Bin yıl geçse unutulmaz!

28 Şubat 1997'de gerçekleşen post-modern darbenin üzerinden 21 yıl geçti. 28 Şubat darbesi en büyük darbeyi o dönem hızla büyümekte olan Anadolu sermayesine ve inançlı insanlara vurdu. 28 Şubat'ın açtığı yaralar ise hala sarılamadı

Türkiye'de sosyal ve ekonomik alanda büyük yaralar açan ve hala etkileri devam eden 28 Şubat post-modern darbesinin üzerinden 21 yıl geçti. 28 Şubat 1997 tarihinde “irtica geliyor” yaygarasıyla ve o dönemki kartel medyasının desteğiyle gerçekleştirilen 28 Şubat darbesi büyümekte olan Türk ekonomisine, Anadolu sermayesine ve inançlı insanlara büyük bir darbe vurdu. 28 Şubat'ın açtığı yaralar ise hala sarılamadı. O dönem kartel medyası ve FETÖ medyası 28 Şubat post-modern darbesini açıkça desteklemişti. Özellikle FETÖ yanlısı medyanın darbecilere yaptığı güzellemeler hala akıllardı. 28 Şubat Milli Güvenlik Kurulu toplantısı Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en uzun MGK'sı olmuştu. 28 Şubat post-modern darbesi her alanda büyük yaralar açtı. 28 Şubat darbesinin en büyük mağduru ise Konya oldu.

MESLEKİ EĞİTİM BİTİRİLDİ

28 Şubat döneminde 8 yıllık zorunlu eğitimle birlikte imam-hatip liselerinin ve meslek liselerinin orta kısmı kapatıldı. Üniversiteye giriş sınavlarında imam-hatip ve meslek lisesi öğrencilerine kat sayısı uygulandı. Başörtülü öğrencilerin üniversitelere girişleri yasaklandı. 28 Şubat süreciyle birlikte Konya'da ve Anadolu'nun şehirlerinde hızla büyüyen “Anadolu Kaplanları'nın da önü kesilmiş oldu. O dönem çok aktif olan Milli Gençlik Vakfı gibi vakıflar kapatıldı ve mallarına el kondu.  Yıllar sonra 28 Şubat sürecinin sorumlulularının yargılandı ve fakat bir netice alınamadı. 28 Şubat davasında tutuklu kimse kalmadı. 28 Şubat mağdurlarından hala içeride çok sayıda insan tutuklu bulunuyor. 28 Şubat döneminde üniversitelerle ilişiği kesilen çok sayıda başörtülü öğrenci de yeniden üniversitelerine dönemedi. Vakıf mallarının bir kısmı geçtiğimiz yıllarda iade edildi fakat yeterli olmadı.

D-8'LER, HAVUZ SİSTEMİ RAHATSIZ ETTİ

Anadolu Gençlik Derneği (AGYD) ve Milli Gençlik Vakfı (MGV) Konya Şube Başkanı Mehmet Parlak,  28 Şubat post-modern darbesinin yapılmasının en önemli amacının Türkiye merkezli dünyada yeni bir sisteme geçilmesinin önüne geçmek olduğunu söyledi. Rahmetli Necmettin Erbakan hocanın o dönem yaptığı atılımlarla ABD'yi ve siyonizmi ciddi şekilde rahatsız ettiğinin altını çizen Parlak, “28 Şubat gerçekte Türkiye merkezli dünyada yeni bir sisteme geçilmesinin önüne geçmek için yapıldı. Rahmetli Necmettin Erbakan hocamız adil düzen çalışmalarına geçmişti. İslam Birliği'ni kurmuştu. Havuz düzeni çalışmalarına başlamıştı. İslam ülkeleriyle ticaret anlaşmaları yapılmıştı. Bundan en fazla siyonizm, ABD ve Avrupa rahatsız oldu. 28 Şubat da bir kısım yerli işbirlikçiler devreye sokuldu. Bunun için de medya da vardı. Milli Görüş'ün önü kesildi. 28 Şubat'tan sonra yeni bir düzen kuruldu. Üretim ekonomisi, faizsiz düzen, ortak para sisteminin önüne geçildi. Bunlar olmasın diye başka operasyonlar yapıldı. O günden bu yana devam ediyor. 28 Şubat bu ülke ve millet için kötü bir süreç oldu” dedi.  28 Şubat sürecinde gerek MGV ve Milli Görüş camiası büyük sıkıntalar yaşadığını aktaran Parlak, vakfın mal varlıklarının 2013 yılında yeniden Milli Gençlik Vakfı'na devreldiğini de sözlerine ekledi.

28 ŞUBAT BRİFİNGLİ YARGI KARARLARI İPTAL EDİLSİN!

