Başbakan Davutoğlu: Fetrete İzin Vermeyeceğiz

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Aşkı ve muhabbeti bu topraklarda egemen kıldığımız gibi, milletin birliğini, dirliğini ve huzurunu da egemen kılacağız. Fetrete kesinlikle izin vermeyeceğiz. Bu topraklarda bir daha düzensizliğe, kargaşaya verecek...

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Aşkı ve muhabbeti bu topraklarda egemen kıldığımız gibi, milletin birliğini, dirliğini ve huzurunu da egemen kılacağız. Fetrete kesinlikle izin vermeyeceğiz. Bu topraklarda bir daha düzensizliğe, kargaşaya verecek olanlar bu emellerine ulaşamayacaklar." dedi.

Başbakan Davutoğlu, toplu açılış töreni için Amasya’ya geldi. Başbakan Davutoğlu'nu, Amasya Merzifon Havalimanı'nda İçişleri Bakanı Efkan Ala, Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Amasya Valisi İbrahim Halil Çomaktekin, Amasya Belediye Başkanı Cafer Özdemir, bazı milletvekilleri ve diğer ilgililer karşıladı. Buradan Amasya il merkezine geçen Davutoğlu, Yavuz Selim Meydanı’nda halka seslendi. Ahmet Davutoğlu, Amasya'da düzenlenen toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, "Bayram sevincini zehir etmek istercesine eşkıyalar, vandallar, teröristler şehirlerimizde fetret yaşatmak istediler. Bu ülkede fetret yaşatmak istediler." şeklinde konuştu. Davutoğlu, şunları söyledi: "Şimdi oynanan oyuna karşı sembol 2 isim, Hüseyin Hatipoğlu ve Yasin Börü. Biri Türk, biri Kürt. Ama bu hainlerin elinde şahadet şerbetini tattıkları gibi eminim ahirette de dünyada olduğu gibi omuz omuza 'şehitler' olarak haşrolacaklar. Bu da şuna işarettir ki böyle bir vandalizm, terör geldiğinde Türk, Kürt, Arap hiçbir özellik taşımadan, herkesi aynı anda katlediyor. Aslında Muharrem ayı yaklaşırken şehidimiz Hüseyin Hatipoğlu da vatandaşımız ve bu anlamda şehidimiz Yasin Börü de sembol olarak Hazreti Hüseyin'in makamına yükseldiler. Muharrem ayı yaklaşırken Kerbela'da nasıl Hazreti Hüseyin şehit olmuşsa, bu kardeşlerimiz de eşkıyaların ve fetret çıkarmak, kardeşi kardeşe düşman etmek isteyenlerin ellerinde şehit oldular. Şimdi HDP'nin de CHP'nin de Demirtaş'ın da Kılıçdaroğlu'nun da hesap verme vaktidir. 'Türkü Kürde kırdırmak isteyenler, Kürdü Türke düşman etmek isteyenlere izin vermeyeceğiz."

"Amasya'dan sesleniyoruz; aşkı ve muhabbeti bu topraklarda egemen kıldığımız gibi, milletin birliğini, dirliğini ve huzurunu da egemen kılacağız. Fetrete kesinlikle izin vermeyeceğiz. Bu topraklarda bir daha düzensizliğe, kargaşaya verecek olanlar bu emellerine ulaşamayacaklar." diyen Başkakan, "Malazgirt'te, İstiklal Harbi'nde ya da Fetret Dönemi'ni aşarken gösterilen kardeşlikte olduğu gibi bu topraklarda kardeşliği egemen kılacağız. Çözüm sürecinden bizim anladığımız, Ferhat ile Şirin'in muhabbetini bütün Türkiye'ye egemen kılmaktır. Doğu, batı, kuzey, güney, her bir vatandaşımızı birbiriyle kardeş kılmaktır. Bu kararlılıkla yola devam edeceğiz. Ne yaparlarsa yapsınlar çözüm sürecinde hedeflediğimiz milli birlik ve kardeşliği tahrip edemeyecekler. Buna izin vermeyeceğiz." ifadelerini kullandı. Davutoğlu, şöyle devam etti: ''Şimdi biz bazı tedbirler almaya başlayınca, bu tedbirleri yasal çerçeveye oturtma kararlılığı gösterince hemen birtakım çevrelerden sesler yükselmeye başladı. 'Türkiye otoriterleşiyor mu?', 'Türkiye polis devleti haline dönüşüyor mu?' diye. Peki, Yasin Börü'nün, Hüseyin Hatipoğlu'nun hunharca katledilmelerine niye sessiz kaldınız? Bilsinler ki Türkiye'nin dirliği, düzenliği söz konusu olduğunda, kamu düzeni söz konusu olduğunda her türlü tedbiri hiç çekinmeden alacağız. Ama özgürlükleri de kararlılıkla koruyacağız ve geliştireceğiz. Demokrasi ve özgürlüklerden bir nebze dahi fedakarlık etmeyeceğiz."

