Rabbimize(cc) sonsuz şükürler ederek Mübarek Şaban ayının 15. gecesine ulaşmış bulunuyoruz.
Artık yavaş yavaş Kur'an ayı Ramazan Ayı'nın gölgesi de üzerimize düşmek üzeredir.
Hz. Peygamberimizin(sav) ifadesi ile bu gece: “Bu gecede Allah’ın(cc) dünya semasına tecelli edeceği, Kelb kabilesinin koyunlarının kılları adedince insanı bağışlayacağı ve kendisine edilen tüm duaları kabul edeceği” bir gecedir.
Berat Gecesi Müslümanlar için, içinde bulundukları senenin en hayırlı gecelerden biridir.
Zira yine Peygamberimizin(sav) ifadesiyle Berat Gecesinin önemi şöyle anlatılmıştır;
- Bu yıl içinde doğacak her çocuk, bu gece deftere geçirilir.
- Bu yıl içinde öleceklerin isimleri, bu gece özel deftere yazılır.
- Bu gece herkesin rızkı tertip olunur.
- Bu gece herkesin amelleri Allahü Teâlâ’ya(cc) arz olunur.
Yani bu gece tabir caiz ise amel defterlerinin yazıldığı gecedir.
Bu geceye kadar yeterince ibadet ve taat yapamadığına inan Müslümanların bu gece vesilesiyle ibadet ve taatlarını artırmaları hemen gelmekte olan Kur'an Ayı Ramazanı Şerif için bu geceyi müjdeci olarak kabul etmeleri ne güzel bir davranıştır.
Yine Müslümanların her zamankinden daha kalabalık bir şekilde camileri doldurmaları ve çocuklarıyla birlikte bu müstesna havayı teneffüs ederek yatsı namazının akabinde kaza namazı kılmaları, zikretmeleri, tesbihatta bulunmaları, Kur'an tilavet etmeleri ile ne kadar güzeldir.
Ama ne var ki son zamanlarda yazılı ve görsel basın olarak ifade edilen televizyonlar ile gazeteler tarafından kötü bir adet Müslümanların evlatlarına bulaştırılmaya çalışılmaktadır.
Hem de kendilerine Müslüman diyenler tarafından.
Müslümanların hızla akıp giden ömürlerinde yaşadıkları hayatın getirdiği çile ve zorluklar nedeniyle İslamdan, Kur'an'dan ve sahih sünnetten uzaklaştıkları/uzaklaştırıldıkları bir zamanda bir rahmet rüzgârı gibi yetişen kutlu geceler ve günler nedense bazılarına rahatsızlık vermektedir.
Müslümanların çoluk çocukları ile birlikte bir neşe ve sevinç yumağı halinde karşılamak için hazırlıklar yaptıkları, kendilerine çeki düzen vermeye çalıştıkları bu gecelerde okunan kuranlar, yapılan ibadetler ve dualar ile toplu olarak kılınan namazlar gayri İslamî kesimlerden daha çok, kendilerine sözde kurancılar denen bir fesat taifesini rahatsız etmektedir.
İslam Aleminde Mısır'da Fatımiler döneminde başlayan gelenek bir tarafa, Osmanlı padişahı 2. Selim (1566-1574) zamanında başlamak üzere mübarek gecelerin cami minarelerinde kandiller yakılarak duyurulduğu için halk arasında "Kandil Geceleri" olarak anılmaya başlayan mübarek geceleri vesile ederek Müslümanların inançlarına zarar vermek pahasına Müslümanlara tenkitler yağdırmak ne kötü bir adet olma yolundadır.
Osmanlı devleti tarafından kandil gecelerinin organize edildiği gerçeğini görmezden gelerek, sanki camilerimizde mevlid ve dua merasimleri düzenlenmesinin cumhuriyet döneminde diyanet ile başlamış gibi gösterilerek bu gecelerde diyanet üzerinden farklı amaçlara yönelik politikalar üretilmeye çalışılması ne büyük bir zulümdür.
Mübarek gecelerin ihya edilmesini Müslümanların devlet politikasına entegre olmaları olarak görmek ve göstermek Müslümanlara yapılabilecek ne kadar büyük bir iftira ve töhmettir.
Bütün bu olumsuzluklara ve saçma sapan yeni nesil fetva veren televizyon mürşitlerine(!) rağmen Müslüman Milletimiz Rasulullahın(sav) izinden gidecek ve üzerinde oynamaya çalışan oyunları İnşâallah ibadetlerindeki samimiyetle ve birbirlerine yapacakları hayır duaları ile tesirsiz kılacaktır.
Elbette bu gecede edilebilecek çok kıymetli dualar vardır.
Peygamberimiz Hazreti Muhammed(sav)in Berat Kandili'nde ettiği ifade edilen dua ile yazımıza son verelim:
“Allah’ım(cc) Azabından affına, gazabından rızana sığınıyorum, senden yine sana ilticâ ediyorum. Senin şanın yücedir. Sana yaptığım senayı, senin kendine yaptığın senaya denk bulmuyorum. Sana layık bir surette seni hamd etmekten acizim”