arayışında olan ancak yasal süreçlerden endişe edenler ve adli kontrole tabi olan kişiler arasında kullanılmaya başlamıştır. Ancak SK’lerin kullanımındaki artış ve karşılaşılan sorunun büyüklüğü fark edildikten sonra tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de önlemler alınmaya başlamıştır. Türkiye’de 2011’den bu yana SK’ler Uyuşturucu Maddelerin Denetlenmesi Hakkında Kanuna tabi hale gelmişlerdir. 2013 yılında bakanlar kurulu kararıyla bu kanunun kapsadığı SK’lerin kapsamı genişletilmiştir. Ancak yasal önlemleri aşabilmek için sürekli olarak yeni SK’ler piyasaya sürülmektedir. SK’leri rutin madde tarama testlerinde saptanamamaktadır, ancak yakın zamanda bazı devlet hastanelerinde bazı SK türlerinin taramasını yapan testler denenmeye başlanmış, ne yazık ki henüz bu testler yaygın hale gelmemiştir. Çoğu hastanede halen SK kullandığını belirterek tıbbi yardım arayışına giren kişilere herhangi bir tarama test uygulanamamakta, bu durum tanı, tedavi ve hastanın tedavi sürecini takipte tıbbi ve adli açıdan zorluk yaratmaktadır." diye konuştu.

SK'den ilk haberdar olunma şekillerinden birinin de bu tür maddeleri kullanan kişilerin ciddi yakınmalarla acil servislere başvurmaları ile olduğunu vurgulayan Evren, SK kullanımı sonrasında kişilerde çarpıntı, göğüs ağrısı, huzursuzluk, solunum güçlükleri, kusma ve bulantı, bilinç kaybı, varsanılar ve sanrıların yanında intihar düşüncesi ya da girişimi, kendine ve başkasına zarar verici davranışlar, kalp krizi, böbrek yetmezliği ya da epileptik nöbetler gibi hayatı tehdit edebilecek belirtiler de görülebildiğine dikkat çekti. Maddenin kullanımı sonrasında gerçeği değerlendirmenin bozulduğu şizofreni benzeri psikotik tablolarla da karşılaşıldığını belirten evren'e göre; bu yüzden SK kullanımı sonrasında kişiler yaşadıkları fiziksel ve psikiyatrik belirtiler nedeniyle sıklıkla acil tıbbi yardım başvurusunda bulunuyor.

SENTETİK UYUŞTURUCU KULLANANLARDA HANGİ BELİRTİLERE RASTLANILIYOR?

SK’lerin bağımlılık yapıcı etkilerinin oldukça yüksek olduğunu ifade eden Evren şöyle devam etti: "Kullanan kişilerde çok sık kullanma ihtiyacıyla kısa sürede bağımlılık geliştirebilmektedir. SK kullanım bozukluğu olan kişiler bu maddeyi bırakmaya çalıştıklarında ise terleme, uykusuzluk, çarpıntı, huzursuzluk, bedensel ağrılar, bulantı ve kusma gibi yoksunluk belirtileri yaşayabilmekte bu belirtiler geçici de olsa maddeyi bırakmak isteyen kişiyi zorlayabilmektedir. SK’leri bırakmak isteyen kişilerin psikiyatri polikliniklerine ya da bağımlılık merkezlerine yardım başvurusunda bulunmaları, burada ayaktan ya da yataklı tedavi programlarına katılabilmeleri bağımlılık problemlerinin üstesinden gelinmesinde çok önemli bir faktördür."

SK’lerin Türkiye'de önemli bir halk sağlığı sorunu haline geldiğine işaret eden Türkiye Psikiyatri Derneği Alkol Madde Kullanım Bozuklukları Çalışma Birimi'nden Doç. Dr. Cüneyt Evren, yapılan çalışmalarda SK kullanımının özellikle gençler arasında yaygın olduğunu gösterdiğini açıkladı. Evren, şunları söyledi: "SK kullanımı ile ilişkili olarak acil servislere, psikiyatri polikliniklerine ve aile hekimlerine çok sayıda hasta başvurmaktadır. Kısa süre içerisinde, önleme programlarının yanı sıra tedavi için başvuran SK kullanıcılarına yaklaşım konusunda ilgili tıbbı dalların birlikte hareket edebileceği multidisipliner bir tedavi planı oluşturma zorunluluğu acilen gerekmektedir. Tüm bunların ışığında ülkemizin bağımlılık politikalarının çağımız koşullarına uygun olarak oluşturulmasına ve ilgili tüm kurum ve kuruluşların sorumluluklarını ciddiyetle ele almalarına ihtiyaç olduğu bir kez daha görülmektedir. Madde kullanımını ve madde kullanım bozukluğunu çağımızın ciddi bir sorunu olarak ele alıp uzun vadeli ve kalıcı devlet politikaları geliştirmeli ve gerekli önleme ve tedavi programları üretilmelidir." CİHAN

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Türkiye Haberleri