Davutoğlu, "O binaları, ambulansları yakanlar yıkanlar bunları yapabilecekler, siyaset özgürlüğünü yok edecekler, insanlarımızın, vatandaşlarımızın seyahat özgürlüğünü yok ederek, yolları kesecekler, fikir özgürlüğünü yok ederek kendileri dışında düşünenleri 3. katlardan atıp katledecekler... Bütün bu özgürlükler yok edilirken susanlar, şimdi biz bunların hesabını sormak için tedbir aldığımızda seslerini yükseltecekler. Yok öyle yağma. Biz bu ülkenin hiçbir semtini, mahallesini, köyünü, kasabasını, ilçesini, ilini, eşkıyaya, teröristlere, vandalizme teslim etmeyiz, mağdur etmeyiz." şeklinde konuştu.

Davutoğlu, bu tedbirlerin özgürlükleri teminat altına alan tedbirler olduğunu ifade ederek "Diyorlar ki, 'Bu tedbirler alınmasın', yani maske takıp... Aziz Amasyalılar o nur yüzlerinizi ben görüyorum. Allah o nur yüzünüzün tebessümünü daim eylesin. Ama hiçbirinizin yüzünde maske görmüyorum. Niye maske takmadınız, işte burada toplantı ve gösteri hakkı kullanılıyor, niye takmadınız? Çünkü siz buraya suç işlemek için gelmediniz. Aşkla, muhabbetle geldiniz. Nefret ve kinle gelmediniz. Ama İstanbul sokaklarını, bırakın Diyarbakır'ı, Batman'ı, Van'ı, İstanbul sokaklarını, Okmeydanı'nın caddelerini kesip, maske takarak sağa sola ateş edenler özgürlük mü kullanıyorlar? Niye maske takıyorsunuz? Çünkü suç işlemeye niyetleri var.'' dedi.

"Kimse gösteri ve toplantı özgürlüğünü kullanırken maske takmayacak. Bu yolla muhalefetin de maskesi düştü. Çünkü onlar siyaseti de maske takarak yapıyorlar. Sokağa vandalları da maske takarak sürüklüyorlar. Maskeler düşmüştür. Barış ve Demokrasi diye partisinin adını koyduktan sonra insanları şiddete ve nefrete çağıranların maskesi düşmüştür." diyen Davutoğlu, şu ifadeleri kullandı: "(Esed) Rakka'da, Halep'te Kürt köylerini bombalandı. Kılıçdaroğlu'ndan ses duydunuz mu? Bir merhamet çağrısı duydunuz mu? Bir tavır gördünüz mü? Aksine en yakın adamlarını Beşşer Esad'ı neredeyse tebrik edercesine gönderdi. Şimdi çıkıyor diyor ki, 'Sadece Kobani'ye dönük olarak bir teskere çıkaralım.' Aslında maskesi düşüyor. Diyor ki 'Esadıma dokunmayın, sadece IŞİD'e dokunun, ona da Kobani'de dokunun' ama televizyon programında Kobani nerede dendiğinde 2-3 kelime dışında bir şey söyleyemiyor. Bilmez. Biz Halep'i biliriz, Humus'u biliriz, Bayırbucak'ı, Cerablus'u, Tel Abyad'ı, Çobanbey'i, Lazkiye'yi, Dara'yı, Rakka'yı, Haseke'yi, Kamışlı'yı her yeri adım adım aşkla muhabbetle biliriz. O ise 'teskereyle girelim ve çıkalım' dediği yeri bilmez. Çünkü meselesi insanlık değil. Meselesi Esed rejiminin korunması, meselesi Türkiye'de Kobani için tahrik edilen kitleleri bir daha tahrik etmek."

Davutoğlu, "Tel Abyad'dan, Çobaşnbey'den IŞİD'den kaçıp gelen ki 1,5 milyonun içinde onlar da var, 'Türkmenler'i IŞİD'in zulmüne terk etseydiniz' diyor. İşte Kılıçdaroğlu'nun ahlakı da mantığı da bu kadar. Çünkü Kılıçdaroğlu Amasya'yı bilmez. Kılıçdaroğlu, bu topraklara ekilen merhamet tohumunu bilmez. Kılıçdaroğlu'nun bildiği tek şey CHP geleneğinden gelen baskıcı, diktacı zihniyettir. Dersim katliamını yapanların geleneğini tenkit edemeyen birisi tabii ki Esed'i de tenkit etmez. Söyledim yine söylüyorum, niye HDP Esed'e karşı çıkmadı? Biz söylüyoruz, bakın gür bir sesle iftira edenlerin yüzlerine bakarak söylüyorum, biz Esed zalimini de IŞİD zalimini de en güçlü kelimelerle lanetliyoruz, her ikisine de karşı mücadele vermeye hazırız." CİHAN

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Türkiye Haberleri