Bir dizi incelemeler için Konya'ya gelen 20. Dönem Ordu Milletvekili ve Saadet Partisi Genel İdare Kurulu Üyesi Mustafa Hasan Öz, gazetemizin sorularını yanıtladı. Türkiye'deki ekonomik, siyasi, manevi konular hakkında değerlendirmelerde bulunan Öz, birçok konu hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu. Türkiye'deki aile yapısı ve gençliğin bataklığa sürüklendiğini belirten Öz, “Genç nüfusumuza göz diktiler. Onları kültürel ve İslami değerlerden uzak tutuyorlar” diyor...
-Mustafa Hasan Öz Kimdir?
*1959 Ordu Ünye doğumluyum. 1980 yılında Selçuk Üniversitesi'nden mezun oldum. Memuriyeti değil serbest hayatı tercih ettim. Meslek olarak gazetecilikle uğraştım. Matbaa ve kitap işleriyle uğraştım. 1995 yılında Refah Partisi'nden Ordu milletvekili seçildim. Daha sonra Saadet Partisi kurucu üyeliğinde bulundum. Genel Merkez'in kararı ile İstanbul'a gönderildim. Şimdi de Saadet Partisi Genel İdare Kurulu Üyesi olarak görev yapıyorum.
-Türkiye'nin Ortadoğu'da yaşanan siyasi olaylardaki rolünü nasıl değerlendiriyorsunuz?
*Siyonizm,Yahudilik ve ırkçı Emperyalizm faaliyetleri ile kendilerini dünyaya hakim olmaya adayan bu millet kendilerinden olmayanları kendine köle yapmak istiyor. Bunun için 100 yıllık 4 kademeli bir plan yaptı. Birincisinde Sultan Abdulhamit'i tahttan indircekti. İkincisinde Osmanlıyı yıkacak, Üçüncüsünde İsrail Devleti'ni kuracaktı. Dördüncüsünde de Nil ve Fırat arasında Arz-ı Mevdud dedikleri büyük İsral'i kuracaklardı. Bu hedefler için, özel ekipler, kuruluşlar, medya toplulukları kurdular, ülkelerin içişlerine karıştılar. Bu planlardan 3 tanesini gerçekleştirdiler. 100. yıllarında büyük İsrail'i kuracakları 1997 yılıydı. Ve Erbakan hocamız bunu tüm dünyaya deşifre etti. İnsanlara siyonizmi anlattı. Bu oyunu bozmalıyız dedi. Hakikaten bu oyunuda bozdu. O yıl hocamızda Başbakan'dı. Hocamız İslam Birliği toplantısını yaparak onlara da büyük bir darbe vurdu. Büyük İsrail Projesi sekteye uğradı. Siyonizmin önündeki en büyük engel Milli Görüş Hareketi idi. Onlar bu hareketi zirvede görünce kudurdular. Üzerimize bütün oyunlarını oynadılar, hükümeti indirdiler, kargaşa oluşturdular. Efsanevi hükümeti yıktılar. Partimizi böldüler. Arkadaşlarımızı kandırdılar ve kendi taraflarına çektiler. Onların iyi niyetlerinin üstünde ötekilerin çok daha farklı planları vardı. Ufak tefek hizmetleri olabilir. Türkiye'nin geleceği bağımsızlığı önemlidir. Baktığımızda daha birçok eksiklik var.
-Suriye'de yaşanan olaylar ve Türkiye'nin tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
*Perdenin önünde bazı sureçler devam ederken Türkiye, AB, ABD ve İsrail ile ilişkilerini üst düzey tuttu. Bu arada da Ortadoğu'da bir takım gelişmeler oldu. Büyük Ortadoğu Projesi hareket geçti. Başbakan'da bu projenin Eşbaşkanı oldu. Bu süreç devam ederken İran ve Türkiye hedeflerindeydi. Kendilerine engel olarak gördükleri devletleri birbirlerine düşürmeye çalıştılar. Tam yerinde de Suriye'de bir kargaşa çıktı. İki dost düşman oldu. Çok akıllı hareket etmek zorundayız. Bir yanlış yaparsak onlar hedeflerine daha çabuk ulaşabilirler. Biz tecrübelerimizle uyarılarda bulunuyoruz. Siyonizm ve ABD'nin amacı Türkiye'yi Suriye'ye sokmaktır. Zaten araya fitneyi soktular. İran Suriye ile beraber hareket ediyor. Türkiye ise ikisinede karşı çıkıyor. Bu tehlikeli zamanda çok uyanık olmak zorundayız. Bu projeye alet olmayalım.
-AK Parti iktidarı dönemindeki ekonomik faaliyetler ve ekonominin mevcut durumunu nasıl buluyorsunuz?