MAZLUM-DER Konya Şube Başkanı Derviş Argun da 28 Şubat brifingli yargı kararlarının iptal edilmesi çağrısında bulundu. Argun, “Birilerince bin yıl sürecek, birilerince bitti denilen 28 Şubat Darbesi, üzerinden 21 yıl geçmesine rağmen, özellikle cezaevlerinde tutulan Müslüman siyasi mahpuslar ve aileleri için bütün ağırlığıyla devam etmektedir. 28 Şubat darbesini gerçekleştirenlerin müebbet hapis talebiyle yargılandığı, 28 Şubat kararlarını alan brifingli ya da paralel yargının elemanları hâkim ve savcıların ihraç ve tutuklamalara muhatap olduğu bir vasatta 28 Şubat mahkumları 20 yıldan uzun bir süredir içeridedir. Hiç şüphesiz bu kişilerle birlikte anne, baba, eş ve çocukları da halen cezaevi yollarında mağdur edilmektedirler. 28 Şubat mağdurları diye tanımlanan bu insanların kimi bayilerde satışı yapılan legal dergileri dağıttığı, kimi işlemediği suçlar kolluk tarafından kendilerine cebren imzalatıldığı için Vural Savaş hukukunun bir tezahürü olarak cezaevinde yatmaya devam ediyorlar. Seslerini duyurmak ve normal hukuk kurallarına göre yeniden yargılanmak istiyorlar. Bunu, bir çoğu 20 yılı aşkın zamandır cezaevinde yatıyor oldukları halde istiyorlar. Yeniden yargılamayı sadece dışarıya çıkıp tükenmişliklerini bitirmek değil, mağduriyetlerinin tescil edilip, itibarlarının iadesi için de istiyorlar. Çoğunluğu işkenceli soruşturmalar, üretilmiş ya da darbenin bir diğer ayağını oluşturan kartel medyası tarafından şişirilmiş deliller, önyargılı ve brifingli yargılamalar neticesinde cezaevine girmiş Müslüman mahpusların yaşadıkları acı, hukuksuzluğu en açık haliyle ortaya sermektedir.Vurgulamak gerekir ki sürekli olarak çeşitli bahanelerle ucu açık ileri tarihlere ertelenen bu sorunun çözülmesi bizler için bir onur mücadelesidir. Hükümet, 15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsünde de görmüştür ki darbe anlayışı tüm karar ve unsurlarıyla ezilmelidir. Darbeye ait bir emarenin ve izin bile kalması onlar için yeni bir kalkışmanın gediğini oluşturmaktadır” dedi.

28 ŞUBAT TUTSAK SERBEST BIRAKILSIN

28 Şubat tutsaklarının serbest bırakılması çağrısında bulunan Argun, şunları söyledi: “MAZLUMDER olarak, 28 Şubat sürecinde yaşanan acılarla dolu söz konusu hukuksuzluğu kınadığımızı yineliyor. Binlerce insanın hayatını karartmış olan 28 Şubat sürecinin varsa karanlıkta kalan kısmının aydınlatılmasını ve bu sürecin bütün aktörlerinin deşifre edilerek cezalandırılmasını, 28 Şubat sürecindeki siyasi yargı kararlarının iptal edilerek 28 Şubat’ın brifingli-siyasi yargılamalarının yok sayılmasını ve yeniden yargılanma hakkının tanınmasını, 28 Şubat tutsaklarının hiçbir bahane ya da erteleme olmaksızın serbest bırakılmasını talep ediyoruz.”

ÖĞRENCİLERİN MAĞDURİYETİ SÜRÜYOR

28 Şubat sürecinde başörtüsü nedeniyle mağdur olan öğrenciler, 2016 yılında kurdukları 28 Şubat Öğrenci Derneği ile seslerini duyurmaya başladı. Derneğin Başkanı Emine İlyas, 1997 yılında Süleyman Demirel Üniversitesi Okul Öncesi Öğretmenliği Bölümünü kazandığını, ikinci sınıftayken yasakla karşılaştığını söyledi. Sınıfa başörtüsüyle girdiği için uyarı ve uzaklaştırma cezası verildiğini, daha sonra eğitimini bıraktığını belirten İlyas, dava açtığını, ancak mahkemenin kendilerini suçlu bulduğunu ifade etti. Okulunu bitiremediğini dile getiren İlyas, “2011'deki afla diplomamı aldım. İş sadece diplomayı almakla bitmiyordu. Sesimizi daha iyi duyurmak için mağdurlar olarak dernek kurma kararı aldık. Bu yıl 28 Şubat Öğrenci Derneğini kurduk" diye konuştu.

28 ŞUBAT DÖNEMİNDE YALNIZ KALDIK

İlyas, 28 Şubat döneminde sindirildiklerini ve çok yalnız bırakıldıklarını vurguladı. Darbenin etkilerinin uzun süreceğinin söylendiğini hatırlatan İlyas, şunları söyledi: "Ben bir gün düzeleceğine inanıyordum ama bu kadar iyileşme süreci olacağını tahmin etmiyordum. Kamuda, emniyette ve askeriyedeki yeniliklerden çok memnunuz. Bize bu aşamadan sonra daha çok sorumluluk düşüyor. Gençlerimize bu bilinci unutturmamalıyız. O şer güçler tekrar gelse bizi tırnaklarıyla kazır. Buna fırsat vermemeliyiz, uyanık kalmalıyız. Biz elimize diplomamızı aldık, ülkemize hayır yolunda hizmet etmeyi hedefliyoruz. Mağduriyetlerin çözülmesi için büyük çaba gösteriyoruz."

28 ŞUBAT DAVASINDA TUTUKLU KALMADI

28 Şubat davasında aralarında dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı emekli Orgenaral Çevik Bir’in de bulunduğu 5 sanık daha tahliye edildi. Sanıklar işlemlerinin tamamlanmasının ardından cezaevinden çıkarken, bu kararla davada tutuklu sanık kalmadı. Mahkeme Başkanı Tayyar Köksal, heyeti tutuklu sanıklar dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı emekli Orgeneral Çevik Bir, dönemin Genel Sekreteri emekli Tümgeneral Erol Özkasnak, emekli Orgeneral Çetin Doğan, emekli Tümgeneral Kenan Deniz ve emekli Tuğgeneral İdris Koralp'in tahliye edildi. Bu karara "delillerin karartılma ihtimalinin olmaması, sanıkların tutuklulukta kaldıkları süreler" gösterildi. 28 Şubat sürecinin etkileri aradan geçen 21 yıla rağmen devam ediyor.

İBRAHİM BÜYÜKEKEN

 

 

 

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Gündem Haberleri