Elbet bir gün olacaktı bu iş ve maalesef 2013 yerel seçimleri öncesi Hz. Mevlana (ks)yı Anma Törenleri öncesinde İstanbul’da hem de Başbakan eliyle gerçekleşti.
Söylemek istediğimiz olay, Hz. Mevlana (ks) Anma Törenleri’nin görsel ögesi olan Semanın ve Şeb-i Arus ismiyle yapılan törenlerin Konya dışında bir yerde ve alternatif bir amaçla yapılmasıdır.
Yıllardır her aralık ayı geldiğinde konuşulduğu üzere Konya’da gündemin hemen hemen ilk iki maddesi, başbakanın Konya’ya gelmesi ve sema törenlerinin Konya dışında icra edilmesinin önlenmesidir.
Valilik, İl Genel Meclisi, Belediye, Üniversite ve adı çeşit çeşit olan sema toplulukları dernekleri yıllardır konuştukları sözleri güya icraat safhasına çıkarmışlar ve bir Mevlevi Mukabelesi olan Sema Törenlerinin adı ve yeri ne olursa Konya dışında hiçbir şehirde yapılmaması için genelge falan yayınlatmışlardı.
Ama gelin görün ki, adı geçen genelgeyi yayınlayan hükümetin tek yetkilisi olan Başbakan, tüm genelge hükümleri ayağımın altındadır dercesine 17 Aralık öncesi İstanbul’da yapılan ŞEB-i ARUS törenlerine katılmakta bir mahzur görmemiş ve hatta gecede sanatçılara eşlik ederek ilahi bile söylemiştir.
Yani işin açık seçik ifadesiyle Başbakan Sema Törenlerinin Konya dışında yapılıp yapılması ile direkt olarak ilgili değildir ve bu törenlerin Konya dışında yapılmasının Konya’mıza maddi ve manevi olarak vereceği zararlarla hiç mi hiç ilgilenmemektedir.
Olayların bu aşamaya getirilmiş olması kim ne derse desin Konya için bir kayıptır. Bu yıllardır Hz. Mevlana (ks) yı kendileri için bir ekmek kapısı haline getiren, tabir caiz ise Hz. Mevlana (ks) nın sırtından para kazananlar için ekonomik olsa da aslında Konya için kayıptır ve bu kaybın büyüklüğü ileriki yıllarda daha belirgin hale gelecektir.
Diğer tarafta bu kayıptaki en büyük pay yani suç, belediyede görevli oldukları süre içinde her fırsatta yasal prosedürleri “GENELGELER MEVZUATTAN DEĞİLDİR” sözleriyle bypass yapmakta mahzur görmeyen ikilinin yani il başkanı ve büyükşehir belediye başkanınındır.
Konu ile ilgili bir başka dikkat çeken husus Hz. Mevlana (ks)nın adının geçtiği hemen her yerde hamasi nutuklar atan ve yazılar yazan akademisyenler ile yerel basın kalemşorlarının il başkanı ve belediye başkanlarının arkasından anında sus pus olup derin bir sessizliğe bürünmeleridir.
Kolay değil seçim kapıya geldi.
Çünkü bu aşamada Başbakan için herhangi bir konuda söz sarf etmek veya tavır ortaya koymanın bedeli çok ağır olur.
Olaya Başbakan açısından bakıldığında ise Konya’nın il başkanı ile bakanı ile belediye başkanları ile ve sivil toplum kuruluşları ile bir değerinin, en azından eski değerinin olmadığı ve esamisinin okunmadığı ortadadır.
Konya’daki yerel seçimleri favorisi ve sürprizi olmayan bir seçim olarak gören şeytanın avukatları bu düşüncelerini başbakana ileterek böyle bir hataya sebep oldularsa, durum daha da vahim demektir.
AK Parti’nin muhafazakâr demokrat bir siyasal proje ile girdiği seçim arenalarında kolay seçim kazandığını görenler eğer hala ceket koysak kazanırız mantığını güdüyorlarsa, rakiplerinin bir inanç birliği içinde topyekün mücadele ettiklerinde, şu ana kadar bir türlü içinde mi, dışında mı olduklarına tam anlamı ile karar vermedikleri spor diliyle, sonunculuktan finalistliğe ve şampiyonluğa giden yolun zannettiklerinden kısa olduğunu yakın zamanda görebilecekleridir.
Ankara gündemi bir yana, zaman zaman Türkiye gündemini bile kendisinin istediği biçimde yönlendirmeye yönelik garip siyasal hamleleriyle tanınan Melih Gökçek ile Belediyecilik başarısı yönünden büyükşehir belediye başkanları arasında öne çıkan Mehmet Özhaseki gibi bir başkan istiyoruz taleplerinin toplumda karşılık bulması boşuna değildir.
10 yıl gibi kısa bir sürede “KONYA GİBİ BİR TÜRKİYE’DEN” geldiğimiz yere dikkatlice bakın.
“Çünkü siyasette sürekli kazanmak, tehlikeli bir alışkanlık oluşturur.”