Bir Tohum Daha Toprağa

Nevzat Laleli

Çağımızı aydınlatanlar yazı serisi

Gazeteci, tarihçi, yazar ve araştırmacı Aytunç Altındal, 18 Kasım 2013’de vefat etti.

Aslında vefat haberi, Aytunç Altındal’ın aramızdan ayrılarak ebedi âleme intikalinin görünen şeklidir. Yoksa yazının başlığından da görüleceği gibi, binler, on binler, yüz binler ve milyonların yetişebilmesi için toprağa atılan bir tohum gibidir, bu tip insanlar.

Bir kısım insanlar bu ve bunun gibi insanları susturmak, aksiyonlarını engellemek, etrafına toplananları dağıtmak gibi basit düşüncelerle onların ölmelerine veya öldürülmelerine sevinebilirler. Ama onlar şunu iyi bilmelidirler ki bu tip insanlar ölümlerinden sonra bıraktığı fikir ve eserleriyle birçok insanın o fikirler etrafında toplanmasını sağlarlar. Bir başka ifadeyle, vefat eden her fikir ve aksiyon adamı, kınından çekilmiş birer kılıç gibidirler. Hayatta yaptıklarından daha çok ve mükemmel işler başarırlar.

İlim, sadece din ilmi değildir. Fen, ekonomik, hukuki, siyasi, ahlaki bütün ilimler Allahındır, Allah’dan biz insanoğluna bahşedilmiştir. Nitekim Peygamberimiz Hazret-i Muhammed (s.a.v) bir Hadis-i Şeriflerinde; “İlim mü’minin yitik malıdır. Onu nerede bulursa alır” buyurması bu sözümüzün ispatıdır.

Aytunç Altındal da kendi sahasında özellikle de Siyonizm, Hıristiyanlık ve Osmanlı Tarihi gibi ilimlere sahip, bu ilimleri “Milli Görüş” pertavsızıyla (büyütec) gözden geçirerek yazılarıyla, kitaplarıyla ve konferansları ile halka intikal ettiren bir yiğitti.

AYTUNÇ ALTINDAL KİMDİR

İstanbul'da 1945'te dünyaya gelen Altındal, 1983'te İsviçre'de Modus Vivendi Kültür Merkezi'ni kurarak 10 yıl yönetti. 1989 yılında Rusya'da Kültür Danışmanlığı görevini yaptı.

Altındal, 1992'de İngiltere Edinburg'taki Akademik Proje İdari Heyeti üyeliğine seçildi, 1993'te Uluslararası Avrupa Düşünce Çalışmaları Topluluğu Bilimsel Kuruluna üye oldu. Gazeteci yazar Altındal, aynı yıl Avusturya'nın Graz şehrindeki Karl-Franz Üniversitesi tarafından düzenlenen Avrupa'nın Laik Vasiyeti adlı uluslararası konferansta oturum ve bölüm başkanlığına seçildi. Ünlü Fizikçi Isaac Newton'un bugüne kadar hiç bilinmeyen bir kitabını da yayınlayan Altındal, Uğur Mumcu'nun "Sakıncasız" adlı eserinin de yapımcılığını üstlendi. Altındal'ın, 1992'de İngitere'de yayınlanan Three Faces of Jesus (Üç İsa) adlı kitabı dünyada büyük ilgi görmüştü.

Altundal’ın çağımızın en büyük fikir ve aksiyon adamı Prof. Dr. Necmettin Erbakan ve onun çalışmalarını değerlendiren görüşleri şu ise şekildedir.

“Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın sadece Türkiye siyaset arenasında değil genelde İslam âleminde özelde de Batılı ve Siyonizm ağırlıklı odaklarda hissedilen bir ağırlığı olmuştur. Onun başlattığı siyaset anlayışı geçmişte İslam âleminde etkili olmuş  “Tarz-ı Siyaset’lerden  çok farklıydı. Bu farklılıkları başlıca iki ana başlık altında toplayabilirim.

A) Necmettin Erbakan, sadece adına  “İslam’a denilen bir siyasi hareketi kurmamış. Aynı zamanda bir “Siyasi Uyanış“ ve derleme hareketini de başlatmıştı. Bunu yaparken  de, burası çok önemlidir ki, bir “Din Adamı”  olarak değil, bir “Bilim Adamı” olarak plan ve projeler üretmişti.  Batı’da ve Siyonist odaklarda, onun bu “Sivil ve Bilimsel“ kimliği çok “Tehlikeli” bulunmuştu. Bunu bizzat bana aktardığı bilgilere dayanarak söylüyorum. Eğitimimi Batı’da ve tamamen “İleri Teknoloji” verilerine göre tamamlanmış bir bilim adamının İslami değerleri  öne çıkartan bir siyasi partinin kurucusu ve lideri olması Batı´da ve İsrail´de çok tehlikeli bulunmuştu. 

B)  Necmettin Erbakan, kendi nev–i  şahsına  uygun örgütlenme modelinde mevcut değerlerin (toplumsal, tarihsel, düşsel  ve kültürel) yeniden ele alınarak çağın gidişatına ve “Zeitgeist” (Zamanın Ruhunu ) belirleyecek şekilde analiz ve siste matize edilmesini sağlamıştı. Bu anlayış sayesinde Türkiye’nin “Yeniden” kendini toparlayacağını ve Dünya’da belirleyici rol oynayacağını düşünmüştü. Onun bu “Bilimsel” yaklaşımı Siyonizm için ayrı bir tedirginlik ve endişe kaynağı olmuştu.

Şunu da ekleyerek bitireyim Necmettin Erbakan,  Mustafa Kemal Paşa’ya hiçbir zaman garez, kin ve nefretle bakmamıştı. Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın  bu iki özelliği üzerine “Doktora Tezleri” yazılacaktır diye düşünüyorum” demiştir.

Hayatının konu edildiği bir TV yayınında kendisine, Atatürk hakkında ne düşünüyorsunuz?” diye bir soru yöneltildiğinde Erbakan Hoca; “Atatürk sağ olsaydı Milli Görüşçü olurdu” ifadesi ile meşhurdur.

AYASOFYA KARARNAMESİNDE Kİ İMZA

Fetih hakkı olarak Sultan Fatih tarafından Cami olarak açılan ve vakfedilen Ayasofya Camisi’nin 1934 yılında bir kararname ile müzeye dönüştürülmesi kararnamesinde ki Atatürk imzasının taklit olduğunu iddia eden Altundal; “Devlet arşivlerini inceledim. Ayasofya’nın müze yapılmasına atılan Atatürk imzasına başka yerde rastlamadım. Teknoloji çok ilerledi. Belgenin aslı bulunarak incelenmesi lazım” demiştir.

Aytunç Altundal; “Türkiye’de ve Dünya da Casuslar – Gül ve Haç Kardeşliği – Tanrı neden fikir değiştirdi – Üç İsa – Devlet ve Kimlik – Türkiye ve Ortodokslar – Bilinmeyen Hitler – Türk İmparatorluğu’nun yıkılışına dair kehanetler kitabı – Türkiye ve Kadın – Dünün belgeleri yarının tarihi – Vatikan ve Tapınak Şövalyeleri – Yoksul Tanrı Tyanalı Apollounius – Vatikan ve Papa’nın gizli Türkiye senaryosu…” adlı kitapları bulunmaktadır.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.