Bir olma zamanı

‘Kutlu Doğum Haftası’nın açılış programında konuşan Müftü Ali Akpınar, “Düşmandan önce, kendimizi suçlamamız lazım. Bizler nasıl ayrılık ve gayrılığa düştük? Uyanık olmamız gerekiyor. Vakit bir olma zamanı” dedi

9-20 Nisan tarihleri arasında kutlanacak olan ‘Kutlu Doğum Haftası’nın açılış programı gerçekleştirildi. Bu yıl “Hz. Peygamber, Tevhit ve Vahdet, Gelin Birlik Olalım” sloganı ile kutlanacak Kutlu Doğum Haftası, il ve merkez ilçe müftülükleri tarafından düzenlenen 25 etkinlikle sürecek. Konya İl Müftülüğü tarafından Konya Ticaret Odası Konferans Salonu’nda düzenlenen açılış programına Necmettin Erbakan Üniversitesi Rektörü Muzaffer Şeker, Müftü Prof. Dr. Ali Akpınar, kamu kurumlarının il müdürleri, ilçe müftüleri ve çok sayıda vatandaş katıldı.

HERKESE MUHASEBE FIRSATI

Açılışta konuşan Prof. Dr. Ali Akpınar, “Peygamber Efendimize bağlılığımızı, sevgimizi bildirelim diye toplandık. Kur’an’da Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.S) için ‘Senin şanını biz yücelttik’, Şüphesiz sen güzel bir ahlak üzeresin’ buyrulmaktadır. Pek çok ayette bize örnek olarak gösterilen Efendimiz’i anmak ve konuşmak için bir araya geldik. Kutlu Doğum Haftası sadece Peygamber Efendimiz’i anmak sadece O’nu bahsetmekle geçiştirilecek bir hafta değildir. Bu hafta Peygamber Efendimiz’e karşı duruşumuzu gözden geçirmek için bir fırsattır” dedi. Peygamberimize bağlılığımızı sorgulamamız gerektiğini ifade eden Akpınar, şöyle konuştu: “O’nu nasıl bir şekilde tanıyorum? O’na olan inancımı nasıl gösteriyorum? O’nun sünneti aileme, işyerime ne kadar uğruyor? sorularına cevap aramamız lazım. O yüzden O’nu anarken doğru bir şekilde anlamak, onun güzelliklerini yaşamak ve insanlığa taşımak durumundayız. Peygamberimizi iyi anlamamız lazım. Bu sene ülke olarak en çok ihtiyaç duyduğumuz, birliğin, vahdetin, huzur için Peygamber Efendimiz’i merkez alarak  ‘tevhit ve vahdet ışığında, gelin birlik olalım’ başlığı altında programlar düzenlenecek.”

TEVHİD GÖNÜLLERDE KÖKLEŞMELİ

Cahiliye döneminden daha fazla Peygamber Efendimiz’e ihtiyacımız olduğuna işaret eden Akpınar, konuşmasına şöyle devam etti: “O’nun cahiliye dönemi eşkıyalarından İslami dönemin evliyalarını Allah dostlarını nasıl gerçekleştirdiğini yeniden okumaya ihtiyacımız var. Bugün coğrafyamız kan gölüne dönmüşse, bugün ellerimizden o koskoca ellerimiz çıkıp gitmişse, Endülüs medeniyeti bir tane Müslüman’ın olmadığı coğrafyaya dönmüşse, Balkanlar mescid aranan bir yere dönüşmüşse, bunun temelinde düşmandan önce, kendimizi suçlamamız lazım. Bizler nasıl ayrılık ve gayrılığa düştük? Aynı yanlışları tekrarlamamak için kararlar almamız lazım ama maalesef aynı yanlışlar sürüyor. Tarihten ders çıkarılmıyor. Yüreklerde kökleşmiş olması gereken tevhid, hayata vahdet alanında kendini göstermediği müddetçe gerçek manada bir tevhidden bahsedilemez. İslam temennilerden, süslü püslü sözlerden ibaret değildir. Tevhid gönüllerde kökleşmesi lazım. Tevhidin aleme haykırılması için davranışlarımızda kendini göstermesi lazım. Tevhidin kalplerimize yerleşmesi lazım. İki kardeşimizin arası bozuk olduğu zaman onları asgari müştereklerde buluştururuz. İslam coğrafyasında, Anadolu topraklarında yaşayan milletimize diyorum ki, ‘Bizi bir araya getirecek asgari müşterekler değil, bizim azami müştereklerimiz var. Gelin bir araya gelelim. Düşmanlarımız hep ayrılıklarımızı ön plana çıkarıyor.

AYETLERİ CIMBIZLIYORLAR

“Biz Allah’ı tevhid etmek ve Allah’ın tevhid esasları doğrultusunda vahdeti tesis etmek için dünyaya geldik. Peki bu ayrılık niye?” diye soran Akpınar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Rabbimizin çağrısına kulak verelim. Bir olmak durumundayız. Eğer bir araya gelmezsek ayrılık bizden uzaklaşmayacaktır. ‘Allah’ın ipine sımsıkı sarılın, ayrılığa düşmeyin’ buyruluyor. Müslümanlar olarak kendimize baktığımız zaman, düşmanlarla yaptığımız savaşlardan fazla kendi aramızda savaşmışız. Bugün eğer birtakım insanlar tekbirler getirerek birilerini öldürmeyi maharet sayıyorsa bunun Kur’an, sünnetle bir alakası yoktur. Kur’an’ı, ayetleri cımbızlayarak okuyan ve Kur’an’ı anladıklarını sanan bu insanlar o zaman kadar yapmış oldukları günahları örtme adına bu yola düşüyorlar. Kaybedenler Müslümanlar ve İslam ümmeti oluyor. Kaybedilen zenginliklerimiz. Uyanık olmamız gerekiyor. Vakit bir olma zamanı. Bunun için tevhidi doğru anlamalı. Tevhidin uygulama alanı olan vahdeti hayatımızın tüm alanlarında uygulamalıyız. Peygamber Efendimiz’e selam ve salat olsun.” Konuşmanın ardından Selçuklu Müftülüğü Türk Sanat Musikisi korosu tarafından ilahiler okundu. Daha sonra minik anaokulu öğrenciler hazırlıklarını sergiledi. Programda ayrıca işitme engelliler içinde eşzamanlı çeviri yapıldı.       

HÂLİD ŞEN merhabahaber.com

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Gündem Haberleri