İstanbul gazetelerinin birinde bir köşe yazarı Başbakan Erdoğan’la telefonla görüştüğünü ve başbakanın İstanbul için iki “çılgın proje” hazırladığını ve bu “çılgın proje”yi anlattığını, bu projeleri duyduğunda “İstanbul konusunda bugüne dek duyduğum en çılgın proje... Biri bana ‘Bin proje say’ dese, bin gün izin verse, aklıma gelmez. Öyle çılgın...” dediğini hatırlıyor olmalısınız.
Söz konusu yazarın yazısından bu yana yaklaşık iki hafta geçmesine rağmen, basın yayın organlarındaki köşe yazılarında başbakanın kafasındaki İstanbul için adı geçen bu “çılgın projeler”in ne olduğu konusunda hayli tahmin ve hatta teklifler yayınlandı.
Hatta bazı köşe yazarlarına bu projelerin fısıldandığı, ancak izin olmadığı için açıklama yapamayacakları konuşulurken bu defa, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanının eski konuşmaları incelenerek bazı ipuçları elde edilmeye çalışıldı.
Başbakanın 1 Kasım'da proje yönetimi alanında dünyanın en önemli organizasyonu kabul edilen “24. International Project Management Association (IPMA)” adlı Kongrenin açılışında bu “çılgın projeler ini kamuoyuna açıklayacağı gibi İstanbul'daki 3 günlük kongre kapsamında 10 ayrı bakanlık da yeni projelerini ilk kez burada ortaya koymaya hazırlanıyor.
Ulaştırma, Sağlık, Bayındırlık ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın projelerinin ilgi çekeceğini ifade eden organizasyon yetkilileri, Kongre genelinde açıklanacak bakanlık projelerinin toplam değerinin 50 milyar doları aşacağını ifade ettiler.
Önemli konuların gündeme geldiği zamanlarda olduğu gibi, bu defada büyükşehir belediye başkanı yine Konya ve ülke dışında olduğu için, çılgın olsa da olmasa da kongrede açıklanacak 50 adet bakanlık projesinden herhangi birinden Konya’nın istifade edip edemeyeceği henüz açıklanmamıştır.
Bu defa nedense Dışişleri Bakanı Ahmet DAVUTOĞLU da susanlar arasına katılıvermiştir.
Hâlbuki Konya’nın da Vekili olduğunu öne süren Başbakanın Konya’nın Bakanı ve büyükşehir belediye başkanı ile kafa kafaya vererek 'çılgın' proje olmasa da 50 milyar dolarlık projelerin en azından birinin Konya ile ilgilendirilmesi gerekmez mi idi?
Çünkü Konya “Selçuklu Başkenti” olmanın ötesinde, Türkiye'nin KOBİ başkenti hatta belediye başkanlarının diliyle ifade edildiği gibi bir “Marka Kent” değil midir?
Yoksa biz yıllardan beridir içi boş sözlerle avutuluyor muyuz gerçekten?
Konya eğer gerçekten “Marka Kent” ise İstanbul için düşünülen “çılgın projeler” gibi hatta daha da çılgın birkaç proje neden Konya için düşünülmüyor? Hem böylelikle birazda belediyeler eliyle tırmandırıldığı iddia edilen inşaat sektöründeki krizin sona erdirilmesi için de bir destek sağlanmış olmaz mı?
Geçmişte belediye yönetiminin uzmanlara danışmadan, tartışmaya açmadan Konya için tenkit edilen projeler üretip hayata geçirdiği düşünüldüğünde, bu defa belediye başkanının hazırlayacağı projelerin büyük ve çılgın projeler adını alabilmesi ve bir kısım şer odakları(!) tarafından yine tenkit edilmemesi için söz konusu olacak projeleri uzmanlara, mimarlara, kent planlamacılarına hatta sosyologlara danışarak hazırlayacağı beklenebilir.
Çünkü hemen herkes tarafından bilinmektedir ki; Konya’ya çılgın ve büyük projeler yapabilmek için yeterli bilgiye ve derin bir kültüre sahip olmak gerekir. Tabii gerçekten delice projeler yapılmadığı sürece.
