Beton delenden beton dökene!

"Şimdi kendi sermayesiyle, medyasıyla, askeriyesiyle, polisiyle, yargısıyla, üniversitesiyle, istihbaratıyla bizzat kendisi rejim. Bu kez “rejimi koruma” partisi!"

Yerel seçimlerin ardından, sonuçlara ilişkin tespitlerini paylaşan Habertürk'ten Umur Talu, "Şimdi, Türkiye’nin yarıya yakını oy verirken, Türkiye’nin yarısından fazlası güvenmiyor!" dediği AKP için "Bir zamanlar beton deliyordu AKP (“Matkap” diye yazmıştım); şimdi beton döküyor!" dedi ve AKP'nin “rejime karşı” kazana kazana geldiğini belirterek, "Bu kez “rejimi koruma” partisi!" olduğu analizinde bulundu.

İşte, Umur Talu'nun yazısının ilgili bölümü:

Beton delenden beton dökene!

Arka arkaya sıralayayım:

1. AKP kaybetmedi
2. Muhalefet kazanamadı.

Böyle bir dönemde, iktidarın “çok sarsıldığının” sanıldığı bir süreçte, kaybetmeyen iyi kazanmış; kazanamayan kötü kaybetmiştir.

MHP bir yana, CHP “Ana muhalefet” özelliğini de taşımıyor demek ki.
Üstelik MHP oyları iki büyükşehirde CHP’ye de kaydığı halde.

(Yine de şu var: AKP isterse bir önceki yerel seçimle karşılaştırıp oylar arttı desin; 50-50 büyüsü bozuldu artık. İl Genel Meclisi sonuçlarına göre, TBMM’deki diğer üç parti, ancak üçü bir arada olsa bile, AKP’den daha yüksek bir oy oranını temsil ediyor!)

***

AKP öncelikle,  “iktidar partisi” olarak tescili bir yana, “tek iktidar partisi” olarak kendini tahkim etti.

Üstelik böyle bir zamanda.

Sandıktan iktidar çıkıyor; kutudan hukuk çıkmıyor çünkü.

Demek ki, toplumun ciddi bir kısmı, tartışılan, isnat edilen, hatta seslerle tapelerle kanıtlanan ne olursa olsun, bu iktidara güveniyor, sarılıyor, sığınıyor.

Fakat yüzde 40-50 arasındaki sıcak yuvasını AKP de artık şöyle yorumlamalı:

Az önce Türkiye’nin yarısı güvenirken, Türkiye’nin yarısı oy vermiyordu… Şimdi, Türkiye’nin yarıya yakını oy verirken, Türkiye’nin yarısından fazlası güvenmiyor!

(Nitekim ortaya dökülen sesler, kayıtlar bir yana… Oy verme ve sayım sırasında kesilen-kestirilen elektrikler, kamu ajansının partizanlığı, polis kuşatması ve şiddeti, yere atılan sandıklar, sahte oy pusulaları, çifte oy teşebbüsleri, gibi bir çoğu gerçek kimi tevatür ve kim bilir neler oluyor diye düşündürten her “haber” de bu yüzden!)

İktidar bunu böyle kabul etmeyebilir. O zaman dolar-avro sesi ve kutu kutu pense üzerinden değil de, daha siyasi anlatayım:

AKP “rejime karşı” kazana kazana gelmişti…
Yani sermayesiyle, medyasıyla, Genelkurmay’ıyla, yargısıyla, üniversitesiyle merkez güçlere karşı bir “mücadele” partisiydi.

Oysa şimdi kendi sermayesiyle, medyasıyla, askeriyesiyle, polisiyle, yargısıyla, üniversitesiyle, istihbaratıyla bizzat kendisi rejim.
Bu kez “rejimi koruma” partisi!

Daha önce yasakları delerek, sınırları aşarak, engelleri devirerek koşuyordu…
Şimdi duruyor ve durduğu yerden vuruyor!

İlki bir demokratikleşme dinamiğiydi…
Bu statik bir durum!
Hem de beton-arme!
Yani hem beton, hem “arme”, yani militer!
Yasaklayarak, engelleyerek, bastırarak, sindirerek, gizleyerek.
Bir zamanlar beton deliyordu AKP (“Matkap” diye yazmıştım); şimdi beton döküyor!

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Medya Haberleri