Her ömür sonlandığı günden bir sonraki güne göre daha kısadır. Kimileri dolu dolu geçirir kısacık ömrünü. Kimileri uzun yıllarına sığdıracak bir hikâye bulamaz, boşa yaşar hayatı. Kimileri yaşamı bir araç olarak görür ideallerine ulaşmak için kimilerininse tek ideali yaşayabilmektir. Hayatı dolu ve anlamlı yaşadığını düşündüğüm bir Güzel Adamın anılarına rastladı yolum…
**
Anılarına rastlamak dedim çünkü kendisiyle tanışmak bana nasip olmadı. Arımızdaki ömür süresini tamamlayıp ebedi yolculuğuna uğurlanmış 02.06.2017 tarihinde. Şimdi O’nu sevenlerden, O’nunla anısı olan insanlardan dinlediklerimi ve neden O’ndan bahsetmek istediğimi anlatacağım. Adı Bir Güzel Adam: Hacı Alıcı…
**
Aslen Ankaralı olmasına rağmen memleket bildiği yer Konya’nın Kulu ilçesidir. Kulu O’nun için memleketten öte bir sevda olmuştur. Öyle ki bitmek bilmeyen azmini, enerjisini sonuna kadar Kulu için harcamış ve görev aldığı mevkileri şahsi meselelerine alet etmemiştir asla, yetkilerini aile bireyleri için kullanmamıştır. Hacı Bey’in anılarının her zerresi beni şaşırtmakla birlikte onu yaşamında tanımak mümkün olmadığı için de üzüyor. Eğitim hayatının neredeyse tamamını dışardan okumuş ve Yüksek İslam Enstitüsü ile tamamlamıştır. Öğretmenlikten okul müdürlüğüne, kaymakam vekilliğinden il genel meclis üyeliğine pek çok alanda Kulu için hizmet etmiştir. Kulu’daki ilk Milli Eğitim Müdürü olarak kayıtlara geçmiştir. Tarihe düşürdüğü notlardan biri de ilk İmam Hatip Müdürlünün de O’na nasip olmasıdır. İçindeki memleket sevdası ve çalışma azmi birleşince boş durmak yakışır mı hiç O’na.
**
Kulu’ya bir Kululu’dan daha fazla hizmet etmesine rağmen onu bir yabancı gibi görenler hassas kalbini zedelese de kimseye sırt çevirmeden yoluna devam etmiştir Güzel Adam. İnsan ilişkilerinin hoyratça harcandığı şu dönemde yüreği güzel insanların sayısı bu kadar azalmışken geçmişe göçüp giden güzel insanlar, yaşama dair umudumuzu diri tutuyor. Hacı bey, yaşadığı kurak coğrafyanın iklimini değiştiren bozkırın bağrında yeşeren bir meşe ağacı… Onunla ilgili duyduğum en güzel cümle; “okul müdürlüğü esnasında sağ ve sol ayrımının yapıldığı dönemlerde her iki görüşten insanın sevdiği, saygı duyduğu bir kişiliğe sahipti.”
**
Düşünebiliyor musunuz Hacı Bey’in dalları altında, bir araya gelmesi mümkün olmayan iki farklı grubun gölgelendiğini? Yüreğinin güzelliği buradan anlaşılıyor aslında. Günümüzde de ayrışan insanlar çoğaldıkça sığınacağımız meşelerin sayısı azalıyor. Hacı Bey’in anılarını dinledikçe O’nun azmine, idealist kişiliğine hayran olmamak mümkün değil. Hayattaki rollerini kendisi belirlemiş ve sadece kendine sunulunla yetinmemiş. İyi bir dost, duyarlı bir vatandaş, öğrencisinin tabiri ile ”Melek Yüzlü” bir öğretmen, idealist bir baba… Dediğim gibi kısacık ömrüne neler neler sığdırmış Güzel Adam… Hacı Bey’i birçok insandan dinledim. Dinlediğim insanların ses tonları, yüzlerinde beliren özlem girdiği gönüllerde kalıcı izler bıraktığını gösterdi bana. Hepimizi sonu belli ezelden beri… Bir gün hepimiz Yaratan’ın huzuruna varacağız. Bize bu dünyada neler yaptığımızı sorduğunda beyhude geçen ömrümüzü anlatacak gücümüz olacak mı? Bizim neden uğrunu savaştığımız hayallerimiz, içimize sığmayan heyecanımız yok? Ebedi hayata göçüp gittiğimizde bizi böyle güzel anacaklar mı?
**
Hayalleri, yorgunlukları, sevinçleri, mutlulukları, dargınlıkları, vefası, vedası ile Hacı Bey… Günlerdir bu yazı üzerinde çalışıyorum. Kelimelerimle o’nun ruhunu, anılarını incitmekten korkarak ve O’nunla bir zamanlar aynı ilçenin havasını farkında olmadan solumuş olmanın gururu ile dökülüyor tüm satırlar. Ardında bıraktığı vefalı yüreklerde ve bu yazıyla O’nu tanıyan insanların dualarında yerini aldı bile. Hacı Bey’in hümanistliği, idealistliği, çalışma azmi bize ışık olursa şayet en büyük hayali de gerçekleşmiş olacak. Zira O’nun en büyük hayali Kulu’ya daha çok hizmet etmekti. Anılarının bizlere kılavuz olması dileğimle, Nur içinde ve Rahmetle Güzel Adam Hacı Bey…