Şehirler için devlet büyüklerinin gelişi önemlidir.
Cumhurbaşkanının gelişi önemlidir. Hatta birinci, ikinci, üçüncü gelişi diye sayılır ilgili kişiler tarafından.
Başbakanın gelişi de önemlidir bir şehir için.
Konya için de önemlidir bu geliş gidişler.
Hatta Konya Başbakanın şehri oluşundan dolayı farklıdır diğer şehirler arasında.
Başbakanın bu şehirden milletvekili seçilmiş oluşundan dolayı çok farklıdır milletin gözünde.
İster Cumhurbaşkanının, isterse de Başbakanın her gelişi dikkatle takip edilir.
Hatta günler öncesinden haberi ilk veren gazete güya diğer gazeteleri atlatmış olur kendince.
Gazete yazarları arasında da bu geliş gidişleri dikkatle takip edenler vardır.
Kendilerince Başbakandan bunlar şunlar, Cumhurbaşkanından da bunlar ile şunlar istenmelidir diye ahkâm kesenler olur.
Hatta öyleleri vardır ki devlet erkânının gelişlerine siyasilerden bile daha fazla anlam yüklerler.
En garibi de bu işi şehir adına yapıyor olduklarını söylemeleridir.
Mesela şehir ile ilgili yapılması gerek en tabii iş bile bunların gözünde Cumhurbaşkanının veya Başbakanın gelişiyle ilgilidir.
Ya da şehrin merkezi idare ve yerel idarelerinin rutin işleri için bile Cumhurbaşkanının veya Başbakanın verecekleri talimatlarıyla yapılmalıdır.
Yol mu yapılacak, Başbakan başlatmalı veya talimat vermelidir.
Bina temeli mi atılacak, temeli Cumhurbaşkanı atmalıdır.
Bina mı hizmete açılacak, kurdeleyi devlet büyüğü kesmelidir.
2 sene, 3 sene sonrası için yatırım sözü mü verilecek, illaki devletlû büyükler bu sözü vermelidir.
Bu nedenle de, Cumhurbaşkanı veya başbakanın her gelişinde mitingler düzenlenmeli, toplantılar tertip edilmeli, geçeceği yollarda trafik dakikalar öncesinden kesilmeli, hatta hangi camide namaz kılacaksa o camide en ön safta yer ayrılmalıdır.
Çünkü Devlet büyüğünün gelişi gidişi şehirde belli olmalı, vatandaşlara hissettirilmelidir.
Verilecek sözlere gelince;
Çoğunlukla ilgililer ve basın mensuplarında olan büyük büyük beklentiler karşılanmaz.
Düşük profilli bir iki söz verilir, varsa bir iki açılış yapılır ve hükümet merkezine dönülür.
Beklentiler mi, devletlilerden alınacak sözler alınamadı diye asla küsülmez, umutsuzluğa kapılınmaz.
Sadece gelecek ziyarete kadar umut dolabındaki yerlerine kaldırılır.
Başbakanın 22 Nisandaki Konya ziyareti de hemen hemen aynen böyle oldu.
Çevre yolundan metroya kadar beklentiler vardı. Olmadı.
Stadın resmi açılışından Belediye Sarayının kurdele kesimine kadar ümitler vardı. Başka bahara kaldı.
Verilen söz mü: Sadece 1 milyonluk kütüphane sözü ile yetinildi.
Hâlbuki tek parti iktidarında bu şehrin başbakanından ne büyük beklentilerimiz vardı.
İhtiyaçlarımızdan daha büyük hedeflerimiz ve elimizde olanlardan daha büyüklerin arzuladığımız İhtiraslarımız gibi.
Veya her geçen yıl diğer şehirler arasında gelişmişlik sıralamasında kaybettiğimiz yerimizi görmüş olmamıza rağmen bitip tükenmeyen bir dahaki sefere ümitlerimiz gibi.