Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş'a, Erbakan'lı 'Papa' Protestosu

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Kayseri’de yapacağı konuşma öncesi protesto edildi. Kurtulmuş, kürsüye çıktığı sırada ayağa kalkan bir grup öğrenci, Papa’nın Türkiye’ye davet edilmesini eleştirerek "Erbakan’ın yolu Papa’ya...

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Kayseri’de yapacağı konuşma öncesi protesto edildi. Kurtulmuş, kürsüye çıktığı sırada ayağa kalkan bir grup öğrenci, Papa’nın Türkiye’ye davet edilmesini eleştirerek "Erbakan’ın yolu Papa’ya haddini bildirme noktasındadır." diyerek bağırdı.

Çeşitli etkinliklere katılmak üzere Kayseri’ye gelen Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, programının akşamki bölümünde öğrencilere konferans verdi. Kayseri İmam Hatip Mezunları Derneği’nin organize ettiği 'Yeni Türkiye 1' konferansında Kurtulmuş kürsüye çıktığı sırada protestoyla karşılaştı. Salondan bir grup öğrenci ayağa kalkarak içlerinden birisi "Başbakan Yardımcısı olarak sizden ricamız Papa’nın Türkiye’ye gelmesini engellenmesidir. Erbakanımızın yolu, Papa’yı karşılamak değil, Papa’ya haddini bildirme noktasındır. Sizden rica ediyorum, Papa lütfen Türkiye’ye gelmesin.” dedi.

Grup daha sonra 'Mücahit Erbakan' sloganı attı. Korumalar öğrencilere müdahale etmezken, Kurtulmuş da öğrencileri dinledi. Kısa süreliğine bulundukları yere oturan öğrenciler, Kurtulmuş konuşmaya başlamasıyla birlikte salonu terk etti.

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, konuşmasında öğrencilerin eylemi hakkında konuşmamayı tercih etti. 'Yeni Türkiye' sözünün boş yere söylenmediğini belirten Kurtulmuş, eski Türkiye’de başörtüsü, ifade özgürlüğü, hak ve hürriyet özgürlükleri konularında adaletsizlikler olduğunu anımsattı. Merve Kavakçı’nın başörtülü olduğu için Meclis'te yemin ettirilmediğini hatırlatan Kurtulmuş, eski Türkiye’nin geride kaldığını kaydetti. Kurtulmuş, "Camileri ahır ve samanlık yapan Cumhuriyet Halk Partisi, Allah’a şükür bugün genel merkezinde mescit açan bir noktaya gelmiştir." şeklinde konuştu.

Yeni Türkiye’nin daha başlangıcında olduklarını belirten Kurtulmuş, “Cumhurbaşkanını halk seçmeye devam ederse, bu milletin şarkısıyla türküsüyle, çarşısıyla pazarıyla ilgisi olmayan hiç kimse cumhurbaşkanı seçilemeyecek." dedi.

    Türkiye’nin 64 yıllık siyasi hayatında 5 kez darbe geçirdiğini anlatan Kurtulmuş, şunları söyledi: “Bu darbelerde Menderes idam edildi, Rahmetli Erbakan’ın koltuğu elinden alındı. Millete nice zorluklar çıkartıldı. 27 Nisan'da darbenin eşiğinden dönüldü. Önümüzde görünmeyen vesayetler olduğunu da gördük. 17 ve 25 Aralık hiç şüphesiz ki birilerinin devlet erkini ele geçirme çabalarıydı. Bu vesayet odaklarıyla mücadelemiz sürecektir. Eğer milleti yönetecekseniz buyurun sandığa. Oy almadan milletten yetki almadan herhangi bir şekilde milleti ben yöneteceğim diyemezsiniz. Biz buna müsaade etmeyeceğiz. Ne yargı, ne finans ne de paradikmatik vesayetlere fırsat vermeyeceğiz. En tehlikeli vesayetler bunlar."

