Konya Aydınlar Ocağının düzenlediği Selçuklu Salı Sohbetlerinde yazar iş adamı Mustafa Sinan Ümit biyografi kitapları üzerine konuştu. Bosnalı Salih, Özdemir Sabancı, Reha Oğuz Türkkan ve Adnan Kahveci hakkında bilgiler verip hatıralarını anlatan Ümit, Türkiye’nin biyografi cenneti olduğunu ancak biyografik eser üretiminde zafiyet gösterildiğini söyledi. İl Halk Kütüphanesi Salonundaki programın açılış konuşmasını yapan Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü iyi bir kitap dostu olan Mustafa Sinan Ümit’in Konya kültür hayatına katkılarından bahsederek, “Mustafa bey çok okuyan, merak eden, araştıran bir insandır. Bizim de bilgi kaynaklarımızın başında gelir” dedi.w
Daha sonra kürsüye gelen yazar Mustafa Sinan Ümit video gösterimiyle desteklediği konuşmasında biyografi eserlerinin önemine vurgu yaptı. “Ülkemiz bir biyografi hazinesidir. Biyografik eserler de tarihin bastonudur. Biyografi zengini olmamıza rağmen eser bakımından maalesef aynı şeyi söyleyemeyiz” tespitinde bulunan Ümit daha sonra suikastla öldürülen ünlü iş adamı Özdemir Sabancı’dan bahsetti.
Sabancı kardeşlerin en küçüğü olan ve 55 yaşında öldürülen Özdemir Sabancı’nın 45 defa Japonya’ya giderek Türkiye’ye önemli yatırımlar yapılmasını sağladığını anlatan Ümit, “O dönemde Türkiye’den yapılabilen en uzun uçuş menzili Pakistan’dır. Avrupa üzerinden aktarmalı uçaklarla ve uzun yolculuklar yapılabilirken Özal döneminde uçuş menzilimiz artırılmaya başlandı” dedi.
Sabancı’nın girişimiyle Toyota’nın Sakarya’da kuracağı otomobil fabrikasının, çılan dava nedeniyle 14 ay durdurulduğunu hatırlatan Ümit, “O dönemde ben Sanayi odası Başkanımız Hüsnü Polat’ı ziyaret edip fabrika projesinin Konya’ya alınması girişiminde bulunmayı teklif ettim. Olumlu yaklaştı, Özdemir Sabancı bey ile görüştü. Sonra Japonlar Konya’ya haftada iki defa uçak seferi olduğunu duyunca, (Köy de yatırım yapmayız) demişlerdi. Özdemir Bey uzun uğraşlar sonunda o yatırımı Türkiye’ye getirdi. Hatta bunun öncesinde, ırak şartlarına uygun üretilen beş bin otomobilin kendisine teklif edilmesi üzerine kabul edip, bir ay içinde Türkiye’de satışını yapmıştı. O modeller halen ikinci el piyasasında rağbet görmektedir” diye konuştu.
Sabancı cinayetinin ülkemizde oluşturduğu olumsuz etkilere de değinen Ümit, “1996’dan itibaren yabancı yatırımcılar Türkiye’yi güvensiz bulup on yıl gelmedi. Hu da ekonomimize darbe vurdu. Cinayeti işleyen Fehriye Erdal da Brüksel sokaklarında gezdi” dedi.
Daha sonra Bosnalı Salih hakkında bilgiler veren Mustafa Sinan Ümit, “İskenderiye’den Ürdün’e, oradan da Adana’ya gelen Bosnalı Salih burada bir un fabrikası kurmuş, hayırsever bir insandır. Seyhan nehrinin üzerindeki taş köprüden camiye giderken Adana’nın fukaraları onu bekler, o da hepsinin ihtiyacını görürmüş. Hacı Ömer Ağa ile de ortaklık yapan Bosnalı Salih’in yaşadığı konak günümüzde otel olarak hizmet veriyor” dedi.