İşbaşındaki belediye başkanlarının geçen dönem başkanlarının yaptığı gibi bir çılgınlık yapıp yeni bir kule de yapamayacaklarına göre, belediyenin projecilerine katkı sağlamak ve gündeme getirilebilecek çılgın proje eksikliğini bir nebze olsun gidermek ve amacıyla aşağıdaki proje tekliflerini sunmak istiyoruz.
1-TELEFERİK PROJESİ:
Selçuklu bölgesindeki raylı sistemin Karatay ve Meram bölgesindeki eksikliğini kapatabilmek amacıyla Adliye Sarayından başlayıp Mevlana – Alâeddin istikametinden devam edecek ve Meram Tavusbaba Tepesi’nde sonlanacak teleferik projesi.
2- SUYOLU LALE ADA PROJESİ:
Mevlana Kültür Vadisi Projesi’nin daha da geliştirilip, Mevlana Müzesi çevresinin Dubai veya Mekke-i Mükerreme’deki gibi içinde her türlü aktivite merkezinin yer alacağı gökdelenlerle doldurularak ve çok yıldızlı otellerin birbirine suyolları ile bağlanacak şekilde Mevlana Kültür Vadisi Projesi’nin bir eğlence ve aktivite adası haline dönüştürülmesi.
Hatta bu adanın şeklinin Konya’mızın lale başkenti(!) olması hasebiyle Dubai’nin ünlü Palmiye Adası’nın şeklinden esinlenerek Lale şeklinde yapılması.
3- SEMAZEN HEYKELİ PROJESİ:
Akyokuş’a veya Meram’ın uygun bir yerine şöyle bir 100 metrelik devasa boyutta içinde restoranı, eğlence mekânları falan olan, aynı zamanda kilise, cami, sinagogu da bulunan semazen heykeli projesi.
Zihni sinir projelerine rahmet okutturacak bu projeler hasbelkader beğenilmez ise, geçen bunca zaman içinde gerçek şehirciliği ne yazık ki öğrenemeyenlerin önüne uygulanması gerçekten çok daha kolay olan iki proje daha konulabilir.
Bunların birincisi Konya’yı geleceğe hazırlamaktır, ikincisi de ulaşımı çözmektir.
Söz konusu yazarın yazısından bu yana yaklaşık iki hafta geçmesine rağmen, basın yayın organlarındaki köşe yazılarında başbakanın kafasındaki İstanbul için adı geçen bu “çılgın projeler”in ne olduğu konusunda hayli tahmin ve hatta teklifler yayınlandı.
Hatta bazı köşe yazarlarına bu projelerin fısıldandığı, ancak izin olmadığı için açıklama yapamayacakları konuşulurken bu defa, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanının eski konuşmaları incelenerek bazı ipuçları elde edilmeye çalışıldı.
Başbakanın 1 Kasım'da proje yönetimi alanında dünyanın en önemli organizasyonu kabul edilen “24. International Project Management Association (IPMA)” adlı Kongrenin açılışında bu “çılgın projeler ini kamuoyuna açıklayacağı gibi İstanbul'daki 3 günlük kongre kapsamında 10 ayrı bakanlık da yeni projelerini ilk kez burada ortaya koymaya hazırlanıyor.
Ulaştırma, Sağlık, Bayındırlık ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın projelerinin ilgi çekeceğini ifade eden organizasyon yetkilileri, Kongre genelinde açıklanacak bakanlık projelerinin toplam değerinin 50 milyar doları aşacağını ifade ettiler.
Önemli konuların gündeme geldiği zamanlarda olduğu gibi, bu defada büyükşehir belediye başkanı yine Konya ve ülke dışında olduğu için, çılgın olsa da olmasa da kongrede açıklanacak 50 adet bakanlık projesinden herhangi birinden Konya’nın istifade edip edemeyeceği henüz açıklanmamıştır.
Bu defa nedense Dışişleri Bakanı Ahmet DAVUTOĞLU da susanlar arasına katılıvermiştir.