    Geçen 12 yılda eski Türkiye’den hızla uzaklaşıldığını anlatan Kurtulmuş, "Yollar, hastaneler, havaalanları yapıldı. Eyvallah. Bana sorarsanız en önemli olanı devletin zihniyetinin değiştirilmesidir. Bu deveye hendek atlatmaktan daha zor bir iştir. Bu bir günde oluşmaz. Adım adım bu adımlar atıldı. Çok şükür önemli zihniyet değişimi yapıldı. Bu zihniyet değişimi etrafında yolumuza devam edeceğiz. Bize iki önemli nasihat kalmıştır. Birincisi ‘insanı yaşat ki devlet yaşasın’ Söz olarak kolay uygulaması zor bir sözdür. Devlet yönetmede aslolan insanın kendisidir. İnsanlar arasında eşitliği sağlamak demektir. Ama eski Türkiye, devleti yaşatırsak insanın önemli olmadığı Türkiye idi. Onun için suikastlar işlendi. 12 Eylül'de 7 bin insan öldü, Sivas, Maraş olayları oldu. Ancak buna karşılık bir avuç insan sırça saraylarda yaşadı. Hastanelerde insanlar sabah namazında kuyruğa girdi, havaalanları, sosyal yardımlar yapılamadı. Mahkeme salonlarını duvarını süsleyen ‘Adalet mülkün temelidir’ sözü de önemlidir. Herkes birbiriyle aynı haklara sahiptir demektir. Fatih Sultan’ın bir gayri müslimle aynı mahkemede yargılandığını biliyoruz. Bu adaleti sağlarsanız her şey tıkır tıkır işler. İkinci öğrendiğimiz budur." ifadelerini kullandı.

    Yeni Türkiye’nin yeni bir Ortadoğu’nun da başlangıcı olacağını belirten Kurtulmuş, "Gelecek nesiller ‘büyük medeniyetin üçüncü yürüyüşünü gerçekleştirdiniz, yeni bir sistemin kurulmasına katkı sundunuz’ diyecek. Buna katkı sunanlara kim nerede bu üçüncü yürüyüş çabasındaysa Allah ondan razı olsun." dedi.

    Bu başarıyı politik ve ekonomik reformları eş zamanlı olarak yapabilmekten kaynaklandığını belirten Kurtulmuş, "AK Parti hükümetinin başarısındaki temel neden budur. Rahmetli Erbakan döneminde de… Bu dönemde, bürokratik oligarşi zayıflatıldı, millet egemenliği güçlendi, Türkiye 2010 referandumuyla makas değiştirdi. Darbelerin sonuçlarıyla mücadele edildi. İnşallah halkın beklediği sonuçlar çıkar diye umuyorum. 2023’e kadar şu 4 meseleyi çözmemiz lazım. İsimlere bağlı kalmadan ülkeyi kim yönetirse yönetsin milletin istikameti dışında yönetemeyeceği bir Türkiye’yi oluşturmalıyız. Yeni bir anayasa yapmak siyasetin boynunu borcudur. Çoğulcu bir anayasa yapmak boynumuzun borcudur. Bu yeni anayasayla ilgili 12 Eylül'ün getirdiği bütün anti demokratik yasalardan kurtulmalıyız."

    "ÇÖZÜM SÜRECİ BAŞARIYLA SONUÇLANACAK"

    Türkiye’nin toplumsal bütünlüğünün sağlanması gerektiğini vurgulayan Kurtulmuş, onun için de çözüm sürecini başarıyla sonuçlandıracaklarını söyledi. Bu sürecin cumhuriyet tarihinin en zor süreci olduğunu belirten Kurtulmuş, “Bu süreç laf olsun diye başlatılmadı. Siyasi bir fantezi değildir. Büyük mesafeler alındı. Şunun farkındaydık, bu süreçlerin sona ermesinden rahatsızlık duyanlar, ürken çekinen bu süreç devam etsin diye ellerini ovuşturanların olduğunu da biliyoruz. Provokasyon yapacaklarını da biliyoruz. Bu halkın büyük çoğunluğu bu sürece destek veriyor. 30 yılda 35 bin insan ölmüş. Büyük bir savaşın zayiatı gibi. İnşallah silahlar sonsuza kadar toprağa gömülecek. Çözüm süreci sona ererse Türkiye koşarak yoluna devam edecek. Toplumsal bütünlüğün sağlanmasına da ihtiyacımız var. Alevi, Sünni, Kürt Türk herkesin bu vatanı sahipleneceği Türkiye’yi inşa etmek zorundayız. Kimse toplumsal meşrebi, dini diyaneti nedeniyle ötekileştirilmeyecek. İnşallah bu adımların hepsi atılacak.” diye konuştu.

    Konuşmanın sonunda KİMDER Başkanı Seyit Ali Yüzgeç Kurtulmuş'a çiçek ve plaket, Erciyes Üniversitesi Rektörü Fahrettin Keleştemur da bir tablo hediye etti. CİHAN

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Politika Haberleri