Bölgesel Yanlışlıklar ve Yaklaşan Ramazan Trafiği

Süleyman Küçük
İkinci Dünya Savaşından sonra sosyal ve ekonomik literatürümüze girmiş olan kalkınma ve özellikle bölgesel kalkınma kavramı, ülkelerin endüstrileşme süreci ile birlikte daha da önem kazanmakla kalmamış, mekânsal boyutun önemi iktisadi ve sosyal kalkınma sorunu haline gelmiştir.
Batı ülkelerinin hızla sanayileşmeleri sonucunda ekonomik gelişme sürecine giren diğer4 ülkelerde de uluslar arası gelişmeye bağlı olarak ülkeler arasında olduğu gibi, ülkelerin bölgeleri hatta şehirlerin bölgelerinde bile bölgelerarası aşırı farklılaşmalar oluşmuş ve dengeleri bozucu etkisiyle de sosyo-ekonomik sorunlar ortaya çıkmıştır.
Bunun sonucu olarak ülkelerin gösterdikleri tüm çabalara rağmen günümüzde halen sosyo-ekonomik refah düzeyi bakımından gelişmiş ve az gelişmiş ülkeler olduğu gibi, her ülkenin sınırları içerisinde de birbirine kıyasla gelişmiş ve azgelişmiş bölgeler bulunmakta hatta büyükşehir olarak ifade edilen şehirlerde bile bölgeler, alt bölgeler çok çeşitli farklılıklar göstermektedirler.
Ülkelerdeki merkezi yönetimin başındakiler kadar yerel yöneticilerde bölgeler arasındaki bu farklılıkları yani bir anlamda şehrin geri kalmış mahallelerini, diğer mahallelerin seviyesine yükseltinceye kadar birtakım tedbirler almak zorundadırlar.
Şehrin ilçeleri veya bölgeleri arasındaki bölgelerarası gelişmişlik farkını tamamen gidermek veya en azından farkı asgari seviyelere indirmek için imar planları yanında çok yönlü planların da yapılması gerekmektedir.
Bu planların belki en başında; şehir kaynaklarının en verimli biçimde değerlendirmesi, merkezi hükümetin hazırladığı uzun dönemli refahı ve gelişme stratejilerini yerel anlamda uygulamaya yönelik olan ve bugüne kadar yerel aktörlerce eksikliği sık sık ifade edilen yerel kalkınma planlarının hazırlanması yer almaktadır.
Genel hedefleri belirlemiş olan ve ülke düzeyinde hazırlanan makro düzeydeki ekonomik planlarda öngörülen gelişme hızının yerel anlamda, özellikle de şehrin bölgelerarası farklılıklarını ortadan kaldırmak üzere nasıl dağıtılacağı konusu bir şehrin gelişmesi büyümesi için çok büyük önem taşımaktadır
Bu güne kadar hazırlanan imar planlarının, özellikle de sonradan yapılan plan tadilatlarının bölgesel dengesizliği, şehrin mahalleri arasındaki var olan eşitsizliği daha da artırdığı açıkça görülmektedir.
Gelişmiş bölgelerdeki şartların daha da geliştirilmesine yönelik talepler sonucu şehrin bütünü yerine bireylerin kişisel yarar sağlayacakları farklılıklar oluşmasına neden olan bölgesel imar dengesizlikleri başta altyapı olmak üzere önemli yerel sorunların ortaya çıkmasına sebep olmuştur.
Bunun en açık örneklerinden birisi şehrin trafik düzeninin yetersizliğidir.
Her yıl Ramazan Ayının gelmesi ile birlikte doruğa ulaşan trafik problemi, bu yıl da artan araç sayısına da bağlı olarak yolların elverişli hale getirilememesi nedeniyle Konyalının çilesi olmaya devam edecek gibi gözükmektedir.
Her yıl Ramazan Ayının gelmesi ile birlikte bir yandan İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Şubesinin, diğer taraftan Belediyenin açıkladığı tedbirler Ramazanın sona ermesi ile unutulmakta veya bir daha ki Ramazan Ayına kadar rafa kaldırılmaktadır.
Ramazan ayında, özellikle de iftar saatlerinde yaşanacak trafik yoğunluğundan, Konyalıların en az şekilde etkilenmesi için tespit edilen alternatif yolların yetersiz oluşu veya alternatif olarak gösterilen yolların trafik kapasitelerinin düşük oluşu problemin çözümsüzlüğünün bir başka nedenidir.
Her ramazan öncesi trafikle ilgili diğer birimlerle toplantı üstüne toplantı yapan ve sonunda Genel Sekreterinden Yardımcısına ve Daire başkanına kadar yetkili ve ilgili(!) kişilerin bir ağızdan “Görevimizin başındayız ve şehrin ihtiyaç duyduğu her türlü çözümü en akılcı hizmetlerle gerçekleştirme gayreti içindeyiz.” açıklamalarına rağmen problemin hala çözülememiş olması çözümlerinin ne derece yeterli olduğunu göstermesi açısından bir ibret vesikası olarak ortada durmaktadır.
Şunun şurasında Ramazan Ayına kaldı 20 gün.
Bu yıl Ramazan trafiğinin nasıl çözüleceği bu yıl da bir muamma.
Ramazan ayında özellikle saat 16.00 dan sonra oluşacak akşam trafiğinin rahat akacağına inanan varsa o saatlerde trafiğe çıkıp şehrin trafiğini olduğu kadar kendi dayanıklılığını da test edebilir.
Kavşaklardaki yığılmaları, kavşaklardaki yeşil ışık süresinde geçiş sağlanamadığı için diğer kavşağa kadar sarkan araç kuyruklarını çözümü bu yıl için de ümitsiz bir vaka olarak görünüyor.
Şimdiden hatırlatalım istedik.
 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.