Bbp Genel Sekreteri: Hükümet, 100 Bin Şirketi Psikolojik Baskı Altına Alıyor

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Sekreteri Üzeyir Tunç, 17 ve 25 Aralık soruşturmalarının ardından 'hizmet hareketi' ile irtibatlı olduğu iddia edilen 100 bin şirketin özel incelemeye alınmasına tepki gösterdi. Şirketlerin psikolojik baskı...

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Sekreteri Üzeyir Tunç, 17 ve 25 Aralık soruşturmalarının ardından 'hizmet hareketi' ile irtibatlı olduğu iddia edilen 100 bin şirketin özel incelemeye alınmasına tepki gösterdi. Şirketlerin psikolojik baskı altına alındığını vurgulayan Tunç, "Bu hükümet bu yöntemi daha önce bazı medya kuruluşlarına da uygulayarak tabiri caizse onları yola getirmiştir. Aynı yöntemi bu defa hizmet hareketine mensup olduklarını düşündükleri şirketlere yapmaktadırlar. TOBB, İTO, ATO ve diğer sanayi ve ticaret odalarının içine düştükleri sessizliği de anlamamız mümkün değildir.” dedi.

Üzeyir Tunç, konuyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada, 17-25 Aralık yolsuzluk soruşturmalarından sonra birçok alanda hukuk ve adaletin rafa kaldırdığını, Anayasa ve yasaların açıkça ihlal edildiğini dile getirdi. Son 8 aydır pek çok kamu personelinin gerekçesiz görevden alındığını, sürgüne gönderildiğini ve delilsiz suçlamalara maruz bırakıldığını kaydeden Tunç, şunları aktardı:

"Özellikle Emniyet camiasında yaşananlar, hukuk tarihimize kara bir leke olarak geçecek, yıllar sonra aynı 27 Mayıs, 12 Eylül ve 28 Şubat sürecindeki hukuk katliamları gibi, bu yaşananlarda milletin hafızasında derin bir iz bırakacaktır. Memuriyetim nedeniyle 11 yıl devlet adına bilanço inceleyen, 25 yıldır da mesleğim itibariyle kobiler adına bilanço düzenleyen birisi olarak ilgili gelişmeleri daha yakından takip ediyorum. Bu süreç başladıktan sonra 100 bine yakın vergi mükellefi, vergi incelemesine alınarak, psikolojik baskı altına alınmaktadır. Bu hükümet bu yöntemi daha önce bazı medya kuruluşlarına da uygulayarak tabiri caizse onları yola getirmiştir. Aynı yöntemi bu defa hizmet hareketine mensup olduklarını düşündükleri şirketlere yapmaktadırlar. İncelemeler henüz bitmediği için sonuçta ne olduğu belli değil ama belki de düzenlenecek yüklü cezalarla iflasa, kapanmaya veya yok pahasına satılmaya zorlanacaklar. Bu şirketler uzun yıllar büyük bir özveri ile çalışmış, ülkemiz için katma değer sağlamış, istihdam oluşturmuş, ihracat yapmış, ekonomimizin çok önemli yapı taşı olan ve bir zamanlar bizzat AKP Hükümetleri tarafından ‘Anadolu Kaplanları’ olarak adlandırılan KOBİ'lerdir. Yaşanan süreçle de uzaktan yakından alakaları yoktur."

Yaşananlar karşısında sivil toplum kuruluşlarının sessizliğe bürünmesini de eleştiren Tunç, "Biz bu filmi 28 Şubat sürecinde de seyrettik. O zaman da sermaye renklere yarılmış, yeşil sermaye olarak adlandırılan bazı şirketlerin faaliyetleri engellenmeye çalışılmıştı. Fakat o dönemde dahi bu kadar bitirmeye ve batırmaya yönelik bir girişim de bulunulmamıştı. Bizim asıl hayret ettiğimiz konu ise, bu şirketlerin üyesi oldukları kuruluşların bu olan bitenleri sessiz bir şekilde izlemeleridir. Oysa bu kuruluşlara bu şirketlerde aidat ödemekte ve aidat ödedikleri bu kuruluşların görevlerinden biri de üyesi olan şirketlerin işlerini geliştirmekte onlara yardımcı olmak ve karşılaştıkları problemlerde destek olmaktır. Başta TOBB, İTO, ATO ve diğer sanayi ve ticaret odalarının içine düştükleri bu sessizliği anlamamız mümkün değildir." ifadelerini kullandı.

İş dünyası kuruluşlarının sessizliğini manidar bulan Tunç, şöyle devam etti:

"Başta TÜSİAD, MÜSİAD, ASKON, TÜMSİAD, TUSKON olmak üzere iş adamlarının bir araya gelerek güç birliği yaptığı bu derneklerin bu olan biteni sessiz bir şekilde seyretmeleri de hayra alamet değil. Bugün içine düştüğünüz bu sessizlikten dolayı, yarın başınıza benzer şeyler gelirse söyleyecek söz, tutunacak dal bulamazsınız. Başvurduğunuz kapılar bugünleri hatırlatarak yüzünüze kapanabilir. Özellikle AKP’ye yakınlığıyla bilinen iş adamları derneklerine çağrıda bulunuyorum. Bu duruma herkesten önce sizin tepki duymanız gerekiyor. Hem eşit şartlarda rekabet adına, hem düzgün bir ekonomik gelişme adına, adalet adına, hukuk adına herkesten önce sizin bu haksızlığa karşı çıkmanız gerekir. Öbür taraftan benim de üyesi olduğum TÜRMOB, başta Ankara, İstanbul, İzmir SMMMO’ları olmak üzere 81 ilin SMMMO’ları bu konuda sessiz kalmamalı, Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavirler ise üyesi oldukları kuruluşlarda bu haksız, hukuksuz ve mesnetsiz incelemelere karşı tavrını ortaya koymalı, müşterilerine uygulanan bu haksız incelemeler karşısında sessiz kalmamalıdırlar."

Tunç, son olarak söz konusu şirketlere denetime gönderilen görevlilere, "Yaptığınız incelemelerde size yapılacak muhtemel baskı ve telkinlere boyun eğmeden, tam bir tarafsızlık ve ülkemizdeki mükelleflerin ortalama standartlarını da göz önünde bulundurarak incelemelerinizi yapmanızı bekliyoruz. Bu sayede yapılan bu zulme siz de ortak olmamış olursunuz." şeklinde seslendi. CİHAN

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Ekonomi Haberleri