Beğenmedim bu oyunu!

Recep Çınar
Bir hayal kırıklığı ya da bir sürpriz değil Kayseri Erciyesspor beraberliği… Üç aşağı beş yukarı beklediğim bir durumdu… Konyaspor için de beklenen bir durumdu… Sonuçta bu bir oyun… Mutlaka kazananı ya da kaybedeni olacak…
Bir önceki yazımda “Kayseri Erciyes çantada keklik değil” öngörülerime, bazıları yine burun kıvırmış, dudak bükmüştü… Kendi evinde Çanakkale Dardanel’den 4 yemiş bu takımı, Konyaspor’un “kevgir”e çevireceği pompalanıyordu, futbolun konuşulduğu ortamlarda…
Futbolda maç oynanmadan sonucun önceden bilinemeyeceği gerçeği Kayseri Erciyes maçında tokat gibi suratımıza inerken, şapkamızı düşürdü, kelimizi de gösterdi…
Maç öncesi yazımda “Kayseri Erciyes takımının, kendi saha ve seyircisi önünde Çanakkale’den dört yemesi, bu takımın “çantada keklik” olduğu anlamına gelmiyor… Ya da Konyaspor’un üç puan cepte görme gibi bir durumu… Bu düşünce ve bu görüş son derece yanıltıcı olur, rakibi kışkırtır ve yaralı aslan durumuna sokar…İşin özü şu; Kayseri Erciyes takımı genç, koşan ve mücadele eden bir oyuncu grubundan oluşuyor… Anlayacağınız Kayseri Erciyesspor, asla çantada keklik, Konyaspor’un 3 puanı cepte değil” diyerek, futbola bakışımı ortaya koymuştum.
Bu madalyonun bir yüzü…
Madalyonun diğer yüzüne bakacak olursak, işte orası sıkıntılı… Madalyonun bu sıkıntılı yüzü genel itibarıyla ne güldürür, ne de süründürür…
Ama sadece bugün…
Sonrası mı?
Umarım iyi olur.
İlerleyen haftalarda Hüsnü Hoca dengeleri değiştirebilir, takım içerisinde ağır aksak işleyen mevkileri gözden geçirebilir, hem uyum hem de oyun olarak topallayan bu futbolcu grubunu takım haline getirebilir…
Anlayacağınız şapkayı bir anda tersine döndürebilir…
Bu konuda Hüsnü Özkara’ya olan güvenim ve inancım sınırsız… Biliyorum ki, Hüsnü Özkara’nın hem kalp hem de beden gözü Giray Bulak gibi kapalı değil…
Burada benim söylemeye çalıştığım mesele şu;  Erciyesspor maçında izlediğim Konyaspor, bu görüntüsüyle hem teknik ekibi, hem yöneticileri, hem bizleri, kısacası da bu şehri üzer… Hem de çok üzer…
Bunun aksini söyleyenin alnını karışlarım…
Konyaspor hazır mı?
Değil…
Konyaspor takım olmuş mu?
Hayır…
Konyaspor eksik mi?
Eksik…
Konyaspor şampiyon olur mu?
Olur. Ama bu haliyle zor…
Konyaspor düzelir mi?
Konyaspor eğri değil ki, düzelsin…
Konyaspor’un sadece zamana, sabıra, güvene ve emeğe ihtiyacı var…
Ama aynı sendromları sadece Konyaspor değil, diğer takımlar da yaşıyor… Aynı kaygılar diğer takımlar için de geçerli… Bank Asya’da bir tek takımın dahi tam olarak hazır olduğunu söyleyebilmek mümkün mü?
Belki Bucaspor…
Ya diğerleri… Çaykur Rize, Adanaspor, Giresunspor ve İzmir takımları… Hepsi aynı dertten muzdarip… Boş durmayacakları muhakkak… Mutlaka bir şeyler yapmak için hareketlenecekler…
İşin özü şu; dilim söylemeye, elim yazmaya varmıyor ama, Konyaspor’un mevcut hali beni yarınlar adına tir tir titretti…  Bu şehrin takımı ciddi ciddi bir kabus görmek istemiyorsa, şehrin dinamiklerini biran önce harekete geçirmeli ve bu takımı yukarı fırlatmalıyız...
Benimkisi sadece bir öngörü…
Şaka kaldırmaz yani…
Maçla ilgili düşüncelerime gelince; Konyaspor deve gibiydi… Doğru  tarafı yoktu yeşil-beyazlıların… Hatlar ve oyuncular arasındaki uyumsuzluk bana göre maça damgasını vurdu… Oyuncuların kişisel beceri noksanlıkları ve 3 pas yapamamalarını da eklersek olumsuzluklara,  bu anlayışla skoru değiştirmek ya da öne geçmek mümkün değildi…
Hele de savunma… Detaylarını yazmayacağım… Ama, Hüsnü Hocanın işi hiçte kolay olmayacak gibi…  Bu arada süper ligde oynayanların mutlaka, diğer oyunculara oranla bu takımı sırtlayacak, bu takıma maç kazandıracak ve bu takımı hedefine ulaştıracak “çok güzel hareketler bunlar” moduna girmeleri lazım…