Hâlbuki Konya’nın da Vekili olduğunu öne süren Başbakanın Konya’nın Bakanı ve büyükşehir belediye başkanı ile kafa kafaya vererek 'çılgın' proje olmasa da 50 milyar dolarlık projelerin en azından birinin Konya ile ilgilendirilmesi gerekmez mi idi?
Çünkü Konya “Selçuklu Başkenti” olmanın ötesinde, Türkiye'nin KOBİ başkenti hatta belediye başkanlarının diliyle ifade edildiği gibi bir “Marka Kent” değil midir?
Yoksa biz yıllardan beridir içi boş sözlerle avutuluyor muyuz gerçekten?
Konya eğer gerçekten “Marka Kent” ise İstanbul için düşünülen “çılgın projeler” gibi hatta daha da çılgın birkaç proje neden Konya için düşünülmüyor? Hem böylelikle birazda belediyeler eliyle tırmandırıldığı iddia edilen inşaat sektöründeki krizin sona erdirilmesi için de bir destek sağlanmış olmaz mı?
Geçmişte belediye yönetiminin uzmanlara danışmadan, tartışmaya açmadan Konya için tenkit edilen projeler üretip hayata geçirdiği düşünüldüğünde, bu defa belediye başkanının hazırlayacağı projelerin büyük ve çılgın projeler adını alabilmesi ve bir kısım şer odakları(!) tarafından yine tenkit edilmemesi için söz konusu olacak projeleri uzmanlara, mimarlara, kent planlamacılarına hatta sosyologlara danışarak hazırlayacağı beklenebilir.
Çünkü hemen herkes tarafından bilinmektedir ki; Konya’ya çılgın ve büyük projeler yapabilmek için yeterli bilgiye ve derin bir kültüre sahip olmak gerekir. Tabii gerçekten delice projeler yapılmadığı sürece.
İşbaşındaki belediye başkanlarının geçen dönem başkanlarının yaptığı gibi bir çılgınlık yapıp yeni bir kule de yapamayacaklarına göre, belediyenin projecilerine katkı sağlamak ve gündeme getirilebilecek çılgın proje eksikliğini bir nebze olsun gidermek ve amacıyla aşağıdaki proje tekliflerini sunmak istiyoruz.
1-TELEFERİK PROJESİ:
Selçuklu bölgesindeki raylı sistemin Karatay ve Meram bölgesindeki eksikliğini kapatabilmek amacıyla Adliye Sarayından başlayıp Mevlana – Alâeddin istikametinden devam edecek ve Meram Tavusbaba Tepesi’nde sonlanacak teleferik projesi.
2- SUYOLU LALE ADA PROJESİ:
Mevlana Kültür Vadisi Projesi’nin daha da geliştirilip, Mevlana Müzesi çevresinin Dubai veya Mekke-i Mükerreme’deki gibi içinde her türlü aktivite merkezinin yer alacağı gökdelenlerle doldurularak ve çok yıldızlı otellerin birbirine suyolları ile bağlanacak şekilde Mevlana Kültür Vadisi Projesi’nin bir eğlence ve aktivite adası haline dönüştürülmesi.
Hatta bu adanın şeklinin Konya’mızın lale başkenti(!) olması hasebiyle Dubai’nin ünlü Palmiye Adası’nın şeklinden esinlenerek Lale şeklinde yapılması.
3- SEMAZEN HEYKELİ PROJESİ:
Akyokuş’a veya Meram’ın uygun bir yerine şöyle bir 100 metrelik devasa boyutta içinde restoranı, eğlence mekânları falan olan, aynı zamanda kilise, cami, sinagogu da bulunan semazen heykeli projesi.
Zihni sinir projelerine rahmet okutturacak bu projeler hasbelkader beğenilmez ise, geçen bunca zaman içinde gerçek şehirciliği ne yazık ki öğrenemeyenlerin önüne uygulanması gerçekten çok daha kolay olan iki proje daha konulabilir.
Bunların birincisi Konya’yı geleceğe hazırlamaktır, ikincisi de ulaşımı çözmektir.