Zor bir maç geldi çattı Koyaspor için…
Rakip Boluspor…
İşte bu maç ilk iki için “devam” ya da “tamam” modunda…
Öncelikle Elazığ, Akhisar ve Kasımpaşa ile aramızın açılmaması için kesinlikle kazanılması gereken bir maç…
İlk iki için bu üç takımdan ikisini altımıza almamız gerekir…
Boluspor maçı bu anlamda ayrı bir önem kazanıyor…
Altı ya da oniki puanlık filan değil, yukarıda da altını çizdiğim gibi “devam” ya da “tamam” maçı…
Yarım puan kaybı bile işimizi zora sokar…
“Kazanamadık, ama kaybetmedik” gibi sözlerin alıcısı olmaz…
“Ya kazanacağız ya da kazanacağız” diyerek sahaya çıkmalı oyuncular…
Kulübedekiler de tabi ki…
Taraftarları saymıyorum bile…
Onların ne istediği belli…
Verecekleri destek de…
Kolay maç olmayacak…
Yola devam etmek için, iyi mücadelenin yanında beceriye de ihtiyacımız olacak…
Konyaspor bugün takım olmalı…
Takım olmaktan öte sahaya da takım gibi çıkmalı, takım gibi oynamalı, takım gibi de kazanmalı…
Dedim ya ”Kolay maç olmayacak” diye…
Ama, kulübedekiler uyumaz, sahadakiler ayakta kalırsa, kazanan kesinlikle Konyaspor olur…
Konyaspor’un ilk ikiye girmesi için “son vagon”dur bugünkü Boluspor maçı…
Bu vagona bindik bindik, binemedik mi, sen sağ ben selamet…
Anlayacağınız bazı maçlar vardır ki, köşenin başıdır…
Dönmeyi becerebilirsen önün açılır, nefesin kuvvetlenir ve bir sonra ki maça daha güvenli, daha inanmış, daha dirençli çıkarsın…
Boluspor maçı “köşe dönme” maçı…
Maçı kazanırsak döneriz köşeyi, kazanamazsak kalırız bu tarafta…
Eveleyip gevelemenin anlamı yok…
Boluspor’u yenersek, yola devam ederiz…
Yenemezsek, ilk ikiye el sallar, altı takım arasına girmek için bulunduğumuz yeri korumanın mücadelesini veririz…
İnşallah kazanan biz oluruz…
Başka ne diyebilirim ki?
***
ELANUR DAHA İYİ
“O bir kız babası” başlıklı yazımda, Spor İl Müdürü Ömer Ersöz’ün biricik kızı Elanur’un 15 gündür hastanede yarı baygın yattığını, Ersöz’ün yüreğinin bir yarısını hastanede bıraktığını, diğer yarısıyla da işini en iyi yapmanın gayretini verdiğini yazmıştım…
Birçok insan da benim bu yazımla öğrenmiş, güzeller güzeli Elanur’un hastanede yattığını…
Bu yazı çıktıktan sonra o kızın, yani Elanur’un babası, sevgili Ömer Ersöz aradı…
“Şükürler olsun, Elanur’umuz gözünü açtı, oturumuna geldi, yemek bile yemeye başladı, inşallah daha iyi olacak” diyerek yüreğimizi serinleten bir haber verdi…
Belli ki içi içine sığmıyor, sevincini dışa vuruyordu…
Ben de çok sevindim…
Hem de çok…
Elanur’un gözünü açmasına, yeniden hayata sarılmasına…
Anne ve babasının koklamaya kıyamadığı “gül”leri, “ela” gözlüleri, “nur” yüzlüleri belki bugün, belki yarın eve dönecekmiş…
Anlayacağınız Ersöz’lerin evine “ela” gözlü “nur” yüzlü biri gelecekmiş…
Anne ve babanın, dolayısıyla da sevenlerinin gözüaydın.