Daha sonra 1990’lı yıllarda şüpheli bir trafik kazasında hayatını kaybeden siyasetçi Adnan Kahveci hakkında bilgiler veren yazar Ümit, “Kabataş Lisesini birincilikle bitiren Adnan Bey üniversiteye giriş imtihanında da birinci olmuştur. Amerika’da dört yıllık fakülteyi iki buçuk yılda bitirecek kadar zekidir. Kendisine Tıp Mühendisi denilmektedir ki bu unvan galiba ülkemizdeki sadece ona aittir” diye konuştu.
Askerlik görevi için Türkiye’ye dönen Kahveci’nin, Özal’ın teklifiyle siyasete girdiğini ve önemli fikirleri hayata geçirdiğini anlatan Ümit, “Kahveci döneminde Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi ilk defa Savunma Bakanlığı bütçesinin üzerine çıkarıldı. Doğu Türkistan meselesiyle yakından ilgileniyordu. Kaza yapıp öldüğü seyahate, Doğu Bloku hackerleri ile görüşüp Türkiye için çalışmalarını sağlamak üzere çıktığı sonra öğrenildi. O hackerler de Kahveci ölünce Amerika’ya gittiler. Suikast izlenimi veren bir trafik kazası ile öldükten sonra Özal, onun iki evladını Köşk’te yanına aldı ama Demirel Cumhurbaşkanı seçilince anlaşılmaz bir şekilde bu çocukları köşkten uzaklaştırdı” dedi.
Konuşmasının son bölümünde Antropolog ve Türkolog Reha Oğuz Türkkan’dan bahseden Ümit, “Reha hoca Kabataş Lisesi mezunu ve Medine Müdafisi Fahrettin Paşanın yeğenidir. Muhteşem bir insandı ve üç defa Konya’yı ziyafet etmişti. Selçuk Üniversitesi yerleşkesine Göktürk Kitabesi yapıldığını öğrenince çok mutlu olmuş ve birlikte ziyaret etmiştik” dedi.
Türkkan’ın Boraltan Köprüsünde şehit edilen Azerbaycanlı Türklere dair hatırasını da nakleden Ümit, “Türkiye’ye sığınan Azerbaycanlı kardeşlerimizin hükümet tarafından Ruslara iade edileceğini öğrenince Reha Hoca, yakını olan Özel Kalemi vasıtasıyla İsmet İnönü ile görüşmeye gider ve (dört yüz yedi Azerbaycanlı mülteciyi iade ederseniz öldürecekler) demiş. İnönü fena sinirlenip, (Git sen dersini çalış) deyince de (Ben üniversiteden mezun oldum) diye karşılık vermiş. İnönü bu defa Özel Kalemine kızıp, polisleri çağırmış ve Reha Hoca yaka paça dışarı çıkarılmış. Boraltan köprüsünde katledilen soydaşlarımızın gerçek sayısını da hocamızdan öğrenmiştim” dedi.
Türkkan’ın Türkiye’de hızlı okuma kursları açtığını ve kendisinin de bu kurslarda eğitim gördüğünü anlatan Ümit, “Tartımda milliyetçilik, GDO ve Gen Havuzu konularını 1980’lı yıllarda ilk defa Reha Hoca gündeme getirdi. İleri görüşlü bir insandı ama anlattığım bu insanların biyografilerine dair birer ikişer eser ancak yazılabildi. Hem biyografi yazma hem de okuma konusunda çok gerideyiz. Bakın Almanya eski Başbakanı Merkel’in kitabı bir ay içinde dört yüz bin satışa ulaştı. Biyografi kitapları tarihe ışık tutan önemli eserlerdir” diyerek konuşmasını tamamladı.
Program sonunda, ozan İsmail Detseli’nin Mustafa Sinan Ümit için yazdığı akrostiş şiiri Tayyar Yıldırım yorumlarken yazar Mustafa Sinan Ümit’in hediyelerini de Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü ve Vakıflar Bölge Müdürü Yılmaz Kılınç birlikte takdim etti. 66. Yaş günü olan Mustafa Sinan Ümit daha sonra evlatları ve torunlarının hazırladığı pastayı keserek dinleyicilere ikram etti.