Bir istişare etsek!

Kerem İşkan

Bugün Tarihi Kılınçarslan Köşkü'nü yazmak istedim...

***

Faydası yok biliyorum amma... Bizimle birlikte Gonyalı Hacıemmilerimizi perişan ediyor mahsun görüntüsü...

***

Yapacağız diye, iki yıl önce temelleri açıldı... Üstünden ikinci kış geçecek...

***

90 günde Mevlana Müzesi etrafını hop sektirenler, iki yıldır köşkü yıkılmaya mahkum ettiler...

***

Tarihi yapılarımızın etrafını da reklam tabelaları ve brandalarla tecrit ettiler...

***

Temellerini, 'yapacağız' diye açmasalardı, yapı direnmeye devam edecekti belki...

***

Şimdilerde can çekişiyor...

***

Ecdaddan kalma köşk, onu koruyan beton şemşiyesiyle bugün-yarın vuslat eder...

***

Enteresandır, köşke çivi çakmayan idare, üç ayda bir köşkün etrafını çevirdiği brandaları yeniliyor...

***

Kendi kendimle istişare ediyorum ; “ Acaba, bu köşkün tadilatını brandacı-tabelacı mı engelliyor?” diye...

***

Öyle ya bu işten en çok o kazançlı...

***

İnşaatta tık yok... Brandalar üç aydan üç aya gıcır-gıcır değişiyor...

***

Büyüklerimiz, bu işlere başlarken hiç mi istişare etmezler...

***

İstişareye çağıracak adam beğenmiyorlarsa, kendileriyle de mi istişare etmezler...

***

Tarihi bir kıssa ile bitirelim...

***

Abbasi Halifeleri'nden Harun Reşid'in, Behlül Dânâ isimli bir kardeşi vardı...

***

Bak Hacıemmim, gençler nasıl kulak kabarttı hikayeye... Ama Aşk-ı Memnu'daki Behlül değil bu... Bu ümmettin önde gideni...

***

Neyse hikayeye dönelim...

***

Behlül Dânâ isimli zat, o devirde kimilerine göre veli, kimlerine göre deli olarak bildikleri bir mecnundur...

***

Halife ölünce, belki de latife olsun diye; “Kardeşin öldü, hadi gel seni halife seçelim” demişler...

***

O ise; “ Müsaade edinde, bir istişare edeyim” demiş ve tuvalete girmiş... Uzun bir süreden sonra tuvalletten çıkmış...

***

Olamam kusura bakmayın” demiş...

***

Hem hayret hem de gülerek nedenini sormuşlar...

***

İstişare ettiklerim, müsaade etmediler” demiş...

***

'Tuvalete girdin... Kiminle konuştun ki' diye üstelemişler...

***

Girdiğim yerdeki nimetler ile istişare ettim” demiş Behlül Dânâ...

***

'Eee ne dediler ya?' diye sual etmiş merakla heyet...

***

Behlül Dânâ cevap vermiş...

 

“ O nimetler dediler ki 'İnsanların içine girme, fazla bulaşma, aralarına karışma... Bak biz onların içine girmeden önce, güzel kokulu ekmek, leziz üzüm ve türlü yiyeceklerdik, bir de şimdiki halimize bak

***

Güzel deği mi?

***

İlerde bu branda ve bilboord işlerinden çok başınız ağrır benden söylemesi...

***

İstişare şart...

***

Amma hiç olmazsa, dev (!) yatırımları insan içine çıkartmadan evvel, en azından brandacıyla istişare şart...