Mevlana Törenleri başladı..
Ağzımda bu konuyla ilgili çok laf var...
Ama cam kırığı gibi...
Yutsak içimizi parçalar...Söylesek dilimizi yırtar cinsten...
Ama ben yine de birazını söylemek istiyorum...
Ötede sordukların da;
“Ben çıtlatmıştım” deriz hiç olamazsa...
***
Şehir, her yıl Kureyş Panayırı gibi oluyor... Mevlana’ya akın ediyor on binler…
İş panayır modunda gidince, Hz. Pir'in mesajındaki, tüm dini motifler de törpülenmiş oluyor...
Ritüellerle dolu...
Bidatler Haftası gibi...
***
Hacıemmim şimdi soracak; “Ritüel ne guzumm ?” diye...
Dini bir inanç gibi benimsenmiş alışkanlık, kişilerce kutsallaştırılmış davranışlara ritüel deniyor Hacıemimim...
***
Aynı bu hafta bizim yaptığımız gibi...
Hz. Mevlana'yı gençler “aşk doktoru” sanıyor... Twiter ve Facebook, Mevlana'nın sözleriyle yürüyorlar hem cinslerine...
O kadar mı?
Birbirine derinden yazan, Mevlana'dan çalıyor, söylüyor...
Yazık...
***
741 yıldır entariyle döndürürsen, verdiğin mesaj entarinin altında kalır...
Kureyşlilere döndük...
“Ukaz Pazarının” esnafından farkımız ne?
Milyonlarca biblo satıyoruz...
Dönenler, oturanlar, çalanlar, söyleyenler... Uyandırılan kandiller(!)…
Otellerde def çalarak, kadınlı erkekli zikirler(!)
***
Biri dönmüş bir vakit, aşka gelerek...
741 yıldır dönüyor Gonyalım, aşktan bi haber...
“Mahsuru ne dönsün bak, Dünya buraya geliyor” diyenleri duyar gibiyim...
***
Bana da, döne döne, çıkıyoruz ümmetin safından gibime geliyor...
Hz. Pir'e ve öğretisine eğilir başımız...
Ama şu yapılanlar, içimize sinmez batar...
***
Ne geldiyse bin yıldır bu ümmetin başına, “dönme” merakından geldi...
Çok kızdınız bana değil mi?
***
Vallahi, bende çok kızıyorum kendime...
Bu kadar az söylediğim için...