Efendim bütün senenin mânevi kir ve yorgunlularını atacağımız kutlu bir iklime girdik. Ne mutlu bize! İyi ki Recebimiz, Şabânımız ve Ramazanımız var. Bu güzel aylar istifâde edene içinde nice hayırlar bulundurur. Belki de ahret onlarla kazanılır. Ömür önümüzden akıp giden bir nehir gibidir. Günler her gün bir meçhûle doğru akıyor. Önemli olan bunun idrâkinde olarak ömrü doğru yerlerde kullanmak. İşte ömrü doğru kullanmayı idrak ettirecek bir mübârek iklimdeyiz. Yanlışa dur, yapma diyecek, kayıplara kazanca çevirebilecek günlere girdik. Uyuduğumuz dünya uykusundan şimdi uyanma vaktidir.
Köşemizde üç aylarla ilgili sizlere pek çok yazı yazdık. O yazılarda Recep ayında yapılacak hayırlardan, tutulacak oruçlardan bahsettik. Bu sebeple yeniden ayni şeyleri yazmak istemiyorum. Ama Recep ayının ömrü doğru değerlendirmek için bir fırsat olduğunu, ne kadar çok oruç tutarsak o kadar çok sevap kazanacağımızı, bu ayda verilen sadakaların çok makbul olduğunu ayni zamanda mümin bir kardeşinin derdini, sıkıntısını gidermenin büyük bir fazilet olduğunu tekrar edeceğim. Zira bu ayda unuttuğumuz güzel hasletlerimizi diriltebilir, ölen mânevi hissiyâtımızı yeniden diriltebilir, öteleri kazanmamıza sebep olacak güzel davranışlar icra edebiliriz.
Şunu da belirtelim Recep ayı bilindiği gibi ‘haram aylardandır. Diğer haram aylar birbiri ardı sıra geliyor. Zilkâde, Zilhicce, Muharrem. Recep ise tek ayrı olarak haram aylara eklenmiş. Recep ayının haram ay olduğuna Arap kabileleri de itibar etmişlerdir. Cenâbı Hak Kur’ânı Azûmüşşân’ında: “Allâh'ın gökleri ve yeri yarattığı günkü yazısında, Allâh'a göre ayların sayısı on ikidir. Bunlardan dördü hürmetli aydır. Bu dosdoğru bir nizamdır. Öyleyse o aylar içinde kendinize yazık etmeyin, topyekûn sizinle savaşan putperestlerle siz de topyekûn savaşın, Allâh'ın sakınanlarla berâber olduğunu bilin.” Buyuruyor. Âyeti kerîmenin sebebi nüzûlunda; Peygamber aleyhisselâm’ın Mekkeyi Mükerreme’yi fethinden önce, mü’minlerin Medine’den Mekke’ye gidişlerinde, ‘Biz haram aylarda kâfirlerle savaşmaktan korkarız’ demeleri bu âyetin inmesine sebep olmuştur ve gerekli müsâde verilmiştir.
İslam gelmezden önce de Recep ayı girer girmez bütün Arap kabileleri arasında harp ilân etmek baskın ve çapulculuk yapmak yasaktır. Herkes bu ayda kendisini emniyet ve selâmette bulurdu. Aslında bu ayların haram edilmesi, İbrâhim ve İsmâil aleyhselamlardan bize kadar gelen bir peygamber âdetidir. Yüce dînî İslam geldikten sonra da bu sünnetî peygamberî devam ettirilmiştir.
Bunlara ilâveten, Recep ayıyla ilgili değişik şeyler yazmak istiyorum sizlere. Recep ayına ‘Recep’ denmesiyle ilgili pek çok rivâyetler mevcuttur. Onları aktarmak istiyorum yararlandığım kaynaktan; “Eski zamanlarda Araplar Recep ayında, hurmanın meyvelerini rüzgar dökmesin diye dalları birbirine yaklaştırıp yaprakları ile sarıp bağlarlarmış. Bundan dolayıdır ki, ona bu isim verilmiştir.” Deniyor. Bâzı âlimler de, “Hurmayı hırsızlardan muhafaza ve meyvesinin yere düşmesinden korumak için meyvesi bol, dal-budaklar etrâfındaki çalı-dikenlerden korunması için böyle denmiştir” diyorlar. Yanı sıra; “Hurmanın meyvedâr budakları yere doğru eğildiğinde düşmesin diye direk ve destek dayamalarından dolayı” Recep denmiştir, diyorlar. O zaman bizler de bu bilgilerden; dîni hassâsiyetlerimiz kırılmasın, mânevî güzelliklerimiz muhafaza edilsin diye Recep ayına sıkı sarılmamız gerektiği mesajını almak düşüyor.
Bâzı âlimler Recep ayı için, “Recep, bir kimsenin gözü pek heybetli görünmesinden dolayı ona tâ’zim etmek mânâsına söylendi” derler. Recep ayı on iki aydan biridir ama bu mânâlarla anılmıştır. Eskiden bu güzel aya çok îtibar eder, hürmet ve saygı gösterirlerdi. Âlimler ‘hazırlanma’ mânâsında; Recep ayını, Şaban ayına hazırlık anlamında değerlendirirler. Yine âlimler Recep ayı için; “Allah Teâlâ’yı çok çok cânı gönülden anmak, zikretmektir. Çünkü melekler bu ayda Allâhu Teâlâ Hazretlerini sesli olarak tekrar tekrar anarlar, tesbih ve takdis ederler.” Demişlerdir. (1)
İnşaALLAH her güzelin fazlasıyla değer bulduğu şu güzel recep ayını lâyıkıyla ihya edebilmeyi Cenâb-ı Hak cümlemize nasip eylesin efendim. Hayırla kalınız.
-----------
- Buradaki bilgilerin tümü Osman Karabulut’un Mübârek Aylar, Günler ve Gecelerin Fazileti kitâbındandır. Arı Yayınevi-Konya, târihsiz)