İnsan için en zor işlerden biri bir başkasına benzemekti ama biz her zamanki üslup ve girişkenliğimizle zorları kolay kıldık ve kendimiz olmak yerine bir başkasına benzedik.
Üstelik çoğu kere benzediğimiz adam aslında bizim için rol model olan kişi de değildi.
Ama benzedik veya benzetildik.
Mesela Müslümanlar olarak hemen hemen hepimiz Rasulullah’ı (sav) örnek alıyoruz ve sünnetini takip ediyoruz dediğimiz halde içimizden Sahabe Efendilerimize (ra) benzeyen insanlar çıkmadı.
Bu anlamda bizim için “gökteki yıldızlar” veya “gökten yere indirilmiş yıldızlar” olan Sahabei Kiram’a (ra) benzememeye çalışıyoruz dememize rağmen içimizden davası için canını verecek bir Hazret-i Yâsir (ra), bir Hazret-i Sümeyye (ra) çıkmadığı için bir Hazret-i Ammar İbni Yâsir (ra) de çıkmadı.
Yine bizim aramızdan şehit olmak yerine geride kalıp ilim öğretmeyi seçenler, ilim tahsil edenlerimiz içinden mesela bir Muaz b. Cebel bulamadık kendimize.
Ya da üzerlerine titrediğimiz çocuklarımız evlatlarımız için eğitim bilimlerinde tahsil yaptırdıktan sonra öğretmen olarak okullara gönderdik ama kendilerine Mekke’nin en güzel genci, en güzel giyinen genci, Medine’nin ise en genç öğretmeni olarak örnek gösterdiğimiz bir Musab b. Umeyr göremedik okullarımızda.
Ya da teknik bilimlerde bir şeyler keşfetme isteğinde olarak çalışan bilim adamlarımız kendilerine model olarak aldıkları kişilerden başkasına benzediler ve maalesef içimizden hiçbir zaman Astronomi ve Matematik dâhisi olarak bilinen Ali Kuşçu’lar çıkmadığı gibi Einstein’lar da çıkmadı.
Mesela tıp biliminde uzmanlaşmış binlerce doktorumuz olmasına rağmen sağlık bilimindeki insanlarımız kendilerine model olarak İbni Sina’yı almış olmalarına rağmen içlerinden mesela tıp, ve eczacılık gibi bir çok alanda eserler vermiş bir İslam âlimi olan Razi çıkmadığı gibi bir Nobel de çıkaramadık.
Bir zamanlar evler, hanlar, binalar yapıp şehirlerimiz güzelleştirmek için tercih ettikleri mühendislik bilimlerinin birinde tahsil yapmayı seçen evlatlarımız kendilerine model olarak mesela bir Mimar Sinan’ı seçmiş olmalarına rağmen şehirlerimizi, meydanlarımızı ellerimizle içlerinde yaşanmaz beton hapishanelerimiz haline getirdik.
Şehirlerimizde, mahallelerimizde barış içinde oynayan çocuklarımızı batıdan alınma ne idüğü belirsiz bir karma eğitim sistemi içinde en başta okulu ve öğretmeni olmak üzere neredeyse tüm arkadaşları ile sorunu olan ve en küçük bir anlaşmazlıkta kavga ve savaşsın tarafı olan ergenler haline getirdik.
Kısacası biz bizden birine benzemek istedikçe en başta eğitim camiası olmak üzere hemen hepimizin şikâyetçi olduğu laik seküler eğitim sistemi eliyle başkalarına benzemek için okutulduk, eğitildik ve benzetildik.
Batı batı diye düşman bellediğimiz batıyı stratejik ortak kabul ettiğimiz yıllardan bu yana güç ve birliğimizin bozulması bir yana hayatını ABD ve AB askerleri yerine feda edecek disiplinli ve eğitimli bir batı dünyası askeri olarak görüldük.
Velhasıl Rabb’imizin (cc) kitabı ve Resul’ümüzün (sav) sahih sünnetini türlü dalavereler ile elimizden alan müsteşriklere karşı çıkacak çağdaş Muhammed Zâhid el-Kevserî (rha)ler yetiştiremediğimiz için kandil olarak bilinen her mübarek gecede camiler gitmek yerine bilgisayar başında internet ortamında müslümanlara ağız dolusu hakaret eden Müslümanlar(!) yetiştirdik.
Allah (cc) sonumuzu hayreylesin İnşaallah.