Bir baharı, bir de güzü vardır insan hayatının… Geçip giden bir ömür, tükenen bir hayat…
Acaba nasıldır bu gidişat?
Ey insan! Tükenen bir ömrün var senin biliyor musun? Acaba onunla nasıl bir hayat sürüyorsun bugün? Hiç düşündün mü, düşünecek misin? Düşünmeyi de mi düşünmedin yoksa?
Bakarsın insanoğluna… Nice çeşitleri var onun. Kimisi günah çukuruna düşmüş çıkmak için çırpınmıyor bile. Kimisi oradan çıkabilme gayretinde az da olsa… Kimisi de düşmeme çabasında. Bir kısmı ise kulluk gayretinde. Acaba hangisi arasındayız?
Bir baharımız vardı ömrümüzün. Ne yaptık acaba? Ya da baharındaysak ne yapıyoruz?
Yoksa güzüne mi ulaştık onun? Halimiz nice düşünüyor muyuz?
Sararmış yapraklar misâli tek tek düşüyor mu günlerimiz?
Düşen günlerimizde neler var ki! Dolu dolu mu geçiyor onlar yoksa bomboş mu? Ya da hep yarınlara mı erteliyoruz?
Ama yarına ulaşabileceğini düşünüyor musun ey nefsim?
“Ne demişler büyükler: İnsan hayatı üç gündür: Biri dündü öldü, birisine yarın derler ama geleceği belli değil. O halde gün bu gündür. Onu değerlendirmeye bak!”
Ah biz insanoğlu! Nice örnekleri var bizden öncekilerin. Bir dolaşsak kabirleri… Neler yazmaz ki oralarda. Kimileri baharında göçmüş, kimileri yazı, kimisi de güzünde… Ama neler götürmüş her biri amel defterinde? Kimi şuydu kimi bu!
Salih kullara bir baksak; ibadet gayretiyle, kulluk şuuruyla yaşamış güzel insanlar… Hayatları hayat olmuş insanlara, mematları da hayat olmaya devam ediyor Allah’ın kullarına. Herkese açık kapıları. Varırsınız türbelerine, her çeşitten insan görürsünüz orada. Dertli- tasalı-gamlı niceleri. Bir huzur mekânı arayan pek çok kişi… Bir Fatiha okurlar, başta Efendiler Efendisi Peygamberimiz (s.a.v.) olmak üzere gönderirler mü’minlerin ruhlarına. Ne güzel bir âlem bu. İşte Allah’a (c.c.) kulluğun semeresi bu… Ya âhiret yurdunda nasıl olacak acaba?
Kulluktan uzak duran insanların, günah bataklığıyla âhirete gitmiş insanların kabirlerine gideni gördünüz mü siz hiç? Yazık, ne dünyada nasibi var ne de âhirette! Ne kadar acı! Bundan daha belirgin bir hakîkat aramaya gerek var mı?
Geliş ve gidiş… Evet, bir defa geliş ve bir defa gidiş! İkisi yok bunun.
Bir bahar ve bir güz… Acep o gün nasıl olacak yüz?
Hiç düşünüyor muyuz kardeşlerim?