Müslümanlar, başsızlık nedeniyle denizdeki bir sandal gibi savruluyor. Üzerlerinde oynanan planları sadece izlemekle yetiniyorlar. Üstelik bu oynanan planlara bile dahil olup, kendi hallerince iyi işler yapıyorlar.
**
Bâtıl, yine bir senaryoyu uygulamaya koydu. 11 Eylül, Arap Baharı gibi usta senaryoları başarı ile uygulayanlar, bu sefer Fransa'da Peygamber Efendimiz'e hakaret karikatürlerini yayınlayan bir dergide 12 kişinin ölümünü tezgahladılar. Karikatür krizi 2006 yılında yaşanmıştı. Türkeye'de de Saadet Partisi tarafından düzenlenen yüzbinlerin katıldığı bir mitingle gereken tepki gösterilmişti.
**
O kadar yıl geçmiş, gündeme bir anda 'Radikal İslamcılar!" tarafından öldürülen 12 kişi oturuveriyor... Tam bu şoku atlatamamışken, bir güç devlet başkanlarını Fransa'da toplanmaya itti. Başbakanımız da bu gücün tesirinde kalarak yürüyüşe katıldı. Şaşırdık. İslam düşmanları kol kola yürüyüş yapıyor, bizim Başbakanımız da yanlarında...
**
Yaşanan ölümleri kimse tasvip etmiyor, kınıyor... Peygamber Efendimiz'e hakaret karikatürleri üreten, şerre hizmet eden bir dergiye destek yürüyüşü, "Oradaki Müslümanları savunmak" adına bile olsa yanlış bir hareketti. Yürüyüşten sonra Türkiye'ye gelip kol kola gezilen İsrail Başbakanı Netayahu aleyhinde konuşmak da tirübünlere oynamaktan başka bir şey değildir.
**
AGD Şube Başkanı Mehmet Parlak Bey, basın açıklamasında ne güzel söyledi; "Terörü bitirecek süreç, ABD, AB ve İsrail ile kol kola Paris’te yürümekten değil, D-8 ülkelerinin ve dünyanın tüm mazlum ülkelerinin liderleriyle aynı safta emperyalizme karşı İstanbul’da yürümekten geçer.”
**
Aynen öyle. Terörden beslenen ve İslam ülkelerine yaptıkları operasyonlarla Müslümanlara kan kusturan ülkeler apaçık ortadayken biz hala Batı'ya yaranacağız diye uğraşıyoruz. Gözler nasıl kapanmışsa, 'Biz şunu yaparsak, Batılı bize iyi gözle bakar' gibi düşüncelere giriyoruz.
**
Bakara Suresi'nde (120) Cenab-ı Hakk şöyle buyuruyor: “Dinlerine tâbi' olmadıkça, ne Yahudiler ne de Hristiyanlar senden aslâ hoşnut olmayacaklardır. (Onlara) de ki: 'Şüphesiz ki Allah’ın hidâyeti (olan İslâm), hidâyetin ta kendisidir!' Eğer sana (vahiyle) gelen ilimden sonra onların arzularına uyarsan, Allah’tan gelecek azâba karşı sana ne bir dost, ne de bir yardımcı vardır!”
**
Kol kola da girseniz hoşnut olmayacaklar...