Meslek hayatım boyunca çok sayıda haberler, köşe yazıları, gezi yazıları yazdım. Zaman zaman akademik makaleler yazma fırsatı da buldum.Fakat hiçbirisi şehit çocuklarını yazmak kadar zor değildi. Diğer gazeteci meslektaşlarımı bilmiyorum fakat ben şehit haberi yazarken, şehit haberlerine başlık atarken veya onlarla ilgili birşeyler yazarken gözyaşlarımı tutamıyorum...
**
Şehit Halil ibrahim Türkmen'in kardeşi küçük Nermin'i hala hatırlıyorum. Şimdi büyük ihtimal liseye başlamıştır. Ağabeyinin şehit olduğu yıl yani 2011 yılında 10 yaşındaydı. Özel Diltaş İlkokulu'nda okurken öğrenciler gazetemizi ziyarete gelmişti... Öğrencilere gazetenin nasıl hazırlandığını, haberlerin nasıl yazıldığını anlatmıştık...
**
Misafir öğrencilerden bir tanesi bana Şehit Halil İbrahim Türkmen'in haberini gazetenizde yayınladınız mı? Diye sordu..
1 hafta olmuştu şehit Halil İbrahim Türkmen'in haberini yayınlayalı. Evet yayınladık tabii ki dedim. Sonra sordum.
Neden sordun? Tanıyor muydun kendisini?
-"O benim ağabeyimdi" diye cevap verdi Nermin...
***
Hemen gazeteyi bulduk ve kendisine gösterdik haberi. Nermin Türknmen gazeteyi aldı ve sınıf arkadaşlarına gösterdi gazeteyi "Bakın bu benim ağabeyim" diye gösterde şehit ağabeyini gururla.. Daha o zaman 10 yaşında olan Nermin, "Ağabeyimi böyle al bayraklara mı sarıp gönderecektiniz" diyerek ağlaması, cenazeye katılanları duygulandırmıştı...
**
Tabii bizim yüreğimizde fırtınalar esti. Nermin'in o vakarlı ve gururlu tavrı beni çok etkiledi. Kendisinde bir şehit kardeşine yakışan bir asalet vardı. Yıllar geçti hala ismi aklımda. O kadar şehit verdik artık isimleri bile aklımızda kalmıyor. Sadece son Konya 1 yılda 30'dan fazla evladını şehit verdi. Son 1 yılda gazete manşetlerimizin büyük bir kısmı şehit haberleriyle ilgili.. Türkiye son 1 yılda 800'den fazla evladını teröre kurban verdi...Şehit acısı Anadolu'nun ortak kaderi oldu..
**
Geçen hafta Hakkari'nin Çukurca ilçesinde şehit olan Ladikli şehidimiz Yunus Emre Uçar'ın 3 yaşındaki oğlu Muhammed Emin babasının cenazesinde ağlarken çekilen fotoğrafını unutmak mümkün mü? Aklımızın ve kalbimizin bir köşesinde kalıyor o yetim ağıtları. Zamanla herşey unutuluyor ama o şehit çocuklarının gözyaşları unutulmuyor işte...O yetim yüreklerde ne kıyametler kopuyor ama bizim haberimiz yok...
**
Bir bayram daha kapımıza geldi çattı. Huzurlu ve mutlu bayramlara hasret kaldık. Bayram gibi bayramları artık mazide arıyoruz. Bayram günleri bazılarına mutluluk verirken, bazılarını ise hüzne boğacak En çok da şehit çocuklarının bayramı buruk geçecek. Akranları analarının, babalarının elini öperken, dedelerinden nenelerinden harçlık alırken, onlar bayram sabahı soluğu şehitliklerde babalarının mezarının başında alacak...
**
Nermin büyüyüp koca kız olmuştur. Yaşananların farkında. Ağabeyinin kahramanlığını anlatacak ileride çocuklarına... Ya küçük Muhammed Emin o nasıl anlayacak olan biten bunca kötülüğü. Bizim aklımızda sadece cenazede ağlarken çekilen resmi kalacak. Onun ise büyüdükçe baba özlemi artacak. Babam hayatta olsaydı da beni kucaklasaydı, harçlık verseydi hatta keşke dövseydi diyecek..
**
Allah'ım bu millete bayram tadında bayramlar yaşat. Memleketimiz üzerinde hain planlar kuranlarını kahreyle. Bu bayram sabahı evlatlarımızı sarılırken, lütfen şehitlerimizin geride bıraktığı yetimleri de hatırlayalım. Etrafınızda şehit çoçuğu varsa onları kucaklayın, onları sevindirin. Onlara sahipsiz olmadıklarını ve önemli insanlar olduklarını hissettirin.
Memleketimiz huzurlu olsun
Yavrularımız yetim kalmasın
Bacılarımız dul kalmasın.
Analarımız babalarımız ağlamasın.
Millet var olsun, vatan sağolsun.
KURBAN BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUN....