Konya Belediyeleri hakkında Sayıştay Denetçileri tarafından hazırlanan raporların yayınlanmasından sonra millet belediyelerin yolsuzluk olarak kabul edilen harcamalarından haberdar oldu.
Her şey güllük gülistanlık giderken ne olduysa oldu ve Sayıştay Denetçilerinin düzenledikleri raporlar bu güne kadar hiç olmadığı şekilde ortaya döküldü ve belediyelerde harcamaların nasıl düzensiz olduğu ve yandaşlara nasıl peşkeş çekildiği bir kere daha sayıştaysa tescil edildi.
Hâlbuki Sayıştay Kanunu'nun 35. maddesinde değişiklik öngören düzenleme TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilmişti.
Kabul edilen kanun Sayıştay'ın denetim yetkilerini düzenliyor daha doğrusu eskiye göre önemli kısıtlıyordu.
Bu son değişikliğe göre genelge ve yönetmeliklere uygun hareket eden kamu kurum ve kuruluşlarının faaliyetleri Sayıştay tarafından kanuna uygunluk bakımından denetlenemeyecekti.
Sayıştay her ne kadar belediyelerin tüm hesap ve işlemlerinin gerekliliği, ölçülülüğü, etkililiği, ekonomikliği, verimliliği gibi konularda denetim raporu düzenleyemeyecek, denetim raporlarında kamu idaresinin takdir yetkisini kısıtlayacak veya ortadan kaldıracak görüş ve talepte bulunamayacaktı.
Ama bu defa tam seçim öncesinde büyü bozuldu ve raporlarda beklenmeyen oldu ve sonucunda da önce bu raporları hazırlayan Sayıştay’ın başkan yardımcısı sonra da denetleme grup başkanı görevden alındığını gördük.
Ancak bu raporlarda gündeme getirilen kanuna aykırılıklar nedeniyle eli kolu bağlanmış olan Sayıştay’da bir yargılama yapılamadığı gibi İçişleri Bakanlığınca bu tür kanuna aykırılıklar için herhangi bir soruşturma veya başkaca bir denetim de yapılmadı.
Yani daha önceki bir yazımızda ifade ettiğimiz gibi yapılanlar yapanın yanına kar kalmak üzere.
İşte tam bu arada insanın aklına bir başka usul geliyor.
Bu usul tıpkı Konyalı bir Avukat arkadaşın Meram Belediyesinin yaptığı bir imar uygulaması hakkında dava açıp işlemi iptal ettirmesidir.
Bu olay basın yayın organlarında çok yer almasa da Meram Belediyesi'nce Cemiyeti Hayriye Vakfı’ndan alınan ağaçlandırılacak alanın imara açılmasının iptali olayıdır.
Konyalı Avukat açtığı dava ile belediyece vakfa bina verilerek takas karşılığı alınan yaklaşık 160 bin metrekarelik ağaçlandırılacak arazinin satılmasının önüne geçmiş oldu.
Belediye kendince esas amacına aykırı olarak ve bir takım imar değişiklikleri yaparak çoğu yeni dikilmiş fidanlardan oluşan 160.000 metrekarelik alanı imara açılması planlamış ve açtığı ihale ile 135 milyon liraya satmayı düşünmüştü.
Meram'da çevreye ve yeşil alanlara zarar verilmemesi için açtığı dava sonucunda 2'nci İdare Mahkemesi'nce Meram Belediyesince hazırlanan imar değişikliği iptal edildi ve kanuna aykırı duruma engel olundu.
Şimdi Konya’da tabir caiz ise bu dava açma süreci bir kez daha tekrarlanmalı.
Bu defa da bir Avukat arkadaş ortaya çıkmalı ve Büyükşehir, Karatay, Meram ve Selçuklu Belediyeleri hakkında düzenlenen Sayıştay Raporları hakkında yargı sürecini başlatmalı ve yanlışlıkların hesabını sorma adına önemli bir adım atmalı.
Yapılan kanun değişiklikleriyle Sayıştay’ın yargısının önüne geçilmiş veya eli kolu bağlanmış olabilir.
Ama belediyelerce yapılan ihalelerdeki yanlışlıklar, haksızlıklar ve adam kayırmaların önüne geçmek için bu defa adli yargı süreci başlatılmalı.
Mesela bu konuyu yani kamu kaynaklarının haksız edinilmesini veya peşkeş çekilmesini dert edinen bir Avukat arkadaş Büyükşehir Belediyesinin Sayıştay Denetçisinin bile bulamadığı ve yerinde olmadığı tespit edilen 7 milyon 765 bin TL bedelli köprüsü, Karatay Belediyesinin araç ve çiçek alımını ve Selçuklu Belediyesinin Kültür Merkezi ihalesi gibi tüm belediyeler hakkında düzenlenmiş tüm raporları bir dava dilekçesine dönüştürerek dava açmalıdır.
Ya da en azından Sayıştay Denetçilerinin raporlarında ifade ettikleri alım satım işleri ile kiralama işleri hakkındaki raporları bir suç duyurusuna dönüştürerek adli mercilere müracaat etmelidir.
Böylelikle şu ana kadar bir işlem yapılmadığı görülen Sayıştay Raporlarının arşivlerde unutulup haksızlık yapanların adli merciler önünde yargılanması sağlanabilir.
Kanun değişikliklerinden faydalanarak kamunun hakkının birileri tarafından gasp edilmesinin önüne geçilmesinin başka yollarının da olduğunu gösterecek başka yollarında olduğunu ispat edecek bir avukat arıyoruz.
İşte bunun için bir avukat aranıyor diyoruz.