Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın açıklamalarına Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'dan cevap geldi.. Bozdağ TBMM'de düzenlediği basın toplantısında Haşim Kılıç'ı "siyasi konuşmakla" ve "yeni bir vesayete soyunmakla" eleştirdi.
UMUT YAVUZ / ROTAHABER - ÖZEL
Bekir Bozdağ'ın açıklamalarında satırbaşları:
Başkan'ın konuşması siyasi değil hukuki olmalıydı... Anayasa mahkemesi bir yargı organıdır. Başkanı da yargı mensubudur. Başkanın konuşması siyasi değil hukuki olmak zorundadır. AYM Başkanının konuşması hukuki değil siyasidir siyasi polemiklerle doludur. Başkan adeta gündemdeki bütün konuları siyasi bir aktör gibi cevaplandırmıştır. Siyasi konuşmaları polemikleri AYM başkanı değil siyasi partilerim temsilcileri yapmalıdır. Umalım ki muhalefet partileri AYM yetkimizi gaspetti diye alınmazlar.
Mahkemeler kararlarıyla konuşur. Mahkemenin veya AYM Başkanının kararlarını savunması ve arkasında durması kararlardaki yanlışlığı eksikliği zayıflığı ortadan kaldırmaz. Kararlar eleştirilmez kutsal metinler değildir. Eleştirilebilir ve kararların eleştirisi o kararda imzası bulunan kişilere yönelik kişisel bir eleştiri değildir. AYM Başkanı hukuka ve vicdana bağlı hareketle mükelleftir. Mahkeme başkanları niyet okumaz ve buna izin vermezler. Eğer mahkeme başkanı niyet okuyor ve itham ediyorsa objektif ilkelere ve anayasaya uygun karar verilip verilmediği her zaman sorgulanır. Karara dönük eleştiriyi karar verenlerin itibarsızlaştırılması olarak takdim etmek kabul edilemez.
ELEŞTİRİYE TAHAMMÜLSÜZLÜĞÜN ÖRNEĞİ
Mahkeme başkanının niyet sorgulaması eleştiriye tahammülsüzlüğün örneğidir. Yasama yürütme ve yargının üzerinde olduğunu ifadeyle yasama yürütme ve yargı vatandaşların sorununu çözmezse biz hazır bekliyoruz mesajı vererek kendi kuruluş amacı dışında yetki ve görevlerle donatmakla ve yeni bir vesayet organından da öte bütün güçleri üzerine alan alternatif bir iktidar olmaktadır. Bu yaklaşım asla kabul edilemez. Kimsenin yargı üzerinde vesayet hakkı ve yetkisi olmadığı gibi AYM'nin veya başkanının da yasama yürütme ve yargı üzerinde vesayet organı olma hakkı bulunmamaktadır.
MİLLET HER ZAMAN İRADESİNE SAHİP ÇIKMIŞTIR
Yasama yetkisi TBMM'ye aittir. Bu yetki devredilemez. AYM Başkanı dahil hiç kimse bu yetki ve görevi sorgulayamaz hafife alamaz. Bütün sorunların görüşüleceği yegane adres de TBMM'dir. Yürütme yetkisi bakanlar kurulundadır. Yürütme anayasaya uymakla görevlidir. AYM'yi kuran da kanununu çıkaran da TBMM'dir. Hiç bir kişi makam veya mevki millet iradesinin tecelli ettiği meclisin üzerinde değildir bundan sonra da olmayacaktır. Millet her zaman iradesine sahip çıkmıştır bundan sonra da çıkacaktır.
YARGININ BİRİLERİNİN ARKA BAHÇESİ OLMASINA İZİN VERMEYİZ
Türkiye bir hukuk devletidir. Herkes hukuk içinde hareket etmelidir. AYM'nin görev ve yetkileri kanunların kararnamelerin içtüzüklerin Anayasaya uygunluğunu denetlemek ve bireysel başvuruları karara bağlamaktır. AYM'nin yargı görevi yoktur. Yargının tarafsız bağımsız olması demokrasinin teminatıdır. Yargının bağımsızlığını sağlamak için mücadele ettik. Yaptığımız yasal düzenlemelerin yegane hedefi bunu sağlamaktır. Yargının bir ideoloji din mezhep ırk veya mensubiyetin arka bahçesi olmasına hiç bir zaman rıza göstermedik. Bundan sonra da göstermeyeceğiz. Dün de yargıdaki vesayetlere karşıydık bugün de karşıyız. Bundan sonra da karşı olmaya devam edeceğiz.
2010 Anayasa değişikliği bu iradenin bir sonucuydu. Yargının arka bahçesi olmaktan çıkarılıp başka bir ideolojiye arka bahçe olsun diye yapılmamıştır.
AYM Başkanı sadece siyaseti değil ilk derece mahkemelerinde görev yapan hakimleri de eleştirmiştir. Kendi dışındaki yargı organlarına dönük eleştirileri adaletin seviyesinin düşüklüğü olarak yorumlamıştır.