*Türkiye'nin konuşulmayan başka yüzleride var. Ekonomide bir büyümeden bahsediliyor. Ne yazikki şu an Türkiye'de yurtdışından gelmiş sıcak para dediğimiz bize ait olmayan para var. Bizim paramız gibi ekonomik göstergelere kayıtlı. Halbuki Türkiye'nin ekonomisi kayıt dışıdır. Baktığımızda 10 bin dolar kişi başına düşen milli gelirden bahsediliyor. Konya'da dört kişilik bir aileye sorun 40 bin dolar yıllık gelirleri var mı? Mümkün değil çünkü birçok kişi borçlu. Borsanın yüzde 70'i yabancı sermaye. Bunlara para kazandırıyoruz. Bize faydası yok. Türkiye borçlu bir ülke. Biz IMF'ye borçu ödedik diye övünüyorlar. Türkiye'nin borcu 200 milyar dolardan 600 milyara çıkmış AK Parti iktidarı döneminde. Borç ona ya da buna olmuş farketmezki. IMF'ye olan borç önemli değil, IMF politikası devam ediyor. Memura yüzde 3'mü 3,5'mu verelim diye düşünüyorlar. Borç o kadar katlanarak gitmiş ki, biz yıllık 50 milyar dolar faiz ödüyoruz. Madem Türkiye büyüyor bu faiz neyin nesi? Biz bu parayı ödemeseydik de, bütçelerimizi denk yapsaydık iyi olmazmıydı. Biz bütçe açığı oldumu yine borç alıyoruz. Borç alarak borç ödemek iflasa götürür. Türkiye Refah Partisi'nin denk bütçesinden sonra düzenli bir sistem bulamadı. Zengin daha zengin oluyor, fakir giderek fakirleşiyor. İnsanlarımızın birçoğu zor durumda. Kredi kartlarına yükleniyorlar. 50 milyon kredi kartı var 20 milyon kişi kredi kartı kullanıyor. Bunların 10 milyonu askari tutarını ödeyemiyor. 2 milyonun kapısında icra bekliyor. Parasını ödeyemediği zaman birikimini de kaptırıyor. İnsanlar gerçekleri göremiyorlar insanlar okumuyorlar, çok kolay kanıyorlar. Türkiye'nin gizlenen yüzü var. Televizyonlarda gördükleri zaman Türkiye'nin ekonomisi iyi diyorlar. Kendileride sıkıntı çekiyor. Bu arkadaşların iyi niyetleri 10 yıldır bir hayırlı hizmete dönüşemedi. Destek aldıkları ırkçı Emperyalist devletleri bu arkadaşları baskı altına aldı. Bu arkadaşların yaptığı hizmetler varsa Milli Görüş mayası sayesinde var. AB, ABD ve İsrail ile işbirliği artarak devam ediyor. Bu gelecek için büyük sıkıntı yaratır.
-Türkiye'deki genç nüfusa ve aileye büyük önem veriyorsunuz, gençliğin mevcut durumunu ve gidişatını nasıl değerlendirirsiniz?
*Aile ve gençlik üzerinde ahlaki asimilasyon var. Anne ve babalar bu çocuklarla ilgilenmezlerse, çocukların ahlakı durumu kötüye gider. İnternette çok zaman geçiren çocuklarımız tuzaklara düşüyor. Kumar oynuyorlar, sapık tarikatlara üye oluyorlar, boşanmalar ve intiharlar artıyor. Gayri meşru ilişkiler çoğalıyor. Gençliğimiz tam anlamıyya bataklığa sürükleniyor.Türkiye'de yayınlanan 100'ün üzerinde dizi var. Bunların hepsi kültürümüzü ve dini değerlerimizi silmeye çalışan diziler. Bizim ailelerimizde bu dizileri duygusal bir şekilde izliyor. Ağlıyorlar bile. Çocuklarda izliyor sonra da böyle yaşamaya başlıyorlar. Sonunda ne oluyor, aile yapısı çöküyor. Bilinçli bir şekilde çok büyük oyunlar oynanıyor. Bizim genç nüfusumuzu ortadan kaldırmaya çalışıyorlar. AGD, Milli Görüş Hareketi gibi yapılar inşallah bunlara tepkisini sürekli dile getirecek.
-Toplumda yanlış gördüğünü eleştiren Saadet Partisi'ne de yöneltilen eleştiriler oluyormu, bu eleştirilere ne cevap vermek istersiniz?
*İnsanlar toplumdaki bazı gerçeklerin söylenmesinden rahatsız olmaya başladılar. O yüzden toplumun bilinçlendirilmesi lazım. İnsanlara sürekli siyasi propaganda yapılmaz. Konferanslarla, birebir görüşmelerle insanlara bilinç aşılanmalıdır. Bize hep aynı şeyleri söylüyorsunuz diyorlar. Efendim söylediğimiz şeyler ciddi meseleler. Bunlar düzeltilsin ondan sonra başka sorunları çözelim. Bakın insanlarımız inançlarından taviz verir hale geldi. Bizim söylediklerimiz inancımızın gerekleri olduğu için insanlardan bundan rahatsız oluyor. Bunun sonucunda gerçekleri söyleyenlere tepki veriyorlar. Biz yinede insanlara gerçekleri anlatmaya devam edeceğiz.
Röpörtaj: İBRAHİM ÇİÇEKÇİ