Belediyelerde denetim denilince seneden seneye belediye başkanları ile aynı siyasi görüşe mensup meclis üyelerinden oluşturulmasına rağmen bir türlü kamuoyu ile paylaşılmayan denetim komisyonu raporu akla gelmesin.
Çünkü belediyelerde denetim sadece meclis denetim komisyonu ile sınırlı değildir.
Belediyenin kendi iç bünyesinde yaptığı iç denetimden başka, İçişleri Bakanlığı denetim elemanları ve TBMM adına denetim yapan Sayıştay denetçilerinin yaptığı ve dış denetim olarak adlandırılan asıl denetim budur diyebileceğimiz bir denetim daha vardır.
Belediyelerde nüfus sayısı 10.000'i geçtiğinde kurulması zorunlu olan bu meclis denetim komisyonları kanunen her yıl için ayrı ayrı olmak suretiyle ocak ayı başında kurulur ve 45 günlük sürede çalışmalarını tamamlaması beklenir.
Nisan ayı meclis toplantısında meclis üyeleri komisyon tarafından hazırlanan rapor hakkında bilgilendirilmesine rağmen nedense kamuoyuna bir türlü açıklanmaz/açıklanamaz.
Açıklanmaz çünkü aynı siyasi görüşe mensup olan meclis üyeleri belediye başkanı hakkında düzenledikleri raporda olaylara üstünkörü bir yaklaşımla yaklaşırlar ve dokuz başlık halinde sıralanmış olan belediyenin gelirleri ile on dokuz başlık halinde sıralanmış olan belediyenin giderlerinin akçeli işlerle ilgili olan çok önemli konulara girmedikleri için raporları da esasen eksiktir.
Kaldı ki belediye başkanlarının denetim raporlarını kamuoyuna açıklamamaları konusundaki asıl korkuları şudur:
Denetim komisyonu raporları açıklanırsa sıra Mülkiye Müfettişleri ve Sayıştay denetçilerinin hazırladıkları raporların açıklanmasına gelecektir ki, şu ana kadar hiçbir belediye başkanı bu şeffaflığı sağlamamıştır.
Belediye başkanlarının görev yaptıkları yıllar boyunca Mülkiye Müfettişleri ve Sayıştay Denetçileri tarafından hatalı ve yanlış iş ve işlemler için çıkarılan zimmet tekliflerinin hangi konulara ait olduğu ve miktarlarının ne olduğunu personelinden bile sakladıkları bir gerçektir.
Hal böyle olunca da hangi sebepten olursa olsun kamuoyu ile paylaşılmayan belediye başkanlarının akçeli işleri ilgili istifhamların zaman zaman basın yayın organlarında yer alması kaçınılmaz olur.
Basın yayın organlarında yer alan iddia ve ithamlarla ilgili olarak yeterli açıklama belediye başkanları tarafından yapılır mı?
Bu soruya bu güne kadar hiç göremedik diye cevap verebiliriz.
Genelde belediye tüzel kişiliği adına yapılan ve konuyu açıklamaktan ziyada daha da karmaşık ve anlaşılmaz hale getiren açıklamalar olagelmiştir.
Belediye başkanları yıllar itibariyle yaptıkları harcamalarını kalemler itibariyle ve maaş ve ücretler, harcırahlar, temsil-tören ağırlama, festival –şenlik ve basın-yayın giderleri ile ihaleler vs. gibi ana başlıklar halinde olmak üzere, gelirlerinin hangi giderler ne miktarlarda harcandığını açıklamadıkları sürece, meclis denetim komisyonları ne kadar denetim raporu düzenlerse düzenlesin, yine de şaibe altında kalmaktan kurtulamayacaklardır.
Bütün bunları önlemenin en kolay yolu belediyenin son 5 yıllık çalışmaları hakkında Meclis Denetim Komisyonu, iç denetçiler, Mahalli İdareler Denetim elemanları, Bakanlık Kontrolörleri, Mülkiye Müfettişleri ve Sayıştay Denetçileri tarafından yapılmış denetim ve soruşturmaların raporlarının ve bu raporlar üzerine belediye başkanlarınca yapılan işlemlerin eksiksiz bir şekilde ve periyodik olarak kamuoyuna açıklanmasıdır.
İNNÂ LİLLAHİ VE İNNÂ İLEYHİ RACİÛN
Dünya telaşına kapıldığımız şu günlerde bir büyüğümüzü daha kaybettik.
Konya bir değerli evladını daha toprağa verdi.
Büyük Veli Lâdikli Hacı Ahmet Amcamız (KS) ve Ramazanoğlu Mahmud Sami (KS) ile Merhum Hacı Tahir Büyükkörükçü Hocamızın (RA) musahibi Allah Dostu Osman Karabulut Hocamız (RA)'da Hakk'a yürüdü. Mekânı Cennet olsun İnşâallah.
Medine-i Tahire’de Konyalıları karşılayıp ellerinden tutarak Mescid-i Nebevi ve Cennet ül Baki’de mihmandarlık yapan bir büyüğümüzü daha hakka uğurladık Konya olarak.
Gidenlerin yerinin doldurulamadığı, eksikliklerinin her zamankinden daha fazla bir şekilde hissedildiği bir garip zamanda yaşıyoruz.
İhvanlarına, arkadaşlarına, sevenlerine, ailesine ve kendisinden bir şekilde istifade etmelerine rağmen, bugünlerde Osman Karabulut hocamızın temsil ettiği fikir ve değerlere savaş açmış olanlarda dâhil olmak üzere herkeslere, sabr-ı cemil dileriz.