Başlıktaki söz Kuranı Kerimde Allah(cc) ve Peygamberleri(as) diliyle lanetlenmiş olan yahudi kavminin terör devleti olan İsrail ile LÜTUF anlaşması yapan ve yapılan anlaşma metnini onaylayan hükümete ve Milletvekillerinedir.
Benim adıma terör devleti İsrail ile herhangi bir anlaşma yapılmasını istemiyorum ve böyle bir anlaşmayı peşinen red ediyorum.
Çünkü kimin zamanında olursa olsun, İsrail'le yapılan tüm anlaşmalara dün karşıydık. Bugün de karşıyız. Yarın da karşı olacağız.
Şimdi hiç kimse çıkıp ta Ülkenin bu günkü durumundan, Türkiye’nin jeopolitik ve jeostratejik konumundan falan bahsetmesin.
Ya da Ülkemiz kuşatma altında, Cennetmekan Sultan Abdülhamid Han(Rh.a) döneminden daha zorlu bir süreçten geçiyoruz gibi laflar etmesin.
Veya kimse, siyonist israile yarım yamalakta olsa fiske nispetinde vurulan bir şamarla yetinerek, şuan ayakta kalabilmemiz için alttan almak zorundayız gibi bir mazerete sığınmasın.
Kimse bu günkü yapılan yanlışları savunmak adına, dünkü yapılan yanlışları gündeme getirmeye kalkışmasın.
Türkiye dün hangi stratejik konumda ise, bu gün de aynı konumdadır ve belki de dünden daha iyi durumdadır.
Yani demek istediğimiz şu dur: Dün dedikleri yanlışlar yapılırken ses çıkar(a)mayanlar, bu gün de ses çıkar(a)madıkları için başkaları ile değil, kendileri ile hesaplaşma yolunu tercih etsinler.
Hz. Mevlana(ks) nın “Dün, dün de kaldı cancazım, bu gün yeni şeyler söylemek lazım” sözünü söylendiği gibi anlasınlar ve uygulasınlar.
Dün dünde kaldı ise:
Bu gün yeni bir gün ve yeni bir şey söylemek lazımsa, söylenecek şu dur:
Bu gün, terör devleti israil ile yapılan her türlü anlaşma yanlış olacaktır.
“Türkiye bu gün, dünden daha güçlüdür” diyenlere bu sözlerini hatırlatıyoruz ve gereğini yapmalarını istiyoruz.
“Türkiye israil ile ilişkilerini, kestiği günden bu yana daha güçlüdür.”
“Türkiye savunma ve savaşma kabiliyetini dünden daha iyi hale getirmiştir.”
Türkiye uçağını, tankını, tüfeğini ve kendi milli silahını yapmıştır “diyenlerin, terör devleti israil ile yaptığı anlaşmayı savunmalarını dün anlayamadık, bu gün de anlayamıyoruz.
Bu sebepledir ki; Meclisten geçen terör devleti israil ile olan lütuf anlaşmasını tanımıyor ve kabul etmiyoruz.
Terör devleti israilin lütuf olarak vereceği 20 milyon liraya ne Filistin' i veririz, ne namusumuzu, ne de şehitlerimizin kanını.
Çünkü bu anlaşmayı kabul etmek, desteklemek ve altına imza atmak demek, direkt olarak 15 Temmuz FETÖ terörünün devamı için onay vermek demektir diye inanıyoruz.
Bu millet FETÖ nün gerçekte kimin köpeği olduğunu, 15 Temmuzda açık seçik görmüştür.
Müslümanın bu aşamada yapacağı şey, “Zulüm bizdense, ben bizden değilim.” düşüncesiyle tarafını bir kez daha açık seçik belli etmesidir.
Bir kere daha unutmamanız gereken gerçek şu dur: “Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.”
Daha doğrusu şimdi Müslümanın ebabil olma vaktidir.